TÜPRAŞ’ı bile idare etmekten aciz olan ve bunu itiraf eden bir hükümetin, bir bakanın; 75 milyonluk Büyük Türkiye’yi idare edebileceğini düşünebiliyor musunuz? Büyük Türkiye’yi idare edemeyeceklerini bildikleri için olsa gerek, Türkiye’nin en değerli varlıklarını, hatta bir zamanlar topraklarını bile parça parça satmaya çalışıyorlar. Yazık, hem de çok yazık…
Hükümetin en çok konuşan, “Her şeyi satarım, sana ne kardeşim! Sen maaşını almaya bak!” diyecek kadar cesur (!) Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, gazetecilere hitaben; “Soruyorum size, TÜPRAŞ’ı Koç mu daha iyi idare eder, yoksa biz mi?” diye soruyor. Tabii ki, “Koç, Koç” cevabını almak istiyor…
Bir Maliye Bakanı düşünün. TÜPRAŞ’ı, Koç kadar iyi idare edemeyeceğini söylüyor. Söylemenin de ötesinde bunu övünç vesilesi olarak anlatıyor. Türkiye’nin düşürüldüğü duruma bakın. Ben utandım, Başbakan’ın da bundan utanmasını beklerdim… Ama hiç umursamamış…
TÜPRAŞ’ı bile idare etmekten aciz olan ve bunu itiraf eden bir hükümetin, bir bakanın; 75 milyonluk Büyük Türkiye’yi idare edebileceğini düşünebiliyor musunuz? Büyük Türkiye’yi idare edemeyeceklerini bildikleri için olsa gerek, Türkiye’nin en değerli varlıklarını, hatta bir zamanlar topraklarını bile parça parça satmaya çalışıyorlar. Yazık, hem de çok yazık…
Rezalet bununla bitse yine iyi.
Bilindiği gibi Başbakan, “Diyarbakır’a gidip Kürt sorunu var” demişti. Bunun akabinde, onbinlerce kişi, “Apo’ya özgürlük” diye yürüdüklerinde; teröristler polisleri, askerleri şehit ettiklerinde Başbakan susmuştu. Halk galeyana gelip bu hainlere haddini bildirmek istediğinde ise Tayyip Erdoğan, “Provokasyona gelmeyin” diye yine halka yüklenmişti.
Aynı Başbakan, kendisine karşı “ekmek arası suikast” düzenlenmek istendiği zaman, (Bunun ne kadar suikast olduğunu hepimiz gördük) “Terörle Mücadele Yasası'nda zaaf oluştu, bunları gidereceğiz” diyor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise Terörle Mücadele Yasası hazırladığı için kötü adam ilan edildiğinden dert yanıyor. Daha da garibi ise ülkenin iç güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, terörle mücadele için yasaların yeterli olduğunu söylüyor.
Soruyorum. Yasalar yeterliyse, Başbakan “Niçin zaaf oluştu” diyor. Yasaları yeterli gören İçişleri Bakanı Aksu, niçin terör eylemleri karşısında sus pus oturuyor? Niçin teröristler gövde gösterisi yaparken bir Allah’ın kulu müdahale etmiyor?
Biz kime inanalım.
Rezalet mi dersiniz, komedi mi dersiniz. Ama gariplikler bitmek bilmiyor. Atilla Koç’un başında bulunduğu Kültür Bakanlığı, Türkiye’yi tanıtımı için Fransız TV5’ine sponsor oluyor. Bir başka deyişle para veriyor. Fransız TV5’i de güya Türkiye’nin tanıtımı için bir program hazırlıyor. Programda Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Kürdistan olarak gösteriliyor. Tam bir kepazelik.
Asıl büyük rezalet ise Bakan Koç’un bu program hakkında söyledikleri. Koç, “Bizim yanlış bir huyumuz var. Herşeyin canımızın istediği gibi olmasını istiyoruz, ama bu öyle olmaz. O program genellikle güzeldi, ama içinde şiddetle reddedeceğimiz konular da vardı. Bazı çirkinliklerin dışında o programa yardım etmekten pişman olmuş değilim" diyor. Bakan Koç, Fransız TV5’e gösterilecek tepki konusunda da topu Dışişleri Bakanlığı’na atıyor.
Ben bu rezalete söyleyecek söz bulamıyorum. Allah’tan duam TÜPRAŞ’ı bile iyi idare etmekten aciz olduklarını itiraf edenlerin, bir an önce ülkenin başından çekip gitmeleridir. Yapacakları en hayırlı iş bu olacaktır.