Kasım 2008

Ö T E S İ

 

27.04.2024 



Ekonomide gündem

 
Doç.Dr.Neşe Çapraz

YENİ EKONOMİ VE AZALAN VERİMLERİ TERSİNE ÇEVİREN VERİMLİLİK YAKLAŞIMI


Artık 21. yüzyıldayız. Bu yüzyıla girerken nelerin değişeceği çok tartışıldı çok düşünüldü. Gerçekten de üretimden, iş olanaklarından, uluslararası ilişkilerden çok geniş bir yelpazeye uzanan farklı bir yapılanma sürecine girdiğimizi görüyoruz. Bu yüzyılda ekonomi, politika, rekabet koşulları, sosyal yapılar vb. her şey değişirken değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu bir kez daha gözlemliyoruz.

Son bir kaç yüzyıldır oldukça önemli gelişmelerin yaşandığı insanlık tarihinin gelişme serüveni 21.yüzyılda yeni bir dönemece girmiştir. Uygarlığın yeni bir yapılanma sürecine girdiği bu zaman aralığını başlatan dönüşüm bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin geliştirilip bütünleştirilmesi ve küreselleşme olgusudur. Bilgi çağı, sanayi sonrası toplum, enformasyon toplumu yeni bin yılı tanımlamaya çalışan kavramlar olarak türetilmiş ve bu dönüşümlerden en çok etkilenen kesim ise iş dünyası olmuştur.
Yeni ekonomi olarak tanımlanan küresel rekabet koşullarında dünya ekonomisindeki açıklık ve entegrasyon giderek artmaktadır. Günümüzde rekabet gücü gelişmekte olan ekonomilerin olduğu kadar gelişmiş ekonomilerin de önceliği haline gelmiştir. Refah artışı ve sürdürülebilir büyüme hızlarının yakalanması mikro ve makro düzeyde verimliliğin artırılması ise eş anlamlı hale gelmiştir.
İstikrarlı, politik, yasal ve sosyal kurumlar ve verimlilik artışını hedefleyen makro ekonomik politikalar şirketlerin daha verimli çalışması için yol haritası oluşturabilir ancak uzun dönemde refah artışı mikro düzeyde gerçekleşebilecektir. Makro ekonomik politikalarla şirketlere gereken esneklik sağlanabilir; bundan sonrası ise işletmelerin etkinlik ve verimliliği gerçekleştirmekteki başarılarına bağlı olacaktır.
Yeni ekonomi denilen oyunun kurallarında olmazsa olmaz koşul verimlilik artışını sağlamaktır. Teorik açıdan bakıldığında; işletmeler doğru teknolojileri kullanarak, üretim ve yönetimdeki küresel yöntem ve uygulamaları benimseyerek, kalite ve ölçek ekonomisini gerçekleştirerek verimlilik hedeflerine ulaşabilirler. Ancak yeni ekonominin rekabet koşullarında işletmelerin etkin ve verimli çalışmalarını gerçekleştirmede insan faktörü ön plana çıkmakta ve beyin gücü, yaratıcılığı, bilgisi ve enerjisi ile sinerji yaratan itici güç olmaktadır.

Avrupa kalite yönetimi vakfı (EFQM) verilerine göre; bir işletmede girdilerin dağılımı ortalama olarak;
% 10 Liderlik
% 9 Çalışanların Yönetimi
% 8 Doğru Strateji ve Planlama
% 9 Finans, Bilgi, teknoloji
%14 Yapılan Çalışmalar
%50 Toplam

Faaliyet sonuçlarının dağılımı ise ortalama olarak;
% 20 Müşteri Memnuniyeti
% 9 Çalışanların Memnuniyeti
% 6 Sosyal Kârlılık (toplumdaki pozitif etkiler)
%15 İşten Alınan Sonuç
%50 Toplam
Yukarıdaki dağılımlar işletmelerde hedeflenen verimliliğin sağlanabileceği oranları ifade etmektedir. Girdi ve çıktıları oluşturan çalışmaların dağılımında hedefe ulaştıracak faaliyetlerin insan yönelimli olduğu görülmektedir. Yeni ekonomide insan kaynağı bir kuruluş için en değerli varlıktır. Bilgiyi üreten, yaratıcılık yeteneğine sahip olan, müşteri ile ilişkide bulunan, her şeyi yapan “insan”dır. O halde çalışanların odak noktasında olduğu yeni yönetim stilinde temel yaklaşım; çalışanların yaratıcılığını ateşleyecek, motivasyonunu yükselterek, performanslarını artıracak, gönüllü katılımlarını sağlayacak politikalar geliştirmek olmalıdır.
Sanayi devriminden günümüze kadar geçen süreç içerisinde klasikleşen merkezi, bürokratik ve otoriter yönetim stilini benimseyen organizasyon yapıları “çalışanların mihenk taşı” olduğu bir yapıya doğru dönüşüme uğramaktadır. Daha az hiyerarşi, daha az bürokrasi, daha esnek ve tüm çalışanların gönüllü katılımını sağlayan bir yönetim stili. Odak noktası insan sermayesinin içsel motivasyonunu artırmak olan yeni yaklaşım yeni bir bakış açısı getirmiştir:

Farkı yaratacak organizasyonlardaki insanlar, öğrenmeye açık, düşünebilen, esneklik gösteren ve öğrendiklerini başkalarıyla paylaşabilme yetkinliğinde olan mesleki ve duygusal zekası yüksek, empati yeteneği olan insanlardır.
Farkı yaratacak organizasyonlarda çalışanlarda aranan nitelikler ise;
İletişim kurma yeteneği
Özgüven
Sorumluluk üstlenme , inisiyatif kullanabilme, esneklik
Analitik düşünce yeteneği
Yüksek enerji ve hayal gücü
Başarı ve kendini keşfetme gereksinimlerinin olması
Takım ruhu ve adanmışlık
Verimlilik, hayat boyu öğrenme olarak tanımlanmaktadır.
İşe uygun olmayan, liderlik nitelikleri taşımayan, takım ruhu oluşturamayan yöneticiler yeni ekonominin yönetim anlayışındaki değişimlere uygun alt kadroları oluşturmakta başarısız olacaklardır. Klasik merkezi, bürokratik ve otoriter yönetim stilinin devam ettiği işletmelerde verimsizlik söz konusu olacaktır. Verimlilik her şeyden önce işletmelerde yeniden yapılanmayı zorunlu kılan bir olgudur. Bu amaçla reorganizasyon yapılan işletmelerde şu noktalar göz önüne alınmalıdır:
* kurum felsefesi oluşturulmalı ve bu felsefe doğrultusunda işletmenin misyonu belirlenmelidir.
* üst yönetim kadrosu liderlik özelliğine sahip ve takım çalışması ile sinerji yaratabilen kişilerden oluşturulmalı
* stratejik planlama yapılmalı
* Kurum içi ve dışı iletişim sağlanmalı
* Orta ve alt kademe yönetim konularında uzman olmalı; gücünü bilgiye dayanan yetkiden almalı
* İş akışları doğru olmalıdır.
Verimlilik artışını sağlayacak sinerjinin oluşabilmesi için kurum içerisinde takım çalışması kültürünün oluşturulması gerekmektedir. Liderin yalnızca insanları yönetmeye çalıştığı ortamlarda sinerjinin ortaya çıkması mümkün değildir. Sinerji yöneticilerde gerekli olan duygusal yetenek ve becerilerin en önemlilerinden birisidir, bireysel çaba ortak çabaya, bireysel sermaye sosyal sermayeye ve enerji sinerjiye göre sönük kalacaktır.

Sonuç olarak yeni ekonomi henüz belirsizlik aşamasında bulunan bir olgudur. Yeni ekonominin yol açtığı dönüşümler fırsat ve tehlikeler içermektedir. Tehlikeler; belirsizlik, kaos, dönüşümün hızlı ve daha önce test edilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Fırsatlar ise; paylaştıkça artan tek kaynak olan, azalan verimler olgusu tersine çeviren “Bilgi”nin sunduğu gücü ve bilgiyi üreten, işleyen, dönüştüren sinerjik gücü kullanabilenlere kazanan olma şansını sunacaktır.


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002