Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Serbest Atış

 
Tuncay Yıldız

Dersaneler öcü mü, cici mi?


Kimine göre Milli Eğitim sistemimizin aksamasının bir sonucu kimine göre kaliteli eğitimin verildiği eğitim merkezi kimine göre üniversiteye giden yolun başlangıç yeridir dershaneler.

ATO’nun (Ankara Ticaret Odası) verilerine göre 1984 yılında 174 olan dershane sayısı şu an toplam 2615.Önümüzdeki sene 2700’lere çıkması artış oranlarına göre mümkün. Geçen 20 yıl içinde dershane sayısı yaklaşık %15 artmış. Bazı şehirlerdeki dershane sayıları şu şekilde İstanbul’da 626, Ankara’da 275, İzmir’de 154, Adana’da 104, Bursa’da 74, İçel ve Antalya’da 68, Hatay’da 61, Konya’da 60 tane. En az dershane Tunceli’de bulunmakta. Güvender’e bağlı bir dershane şubesi bu ilde tek dershane olarak hizmet vermekte. Aynı zamanda Ardahan, Şırnak ve Bayburt’ta 2, Siirt ve Gümüşhane’de 3, Bartın, Sinop, Muş, Çankırı, Bingöl ve Bilecik’te 4 dershane hizmet vermekte.
Türkiye geneli dershaneye giden öğrenci sayısı yıllara göre şu şekilde 1993 yılında 297.234 kişi, 1994 yılında 668.673 kişi.1995 yılında dershane öğrencilerinin sayısı 735.000 olması bekleniyor.
Son bir yılda MEB verilerine göre Türkiye’de toplam 339 dershane açılmış. Bunun 54’ü İstanbul’da, 36’sı Ankara’da, 22’si İzmir’de açılmış. Zonguldak’ta dershane öğretmeni olduğumdan biliyorum. Zonguldak’ta bu sene 2 dershane hizmete açıldı. Daha şimdiden 1995 yılı için dershane açma çalışmalarına başlayanlar bile var.
Dershanelerde dönen paranın miktarı da iştah kabartıyor.3 katrilyon lira dershane kasalarına giriş yapıyor. Milli Eğitim Bakanımız sayın Hüseyin Çelik’in bir programda söylediği ‘Dershanelerde dönen para milli eğitim bütçesinden daha fazla’ sözü bu kurumların nerelere geldiğinin bir göstergesi.
Dershanelerde verilen eğitimin devlet liselerinde verilen eğitimden farkı nedir? Neden kamuoyunda dershanelere gitmeyen üniversite sınavını kazanamaz yargısı var? Peki bu doğru mu?
Dershanelerde öğretim var eğitim yok yargısı büyük oranda doğru olsa da prensip sahibi kurumlar için bu doğru değildir. Bu kurumlarda öğretim ağırlıklı olsa da eğitim de verilmektedir. Hatta kurallara uymayan öğrencilerin disiplin kurulu kararı ile dershaneden atıldığı bile olmaktadır.
Dershanelerde verilen eğitim devlet lisesinde verilen eğitimden konu içeriği olarak farklı olmasa da anlatım teknikleri ve pratiğe dökme konularında çok farklı denilebilir. Dershaneler de sorunun en kısa çözümü verilmekte ve konu ile ilgili kolaydan basite sıralanan test çalışmaları ile öğrencinin konulara hakimiyeti sağlanmaktadır. Aynı zamanda konuların ÖSS’de çıkan soru karakterleri üzerinde durularak gereksiz bilgiler ayıklanmaktadır.
Dershaneye gitmeyen üniversite sınavını kazanamaz yargısı elbette ki yanlıştır ama dershaneye gitmeyen öğrenci yüksek puanlı bölümleri büyük bir ihtimalle kazanamaz ifadesinin gerçeklik payı vardır. En iyi eğitimin verildiği fen liselerinin öğrencileri bile dershanelere gitmektedir. Boğaziçi, ODTÜ gibi yüksek puanlı bölümlere girmek için 20 yıl önce kaç net gerekiyordu şimdi kaç net gerekiyor. 20 yıl önce Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandıran netler 2004 ÖSS’de Anadolu’daki herhangi bir üniversiteyi anca kazandırır desem sanırım mübalağa olmaz.
Dershaneler verdikleri kaliteli eğitimle üniversite kazanma net sayısını yükselttiler ve öğrencileri bir tür kendilerine bağımlı hale getirdiler. Aslında bu ailelerin bütçeleri açısından kötü olsa da öğrencinin niteliği açısından çok iyi oldu denilebilir.
Dershaneler öğrenciler için bir tür rehberlik hizmeti de sunuyor. Öğrencinin deneme sınavlarındaki netlerine bakılarak hangi dalda eksikleri olduğu tespit edilmekte, bu alanda takviye yaptırılmaktadır. Verilen dokümanların çözülüp çözülmediği takip edilerek öğrencinin sınav yarışından kopmaması sağlanmaktadır. Aynı zamanda öğrencinin özel problemlerine çözüm aranmakta motivasyon toplantıları yapılmaktadır. Öğrenciye rehberlik çalışması yapan dershaneler velilere de gerektiğinde rehberlik toplantıları düzenleyerek sınava çalışan öğrencilerin psikolojisi ve nasıl destek olabilecekleri anlatılmaktadır.
Doğrusu bu rehberlik çalışmaları kurumsallaşmasını tamamlamış zincir dershanelerinde olmakta ve hiçbir maddi fedakarlıktan kaçınılmamaktadır.
Dershane sisteminin ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak faaliyet göstermesi bu sistemin milli eğitimimin eksikliği sonucu olarak oluşan kurumlar olarak gösterilmesi tam doğru olmasa gerek diye düşünüyorum.
Gerçi bu ülkelerdeki dershaneler merkezi olarak üniversiteye yerleştirme amacı güden sınavlara hazırlamıyor öğrencileri. Her üniversite kendi sınavını yapıyor orada ve dershaneler bu üniversitelerin sınavlarına hazırlıyor öğrencileri.
Türk eğitimciler dershanecilik tecrübelerini ABD’ye bile taşıdılar. Uğur dershaneleri ABD’de eski birleşmiş milletler binasına bir şube açarak ABD’li öğrencileri sınavlara hazırlamaya başladı. Başka ülkelerde özel lise açma, dil kursu açma faaliyetlerinden sonra dershane açma fiiliyatını da yapmış olduk böylece. Yurt dışına eğitim ihracı devam edecek gibi görünüyor.
Merkezi üniversite sınası kaldırılsa Avrupa’da ve ABD’de olduğu gibi her üniversite kendi sınavını yapmaya başlasa ya da bir üniversiteye giriş için liselerden belirli bir başarı notu alma şartı getirilse bile dershaneler kendilerini revize ederek faaliyetlerine devam edecek gibi görünüyor.
Dershaneler öcü mü, cici mi ? Şimdi varın siz karar verin


mr.fizik67@mynet.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002