“Almanya’nın Sevgili ‘Neonazi’leri, Halk Savunma Kuvvetleri Ana Karargâh Komutanı Hermann Schneider sizleri gerillaya çağırıyor...
...Son bir yılda eylemlerimizin sayısı 10 oldu.
Yapılan her saldırıya karşı misillemede bulunuyoruz. Son olarak Bremen’de beş koldan yaptığımız saldırı sonucu, beş polis ve kesin olmayan sayıda asker öldürülmüştür... Gerilla güçlerimiz bu süreci yoğun askeri ve siyasi eğitimle geçirdi. Kendimizi her an Almanya’nın tüm alanlarında savaşa hazırlıyoruz. Savunma savaşı vermek bir haktır ve kullanılacaktır... 15 yıllık silahlı mücadele tarihimizden çıkardığımız deneyimler ve son beş yılda aldığımız eğitimle ulaştığımız gelişme düzeyimizle, meşru savunma savaşını güçlü biçimde yürütecek başarıma ulaşmış bulunuyoruz... Operasyonlara karşılık misilleme eylemleri yapacağız. Ekonomik kaynaklar hedef alınacak. Almanya’nın tüm yaşam alanlarını etkileyecek düzeyde bir kargaşa ve dengesizlik/düzensizlik yaratılacak; bundan Almanya ekonomisi ve turizmi de etkilenecek. Neonazi özgürlük hareketi bu günlere büyük özverilerle ulaştı. Bu sürecin gereği olarak önümüzde bizi bekleyen zorlu bir mücadele bekliyor...”
Türkiye’deki gazetelerden birinde koca manşetlerle, Neonazileri Alman Devleti’ne karşı savaşmaya çağıran; Almanya’da terör ve katliam öneren böyle bir yazı yayımlansaydı, Almanya’nın tutumu ne olurdu dersiniz ? Yer yerinden oynamaz mıydı ?..
Bizde oynamıyor ! Almanya’daki gazetelerden birinde PKK’yı güvenlik güçlerimizle savaşmaya çağıran, Türkiye’de terör ve katliam yapmayı öğütleyen yazılar yayımlanıyor ve hükümet, AB sürecine zarar vermemek politikasıyla bunlara suskun kalıyor...
PKK’nın Almanya’da özgürce yayımlanan gazetesinin 25 Mayıs tarihli “9 sütuna manşet”ini, Hürriyet’ten Emin Çölaşan dikkatlere sunuyor:
“Halk Savunma Kuvvetleri Ana Karargâh Komutanı Fehman Hüseyin: Gençleri gerillaya, dağlara çağırıyoruz’.”
Kalemini “bozuk düzen”e satmayan, “liboş”laşmayan ve sayıları giderek azalan “gerçek yurtsever” gazeteciden biri olan Çölaşan; yazısına “Utan Almanya Utan” başlığını koyuyor ve “‘Utan Türkiye Utan’ daha mı uygun olurdu ?” diye soruyor... Bu aymazlığı Türkiye’nin bütününe yüklemenin yanlış olacağı düşüncesiyle; biz “Utan Hükümet Utan” demeyi daha uygun buluyoruz.