Arap ülkeleri, BM Genel Kurulu’na, İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği “güvenlik duvarı”nın yasal olmadığını, uluslar arası hukuka aykırı olduğunu öngören bir karar tasarısını kabul etmesi çağrısında bulundu. Konuyu, BM Genel Kurul gündemine getiren Arap ülkeleri, böylece ABD’nin daha önce BM Güvenlik Konseyi’nde kullandığı vetonun taraflı olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Genel Kurul’a sunulan karar tasarısında, Uluslar arası Adalet Divanı’nın, İsrail’in söz konusu duvarı yıkmak zorunda olup olmadığını belirleyecek bir tavsiye kararı alması istendi.
ABD, daha önce Konsey’e sunulan, İsrail’in “güvenlik duvarı” inşaatının uluslar arası hukuku ihlal ettiği ve duvarın yıkılması gerektiğini belirten karar tasarısını, Filistinli yetkililerin terör örgütlerini teşhir ederek kınamadığı gerekçesiyle veto etmişti. BM Genel Kurulu’nda hiçbir ülkenin veto hakkı bulunmuyor, ancak Kurul kararlarının, BM Güvenlik Konseyi kararları gibi yaptırım gücü bulunmuyor ve kararlar sadece uluslar arası toplumun görüşünü yansıtmakla kalıyor.
İsrail, 150 kilometre uzunluğundaki “güvenlik duvarı”nın, intihar saldırılarını önlemek amacıyla inşa edildiğini iddia ederken, Filistinliler, kendilerine ait topraklar içinde inşa edilen duvarı, Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçlayan ve toprak gaspını öngören bir taktik olarak nitelendiriyor. İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Dan Gillerman ise Filistinlilerin tasarıyı, teröre son verme konusundaki sorumluluklarını yerine getirmekten kaçmak için BM Genel Kurulu’na götürdüklerini öne sürdü.
144 ÜLKE TASARIYA “EVET” DEDİ
BM Genel Kurulu, Filistin’in, İsrail işgali altındaki torakları da içerecek şekilde İsrail’in bir “güvenlik duvarı” inşa etmesinin uluslar arası hukuk kurallarına aykırı olduğunu öngören ve inşaatın durdurulmasını isteyen karar tasarısını kabul etti. Tasarı üzerinde Genel Kurul’da yapılan oylamada 144 ülke “evet”, 4 ülke “hayır”, 12 ülke ise “çekinser” oy kullandı. Türkiye tasarıya “evet” oyu verirken, “hayır” diyenlerin ikisini ABD ve İsrail oluşturdu.
İsrail temsilcisi Dan Gillerman, oylamadan sonra, öteki konuşmacıların açıklamalarını dinlemeden salonu terk etti. Gillerman, oylamadan önce yaptığı konuşmada ise “Filistin temsilcisinin BM Genel Kurulu’nu komik duruma düşürdüğünü” iddia etti.
ABD’YE CEVAP
Arap ülkeleri tarafından karar tasarısında, söz konusu duvar inşaatıyla uluslar arası hukukun ve Filistin halkının en temel haklarının çiğnendiğine vurgu yapıldı.
Daha önce, aynı içerikteki bir karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi’nde veto eden ABD, İsrail’e desteğini Genel Kurul’da da sürdürdü. Ancak, Genel Kurul oylamalarında hiçbir ülkenin veto yetkisi olmadığından, ABD’nin çabaları yeterli olmadı. Öte yandan, Genel Kurul kararlarının herhangi bir yaptırımı yok bulunmuyor.
İsrail hükümeti de, adeta tüm dünyaya meydan okuyarak, duvar inşaatının devam edeceğini duyurdu. Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert, İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, “duvarın inşasının süreceğini ve İsrail vatandaşlarının güvenliğini düşünmeye devam edeceklerini” söyledi.
Filistin Özerk Yönetimi ise, BM’nin aldığı karardan memnun olduklarını bildirdi.
Batı Şeria’da inşa edilen ve büyük kısmı tamamlanan duvarın, Filistin topraklarını bölerek, Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurmalarını imkansız hale getireceği belirtiliyor.
ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu yeni Irak tasarısı, koalisyon ortakları olan ABD ve İngiltere ile Rusya, Almanya ve Fransa arasındaki müzakereler sonucu ortaya çıktı. ABD şimdiye kadar, hükümet etme yetkisini Iraklılara ne zaman devredeceği konusunda kesin tarih vermediği gerekçesiyle özellikle Avrupa ülkeleri tarafından eleştiriliyordu. ABD tarafından daha önce hazırlanan tasarı, BM’ye güçlü bir rol vermediği ve iktidarın Iraklılara devredilmesi konusunda yeterince hızlı bir takvim öngörmediği için onay alamıyordu. Fransa, Almanya ve Rusya egemenliğin bir an önce Irak halkına devredilmesini istediler ve Irak’ta BM’ye daha ağırlıklı bir denetim görevi verilmesinde ısrar ettiler. Bu üç ülke, Irak’taki Geçici Hükümet Konseyi’nin kurucu hükümet oluşturulması için takvim belirlemesini şart olduğunu söyledi. Üç ülke, 26 maddeden oluşan yeni Irak karar tasarısına, değişiklikler yapılması halinde destek verebileceğini açıkladı.
ABD GERİ ADIM ATIYOR
ABD yönetimi, 15 Aralık’ta yönetimin Iraklılara devredilmesi için takvim sunmayı kabul etti. BM Güvenlik Konseyi’ndeki oylama öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin telekonferans yöntemiyle görüş alışverişinde bulunarak oylamayı veto etmeme kararı aldılar. Haftalardır yürütülen müzakerelerin ardından BM Güvenlik Konseyi, ABD yönetimi tarafından hazırlanan Irak tasarısını kabul etti. Oylamada Fransa, Almanya ve Rusya, ABD’nin geri adım atmasına rağmen “çekinser” kaldı. ABD yönetimi tasarının geçmesi için gerekli oyu sağlasa da üye ülkelerden tam destek alamamış oldu.
Oylamanın ardından konuşan BM Genel Sekreteri Kofi Annan, mümkün olan en kısa zamanda, seçilmiş bir hükümetin görev başına gelmesi için çalışacaklarını belirtti.
ASKER DESTEĞİ YOK
Fransa, Almanya ve Rusya yaptıkları ortak açıklamada, “Tasarının, BM’nin siyasi süreçte oynaması gereken rol ile sorumlulukların Irak halkına devri konularında daha ileri hükümler taşıması gerektiğine” dikkat çektiler. Üç ülke, “bu nedenlerden ötürü, askeri açıdan herhangi bir taahhüde giremeyeceklerini ve mevcut angajmanları dışında başka mali katkıda bulunamayacaklarını” dile getirdiler.
*************
İRAN NÜKLEER PROGRAMININ DENETLENMESİNE İZİN VERİYOR
Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın önceden haber verilmeden denetim yapılmasına olanak tanıyan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın (NPT) ek protokolünü imzalamasını ve tüm nükleer tesislerini koşulsuz olarak ajansın denetimlerine açmasını talep etti. Ajans, imza için 31 Ekim’e kadar süre verdi. İran yönetiminin UAEA’nın taleplerini bu tarihe kadar yerine getirmemesi halinde konu BM Güvenlik Konseyi’ne havale edilecekti.
İran’ın Nükleer Programını’nı görüşmek üzere Almanya, Fransa ve İngiltere dışişleri bakanları Tahran’a gitti. Üç bakan, İranlı yetkilileri (NPT)’nin sıkı ve denetimlere izin veren ek protokolünü imzalaması yönünde ikna ettiler. İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya’nın dışişleri bakanları arasında, İran’ın nükleer programı konusunda Tahran’da yapılan görüşmelerde anlaşmaya vardılar. Üç ülkenin dışişleri bakanlarıyla İran arasında yapılan nükleer anlaşma sonrası İran, uranyum zenginleştirme programını askıya almayı kabul etti. Avrupalı üç bakan, İran’ın nükleer teknolojiyi barışçıl amaçlı olarak kullanma hakkına sahip olduğunu kabul etti.
ABD TECRİT EDİLDİ
İran, AB üyesi üç büyük ülkeyle Tahran yönetimi arasında yapılan nükleer anlaşmayı “ABD’yi tecrit eden bir zafer” olarak değerlendirdi. İran’ın UAEA temsilcisi Ali Ekber Salihi, Amerikan yönetimini, İran’ın nükleer programını BM Güvenlik Konseyi’ne taşımaya çalışmakla suçlayarak, “Büyük bir komplo boşa çıkarıldı ve ABD tecrit edildi” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, İran’daki son gelişmelere temkinli yaklaşarak, “önemli olan sonuçtur” dedi. ABD Başkanı George Bush da İran’daki son durumu “çok olumlu gelişme” olarak değerlendirdi.
İRAN NÜKLEER PROGRAMINA AİT BELGELERİ TESLİM ETTİ
İran, nükleer faaliyetleriyle ilgili belgeleri UAEA Başkanı Muhammed El Baradei’ye teslim etti. El Baradei, İran’ın sunduğu belgelerin incelenmesinin zaman alacağını söyledi. El Baradei, dosyaları kendisine teslim eden İranlı UAEA temsilcisi Ali Ekber Salihi’nin “belgelerin kapsamlı ve eksiksiz” olduğu güvencesini verdiğini belirtti. Böylece, İran, UAEA yönetim kurulunun İran’a nükleer programıyla ilgili sorunlara açıklık getirmesi ve gizli nükleer programının bulunmadığını kanıtlaması için süre tanıdığı 31 Ekim’den önce belgelerini telsim etmiş oldu.