Kasım 2008

Ö T E S İ

 

8.12.2024 



Gezi

 
Banu Erkmen

Sarıkamış, beyaz düşler ülkesi…


Merhabalar. Bu ay son zamanlarda adını sıkça yapılan yeni yatırımlar ve tanıtma çabaları ile duymaya başladığımız Kars’ın Sarıkamış ilçesindeyiz. Pek çok kez ulusal sınırlarımız içindeki büyüklüklerden bahsederken kullanılan Edirne’den Kars’a kadar tabirini duymuşuzdur. Bu nedenle Kars bizim için her zaman en uzak kavramı ile birlikte hafızalarımızda yer etmiştir.

Ama son yapılan yatırımlar ve iletişim teknolojilerinin en uzaklara kadar varabilmesi ile Kars aslında o kadarda uzak olmadığını anlatmaya çalışıyor. Yapılan çalışmalarda ilk sırada öne çıkan turizm merkezi olarak Sarıkamış gösterilmekte. Şu an için konaklama imkânları bir miktar sınırlı da olsa sahip olduğu kış dönemi uzunluğu ve kar kalitesi ile dünyanın sayılı merkezleri ile kıyaslamak pekte abartılı olmaz.
Türkiye’nin Insburg’u
Böyle adlandırılmasının nedeni dünyanın çok az kayak merkezinde bulunan kristal karın bölgede yağması. Kristal karın yağması ise daha kaliteli ve sert kayak zeminlerini sağlamaktadır. Ayrıca ilk yağdığı günkü niteliğini eriyene kadar kaybetmez. Bu ayrıcalık dünyada da sadece alp dağları ve Sarıkamış’a verilmiş. Bu nedenle bana göre çok yakında iç hat uçuşları ve yerli turistlerimize yönelik ulaşım çeşitlerinin arttırılmasından önce pek çok yabancı ülkeden charter uçuşlarına başlanacak. Sarıkamış’ın en önemli kayak merkezi Cıbıltepe-Balıklıdağ-Çamurludağ 2200–2900 metre yükseklik gösteren bir plato üzerinde yer almaktadır. Burada bu sporu yapmanız için iki önemli neden daha söylemek gerekiyorsa öncelikle 7 km.lik pist uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun kayak pistine sahip. Bun yanı sıra Sarıçam Kayak Tesisleri saatte 2400 kişi kapasiteli, bilgisayar donanımlı telesiyej sistemi ile dünyanın üçüncü, Türkiye’nin ise en büyük kayak tesisi olma özelliğini taşıyor. 2700 m yüksekliğindeki Cıbıltepe'de tüm kayak severler için uygun zorluk derecelerinde 5 pistin bulunduğu 2 etap yer alıyor, ilk etap 2400 m uzunluğunda ve yeni başlayanlar için ideal bir eğime sahip. 2200 m uzunluğa sahip ikinci etapta ise 4 pist bulunmakta. Sarıçam ormanlarıyla kaplı pistten aşağı 7 km.lik inişinizi tamamladığınızda Türkiye'nin en uzun pistini tamamlamış olacaksınız. Doğanın kendine bahşettiği güzellikleri kristal beyaz bir tepsi ile sunan Sarıkamış aynı zamanda dört bir tarafının eşsiz sarıçam ormanları ile kaplı olması nedeni ile de rüzgâra ve çığ tehlikesine karşı doğal korunaklı ve güvenli olması da farklarının sayısını arttırıyor. Atatürk havalimanından sekiz buçukta uçağa bindiğiniz zaman saat on buçukta kendinizi bembeyaz bir düş dünyasında rüzgârın içinden geçerken bulabilirsiniz.
Buraya kadar akıllarda yeni yeni kalmaya başlayan Sarıkamış’ın misafirlerine vaat ettiklerinden bahsettik. Oysa onun bize hatırlattığı milli hatıralarımız ulus olarak daha köklü biçimde içimizde yer etmiştir.
Bir büyük dünya savaşında, Bir kış günü, canını toprağını savunmak isterken bu millet binlerce evladını bu karların üzerinde soğuk ve açlığın kollarına bırakmak zorunda kaldı. Bu acı hatırayı Kars etrafında bulunan tabyalarda. Şehitliklerde ve anısına dikilmiş heykel ve anıtlarda hatırlarsınız. Ve bu topraklar için bu yola çıkmanın şerefi için bile ölmeyi göze alan şehitlerimiz için bir kere daha çok derin bir minnet duyarsınız.
Tarih olarak bütün Anadolu ile hemen hemen aynı yazgıyı yaşamıştır. Huriler, Urartular, Sakalar, Persler, Büyük İskender gibi pek çok önemli kavim buradan gelip geçmiştir. Fakat en fazla iz yerleşik hayat süren Urartularca bırakılmıştır. 1048 yılı itibarı ile Türkleşmeye başlar. 1200‘ lü yıllar itibarı ile Selçukluların zamanıdır. Moğollar ve Akkoyunlular’dan sonra 1514yılından sonra Osmanlı hakimiyetine girer.19. yüzyıl dan sonra ise bitmek bilmez savaşlar ve Ruslar kabus gibi bütün doğu Anadolu’ya olduğu gibi buraya da çökerler 1914 yılı binlerce şehidimizin verildiği yıldır. 1917 yılında çarlık Rusya’sının yıkılması ile geri çekilen Ruslardan meydan, bütün dünyanın ve uluslarının dengelerinin ve kaderinin değiştiği ortamda vahşet içerisinde etrafa saldırmaya başlayan çetelere kalmıştır. Sarıkamış ve Kars civarı da Ermeniler sayesinde tarihinde yaşamadığı zulmü yaşamaya başlar. 30 ekim 1920 de Kazım Karabekir önderliğinde başlatılan mücadele ile anavatan toprakları geri alınır.
Eminim ki geçirdiğimiz kışların sayısı arttıkça Sarıkamış’ın adını çok daha sık duymaya başlayacağız. Aslında küçük tipik bir Doğu Anadolu kasabası burası. Yöresi, şivesi, yemeği, geleneği kendine özgü. Bölgede yaşayan Çerkez ve Azeriler de kültür çeşitliliği ve zenginlikleri ile katkıda bulunmuşlardır. Tüm bunları dokunan eşsiz güzellikteki halıların motiflerinde, yemeklerindeki değişik tatlarda, oyunlarında, giyim kuşamlarındaki renklerde bulabilirsiniz.
Bölgenin mimari yapısı ise geçirdiği devirlerin ve savaşların katalogu gibidir. Öncelikle Arpaçay kenarında bulunan Ani ören yerine oldukça yakındır. Bir Bizans yerleşimi olan kentten yarı ayakta pek çok bina görülebilir. Sarıkamış’a yakın olan diğer ziyaret alanları ise; Micingirt Kalesi, Zivin Kalesi, Kızlar Kalesi, Köroğlu Kalesi, Yedikilise Kalesi, ve Rus işgali sırasında inşa edilen Katherine av köşküdür. Bu köşkün içi hiç çivi kullanılmadan inşa edilmiştir. Ayrıca ilçe merkezinde daha sonraları sinema olarak kullanılmış eski bir kilise bulunmaktadır.
Beyaz düşler diyarı, toprağında kan da düştü, gözyaşı da. Şimdi beyazlar içerisinde misafirlerini bekliyor artık çokta uzak olmadığını söyleyerek

Sarıkamış yolları
Eğri büyrü golları.
Mendil alim süpürüm
Balam gelen yolları


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002