Irakta emperyalist güçlerin işgalinden sonra sözde Irak devleti kurulmuş, Cumhurbaşkanlığına peşmerge Talabani getirilmiştir. Bir başka peşmerge Barzani de kürt bölgesi liderliğine tayin edilmiştir.Bu iki peşmergeye dönemin cumhurbaşkanı devletin uçağında Türk semalarında kırmızı pasaport vermiştir; daha sonra da bu pasaportlara ihtiyaçları kalmayınca iade etmişlerdir. Güneydoğu’da bölge valiliği kuran ve federasyon tartışılsın diyen de, Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz diyen de aynı kişidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır. Neden bu duruma geldik?.. Türkiye üzerinde oynanan oyunların aktörleri kimlerdir?.. Bu durum daha ne kadar devam edecek. Terör üzerine bilenler de konuşuyor bilmeyenler de konuşuyor. Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir: ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın çıkarları Ortadoğu da birleşmektedir.
Ortak emperyalist politikalar dünyanın her yerinde olduğu gibi Ortadoğu’da da ABD tarafından planlanır. Askeri operasyonları ABD icra eder, istihbarat çalışmalarını İngiltere, kültürel faaliyetleri Fransa yürütür. Amaca ulaşmak için çeşitli dolapların çevrilmesi ve ortalığın karışması gerekir; bunu tezgahlayan da Almanya’dır. Emperyalizmin Ortadoğu’daki amacı kendi denetiminde bağımsız bir kürdistan devleti kurmaktır; bunu da başarmışlardır.
Irakta emperyalist güçlerin işgalinden sonra sözde Irak devleti kurulmuş, Cumhurbaşkanlığına peşmerge Talabani getirilmiştir. Bir başka peşmerge Barzani de kürt bölgesi liderliğine tayin edilmiştir.Bu iki peşmergeye dönemin cumhurbaşkanı devletin uçağında Türk semalarında kırmızı pasaport vermiştir; daha sonra da bu pasaportlara ihtiyaçları kalmayınca iade etmişlerdir.
Güneydoğu’da bölge valiliği kuran ve federasyon tartışılsın diyen de, Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz diyen de aynı kişidir.Terör 1984 yılında kanlı eylemlerine başlamış ve 1998 yılına kadar teröristbaşının yakalanıp Türk makamlarına teslim edilene kadar devam etmiştir.Teröristbaşı yargılanarak idam cezasına mahkûm edilmiş ancak Türkiye’de AB’nin talimatlarıyla yasalarımız değiştirilmiş ve teröristbaşının idam cezası ağırlaştırılmış, müebbet cezasına çevrilmiştir.Teröristbaşı İmralıdaki malikânesinde yaşamını sürdürmekte ve 700 Türk askeri tarafından korunmaktadır.
30 bin şehidimizin katili için şimdi de af kampanyaları başlatılmış, güneydoğuda mitingler düzenleniyor, posterleri asılıyor, Türk bayrakları yırtılıyor, çiğneniyor ve federasyon için megafonla halktan imza toplanmaya çalışılıyor. Bu çalışmalar herkesin gözü önünde yapılıyor. Avrupa’dan etkili ve yetkili kişiler geliyor. Diyarbakır’a gidiyor, orada müfettiş edasıyla teftişler yapıyorlar. Teröristbaşı ile ilgili yapılan toplantılara katılıyorlar ve maddi destek sağlıyorlar; bizim yöneticilerimiz de bunlar başkent Ankara’ya değil de neden Diyarbakır’a gidiyorlar diye şikayet ediyorlar.
İstanbul’un nüfusu arttı diye Türk vatandaşlarına vize koymaya kalkanlar bu aşağılık karen fogg çocuklarının Diyarbakır’a gitmelerine engel olamıyorlar; çünkü bir Başbakanımız da Başbakanlığı döneminde AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer demişti. Teröristbaşı İmralı’daki malikânesinden terör örgütünü çok rahat idare edebiliyor, örgütüne taktik ve emirler veriyor. Bu beyanatları ve emirleri avukatları vasıtasıyla Türkiye’de ve AB ülkelerinde yayınlanan gazetelerde, televizyonlarda herkese açıkça duyuruyor.
Terörle mücadele yasasının yeniden değiştirilmesi gündeme geldi, sormak lazım bu yasanın değiştirilecek bir yeri mi kaldı? Madde zaten değişe değişe anlamsız bir metin haline geldi. Şimdi bir de yetkililerimiz pişmanlık yasasının çıkartılacağından söz etmektedirler. Türkiye’de 16 sene içerisinde tam 46 defa pişmanlık yasası çıkartılmış ve bu yasadan istifade ederek cezaevinden çıkan militanlar tekrar dağdaki yerlerini almışlardır; hatta sayın Cumhurbaşkanımızın anayasal yetkisini kullanarak affettiği militanlar yeni çatışmalarda tekrar ele geçirilmişlerdir.
Son günlerde yöneticilerimiz azan kanlı terör karşısında gerekirse Kuzey Irak’a gireriz gibi beyanlar vermektedirler. Gerekirse kelimesi biraz garip geldi, ne zaman gerekecek, gerektiğine kim karar verecek? Kanlı terör örgütü 14 sene Yaşlı, Bebek, Asker, Polis, Öğretmen, İmam ve masum halk demeden 30 bin insanımızı şehit ettikten sonra bir paşamızınSuriye hududuna inerek teröristbaşını Suriye’den çıkartmazsanız savaş sebebi sayarız demesi üzerine Suriye teröristbaşını Suriye’den çıkartmak zorunda kalmıştır.
Şimdi de 1 ay içerisinde Subay, Er olmak üzere 110 askerimiz şehit olmuştur.Bunun için 30 bin insanımızın şehit olmasını mı bekleyeceğiz yoksa 14 sene daha geçmesini mi bekleyeceğiz? Ey Türk milleti üstte mavi gök çökmedikçe alttan yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir. Ey Türk düşün ve kendine dön!.. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.