Türkiye garip bir ülke haline getirildi. Bu iş bilinçli bir şekilde, adım adım uygulanarak yapıldı. İnsanımız hayret edilecek bir tarzda tepkisiz, adam sendeci, ufuksuz, her söylenene kanan bir robota çevrildi.
Türkiye’de yayınlanan gazeteler ve televizyon kanalları insanımızın bu hale getirilmesinde baş sorumludur. 3 Kasım seçimlerinden sonra iktidarın kuyruğuna bağlanmış medya toplumu yanlış bilgilendirerek bu gidişe çanak tutmuştur.
Türkiye’de et’in kilosunun fiyatı bir sene içinde % 50, meyve ve sebzenin % 100, yumurtanın % 100 artmasına rağmen enflasyon % 15’lerde gösterilmektedir. Esnaf siftahsız dükkan kaparken, iş adamı senetini çekini ödeyemezken piyasa güllük gülistanlık gösterilmektedir.
Kıbrıs bir oldu bittiyle Rum’a teslim edilirken medya bunu vatandaşa başarıymış gibi takdim etmektedir.
İspanyadaki istasyonların bombalanmasından sonra İspanyol Başbakanı Aznar, Tayyip Erdoğan’ın başsağlığı telefonuna bile çıkmaz iken dış dünyada Türkiye’nin olmayan itibarından bahsedilmektedir. Avrupa Birliğinin memurları Türk Hükümetini azarlamakta ve tehdit etmektedirler; bağımsız Türk yargısına baskı uygulamak için mahkeme salonlarının içinde ileri geri konuşmaktadırlar.
28 MART’IN ÖNCESİ VE SONRASI
Yerel seçimlere bir ay kala görevlendirilmiş medya mensupları ve anket şirketi yöneticileri halkımızı kandırmak, yönlendirmek için düğmeye basmışlardı.
Televizyonlara çıkan saçı ağarmış, başı kel, göbeği şiş bazı ampül aydınlar halkımızın seçimlerdeki oyunu başka yönlere kanalize etmek için olmadık cambazlıklar yaptılar. Bu aklı evvellere bakılsaydı seçime gerek yoktu. Nasıl olsa masa başında yaptıkları anketlerde % 60 ile AKP ortalığı silip süpürüyordu. Diğer partilerin hiçbiri AKP, CHP dışında ülke barajını aşamıyordu. Hatta % 5’i geçen parti yoktu.
Ben merak ediyordum seçimlerden sonra bu adamlar ne yapacaklar diye. İnsan içine çıkamazlar diye düşünüyordum. Yine aldandım. Bunlarda yüz meşin olduğundan gene hepsi televizyon kanallarına dağılmış gevrek gevrek gülüp seçim sonuçlarını analiz ediyordu.
BEN RASTLAMADIM
Şimdi size soruyorum. Bu yazıyı okuyan herkes kendine sorsun. Hayatınız boyunca ticari olmayan bir ankete muhatap oldunuz mu? Yani birileri size hangi partiye oy vereceksin, hangi partiyi tutuyorsun veya tutmuyorsun, şu adayı tanıyor musun falan diye sordu mu? Bana hiç anket sorusu sorulmadı. Ben öyle evde oturan bir adamda değilim. Gittiğim hiçbir yerde de bir tane olsun anketçi görmedim. Etrafımdaki insanlara da soruyorum. Onlarda bir gün olsun bir ankete muhatap olmamışlar.
Bu anketler nerede yapılıyor ya? Bizim sokakta, bizim semtte hiç anket yapılırken görmedim. Merak ediyorum. Bu anket memurları nasıl birileri. Uzaylı mı yoksa bizim gibi adem evladı mı? Tanıdıklarımın hiçbirinde ben anket işinde çalışıyorum diyen yok.
ANKET ŞİRKETLERİ AÇIKLASIN
Seçimler öncesi medya beğenmediği adayları yıpratmak için bir kampanya açmıştı. Bütün adaylardan mal bildirimi istiyorlardı. Sahibi olduğu malları açıklayan bazı adayları da dürüst gösterip bazılarını üç kağıtçı göstermeye çalışıyorlardı.
Ben şimdi seçim sonrasında; anket şirketlerinden de bir açıklama bekliyorum. Çünkü size güvenim kalmadı. Sizi toplum için zararlı buluyorum.
Bütün anket şirketleri açıklamalıdırlar. Kaç eleman çalıştırıyorlar. Çalıştırdıkları elemanların eğitim düzeyleri nedir. Sosyal araştırmalarda bilgileri var mı? Siyasi düşünceleri nedir. Bünyelerinde sabıkalı insanlar var mı. Seçim öncesi anket şirketi patronlarının mal varlıkları ne idi seçim sonrası mal varlıkları ne oldu? Herhangi bir siyasi partiye üye midirler? Anket şirketlerinin patronlarının yabancı ülke pasaportları var mıdır?
Merak ediyorum kardeşim.