ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Condolezza Rice, 2003’ün son aylarında
Waşıngton Post’ta yayınlanan “Ortadoğu’yu Değiştirmek” başlıklı makalesinde “Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’da 22 devletin değiştirileceğini” söyledi.
ABD yetkilileri son yıllarda “Büyük Ortadoğu Projesi’ ile ilgili olarak uluslar arası forumlarda, medyada yoğun bir propaganda savaşı vermekteler. Bu projenin Ortadoğu’da çağdışı rejimleri değiştireceği, bölgede demokratik dönüşümlerin önünü açacağı, emirliklerin ve krallıkların tasfiye edileceği bir sürecin başlangıcı olarak sunmaktadırlar.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin demokratik açılım ve atılımların sihirli sözcükleri olduğuna
ilişkin ABD iddiası bu projenin uygulamaya konulduğu iki ülkeye bakıldığında yalanlanmaktadır. ABD’nin iyilik perisi olarak ve küresel demokrasinin inşası için girdiğini söylediği iki ülkeye bakıldığında gerçek durum daha iyi anlaşılmaktadır: Afganistan ve Irak.
Sovyet sisteminin çökmesinden sonra Afganistan’daki iç savaş ve kabileler kavgası süreci El Kaide dahil her türlü kökten dinci hareket için fidelik işlevi gördü. ABD bizzat oluşturduğu kökten dinci gurupları tasfiye bahanesiyle Afganistan’ı işgal etti. Bu gün ülkede halen süren kanlı bir iç savaş var. Afganistan halkı aç, sefil, umutsuz. Demokrasi getirecekleri vaadinde bulunan ABD başta olmak üzere küresel efendilerin, çok uluslu şirketlerin Afgan halkı umurlarında bile değil.
Irak’ta ise, İran-Irak savaşında ABD ve Batının desteklediği Saddam’ın dikta rejimi bahane edilerek bu ülke işgal edildi. Irak’ın ekonomik düzeyi ve teknolojisi ile üretimi mümkün olmayan KİTLE İMHA SİLAHLARI bulunduğu yalanıyla bu ülkeyi işgal edenler, kitle imha silahlarını bulamadılar ama, kitle imha silahları kullanarak, KİTLELERİ İMHA ETMEKTE hayli başarılılar...
Bu iki somut örnek, geride kalan 20 ülkenin de nasıl bir demokratikleşme sürecine sokulacağına dair yeterli bir fikir vermektedir sanırız. Bizim algıladığımız Ortadoğu Türkiye’nin doğusundan başlar. ABD’nin Büyük Ortadoğu’su ise Kuzey Afrika’dan, Fas’tan başlıyor. Afganistan’a kadar uzanıyor. Siz bu BÜYÜK ORTADOĞU’ yu büyük petrol ve doğal kaynak yatakları olarak okuyunuz.
Tek kutuplu dünyada ABD belki YÜZÜKLERİN değil ama, dünyamızın doğal kaynaklarının ve DÜNYA HALKLARININ EFENDİSİ olmak istiyor.
Küresel güçlerin dünya halklarına karşı sömürme ve köleleştirme amaçlı saldırılarına karşı direniş ruhu, direniş pratiği için, ULUSUL KURTULUŞ SAVAŞI günlerini hatırlamak gerek diye düşünüyoruz. Türk halkının o zamanın küresel efendilerine, yedi düvele karşı verdiği, MAZLUM MİLLETLERE ilham kaynağı olan Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Büyük Önder ATATÜRK’ün mücadelesinin ışığı bize yol gösteriyor