Bir düşününüz Türkiye’yi ve Türk Dünyasını. Bir düşününüz İslam Aleminin ve insanlığın halini. Kıbrıs’ı ve Kerkük’ü ve oynanan oyunları düşününüz. Kanada’nın kabul ettiği sözde Ermeni meselesini düşününüz. Binlerce kınalı kuzuyu şehit verdiğimiz suni Doğu meselesini, Hatay’a göz diken Suriye’yi, Bartholomeus’u ve misyonerleri düşününüz. Kırım’ı, Batı Trakya’yı, Evlad-ı Fatihanı düşününüz. Karabağ’ı, Güney Azerbaycan’ı, Doğu Türkistan’ı hatırlayınız. Orta Asya’da dini bir, ırkı bir, dili bir kardeşlerimiz üzerindeki oyunlara dikkat ediniz. Onlarca masum Müslüman çocuğu öldüren İsrail ve Arz-ı mevdudun siyasi sınırını takip ediniz. Bir Hz Peygamberin doğduğu evi, bir de Lawrens’in evini düşününüz. Daha sayalım mı? Ya sadece Türkiye’nin maruz kaldığı tehlikeler? Kültür ve dil emperyalizm mi? Milli kültür ve ülküden uzak, Türk-İslam ahlakından haberiz, tarzanca konuşan ve Türk’ün meselesine bana ne diyen gençlerimizi düşününüz. Yerli işbirlikçilerle Batıya doğru üflenen rüzgarı hissedin.
Bu meseleler elbette ki birkaç cümleyle anlatılacak gibi değil. Vicdanlı her vatan evladı bilir ki, daha fazla çalışmalıyız. Son nefesimize kadar, son gücümüze kadar. Çünkü bugün yük ağır, düşman her tarafta. Şunu iyi bilmeliyiz ki; bizler Türk Tarihine, Türk milletine ve de her şeyden evvel Yaradana karşı mesulüz. Belki maddi olarak hiçbir kazancımız olmayacak fakat Türk Tarihinin altın sayfalarında adımız olacaktır.
Buradan milli aydınımıza tarihi bir görev olarak bir Milli Aydınlar Kurultayı yapmaları çağrısında bulunuyorum. Bütün dernek, vakıf, dergi, gazetelerin iştirakiyle, bütün milli aydınlarımızın hazır bulunacağı kurultay milli meselelerimizin çözümünde kolaylık sağlayacaktır. Kurultayda öncelikli olarak milli sorunlar teşhis edilmelidir. Siyaset, Edebiyat, Ekonomi, Gençlik, Kültür, AB vs. sonra da bu mesellerin hal çarelerine bakılmalıdır. Değerli ilim ve fikir adamlarımız görüşlerini belirtmeli ve sonuç bildirgesi hazırlanmalıdır. Sonuç bildirgesi kitap halinde yayınlanmalı ve dağıtılmalıdır. Kurultay sayesinde bir kaynaşma olacağı gibi aynı zaman da da güç birlikteliği de olacaktır.
Sadece Türkiye’nin meselesi dahi çok büyüktür. Biz Türk’ün meselesini sizlere anlatacak değiliz. Biz sadece bu meseleler üzerinde kafa yoran, sesini duyurmak isteyen ve yeter artık diyenleri bir kurultay düzenleyerek toplanması canı gönülden arzu ediyoruz. Kurultay ismi Milliyetçi Aydınlar Kurultayı. Bu kurultay siyasi olmaktan öte siyaset üstü olmalıdır. Bir çok kurum, kuruluş, gazete, dergi, yayınevi, yazar, edebiyatçı, siyasetçi iştirak etmelidir. Bugün sesimizi duyuracağımız ne bir televizyonumuz, ne de doğru düzgün bir radyomuz var. Bu dava bunu hak ediyor mu sizce? Bugün Türkün, siyasi, kültürel, dini, ekonomik bir çok meselesi var. Bunları çözmek milli aydının görevidir. Kendi sahasında uzman olan aydınlarımız, bu meseleleri tek tek belirleyerek, konu hakkındaki düşüncelerini açıklayıp, çözüm yollarını teklif etmeli ve bu kurultaydan çıkan ortak fikir kamuoyuna açıklamalıdır. Mümkünse bir kitapta toplanarak her yerde okunması sağlanmalıdır.
Bazıları diyebilir ki, biz ne yapabiliriz? Sanırım onlara şu misal yeter de artar: Hz. İbrahim, Nemrut tarafından ateşe atılmak için mancınığa bağlanmış. Meydana da ormandan getirilen odunlardan kocaman bir ateş yakılmış. Hz. İbrahim ateşe atılmak için beklerken bir kertenkele ateşe yaklaşarak, üflemeye başlamış. Kertenkeleye diğer hayvanlar sormuş: “Yahu sen niçin ateşi üflüyorsun, senin üflemenle mi ateş çoğalacak” Kertenkele bir konuşanlara bakmış, bir de Nemrut’a ve şöyle söylemiş: “Nemrut bilsin ki, ben ondan yanayım. Onun için ateşi körüklemeye çalışıyorum.” Bir müddet sonra bir karınca meydanda yanan ateşe yaklaşmış ve ağzındaki suyu ateşe boşalmış ve birkaç kez daha böyle yapmış. Hayvanlar onu da yanlarına çağırarak O’na da şu soruyu sormuşlar: “Senin ağzındaki suyla hiç bu koskoca ateş söner mi?” Karınca bir hayvanlara bakmış bir de mancınıkta ateşe atılmayı bekleyen Hz. İbrahim’e bakmış ve “Ben de biliyorum, benim taşıdığım bu suyla ateş sönmez. Fakat Allah bilsin ki, ben O’ndan yanayım.” Bizler herşeyden önce tarafız ve bunu dosta düşmana bir kez daha göstermeliyiz.
Değerli vatanperver aydınlarımızdan bu çağrıya kulak vermesini temenni ediyoruz. Giderleri karşılayacak hayırsever iş adamlarımızın ve en önemlisi bütün milliyetçi kurum, kuruluş ve kişilerin desteğini bekliyorum. Yarın geç olmadan, yarını bugünden yakalayalım. Benden uyarması....