Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan "Bilgi Edinme Hakkı Kanun Tasarısı" geçen ay Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildi. Artık her vatandaşımız devlet yöneticilerine -Bu iş neden böyle yapıldı bana bu konuda bilgi verin- deme yetkisine kanunen sahip oldu.
Memleketimizde her sohbet ortamında mevzu her zaman nasıl olursa olur gelir ve 'Ne olacak bu memleketin hali' konusuna gelinir. Sohbette bulunan her kişi fikrini belirterek bu memleketin yönetimi hakkında bir fikir belirtir.
Yanlış bulduğu konuları eleştirirken doğru bulduğu konuları destekler. Ama kimse nedense yanlış bulduğu konu hakkında yöneticilerden hesap sormak gibi nazik konulara girmez veya giremez. Çünkü bunu resmi olarak iletse ya başına bir şey gelir korkusu yada vatandaşı olarak kaale alınmama gibi bir endişe olduğu için bir çok güzide fikir sohbet ortamlarında kaybolur gider. Tavşan dağa küser ama dağın bundan haberi yoktur misali bu hikaye hep böyle gider.
Gelişmiş birçok ülkede her birey kendisini yöneten insanlara hesap sorup sesini çıkarabilmekte ve düşüncelerini devletin tepe noktalarındaki duyurabilme hakkı artık Türkiye’de nihayet gerçek oldu.
BİLGİ EDİNME BİR HAK
Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerinden olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı sağlama işlevlerinin yanı sıra halkın Devlete karşı duyduğu kamu güvenini daha yüksek düzeylere çıkarmada önemli bir rol oynamakta. Kullanılan bu hak sayesinde hem halkın Devleti denetimi kolaylaşmakta hem de Devletin demokratik karakteri güçlenmekte. Bilgi edinme kamu kurum ve kuruluşlarında açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz olarak görülen gizlilik kavramının giderilmesi ile yönetilenlerin yönetenlerin işlem ve faaliyetlerini denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine ortaya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri olarak kabul edilmektedir.
YURTDIŞINDA BU İŞ NASIL
ABD İdari Usul Kanunu, 1946 yılında yürürlüğe giren bir karar ile hesap sorma hakkı bulunuyordu.1966 yılında yapılan bir değişiklikle, "saydam idare" kavramına doğru bir adım atılarak, idarenin birkaç istisnai durum dışında tüm bilgileri ilgilisine sunma yükümlülüğü getirilmiştir. 1974 yılında yapılan bir değişiklikle ise, bilgi toplama adına özel yaşamın gizliliği ilkesini hiçe saymanın giderek arttığı kaygısıyla, özel yaşamın gizliliğini düzenleyen hükümler yürürlüğe konmuştur. İsveç'te, çağdaş ve uygulanabilir anlamda 1973 yılında çıkan Veri Kanunu (Data Act) ve 1980 yılında çıkan Gizlilik Kanunu ile düzenlenmiştir. Gizlilik Kanunu uyarınca istisna kabul edilip halka açılmayacak olan yedi temel unsurdan biri de, bireylerin şahsi ve iktisadi yaşantılarının korunmasıdır. Danimarka ve Norveç'te 1970 yılında bilgi edinme usulüyle ilgili kanunlar yayımlanmıştır. Danimarka, 1985 yılında yasayı gözden geçirerek bazı değişiklikler yapmıştır. Fransa'da usul yasası 1978 yılında yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, aynı yıl kişilerin özel yaşamına saygıyı kapsayan bir kanun da yürürlüğe konmuştur. Hollanda'da 1978 yılında yürürlüğe giren yasa, 1991 yılında yeniden gözen geçirilmiştir. Avustralya'da bilgi edinme ile ilgili kanun 1982 yılında kabul edilmiştir. Kişilerin özel hayatına saygı ile ilgili kanun ise 1988 yılında yürürlüğe girmiştir.
YASA İLE NE ÖĞRENEBİLECEĞİZ
Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemek olarak geçiyor. Yasa, yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatı ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte olanların da bilgi edinme kapsamına alınmasını öngörüyor. Buna göre, yargı denetimi dışında olan Yüksek Askeri Şura (YAŞ), Cumhurbaşkanlığı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararları da yasa kapsamında olacak. Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler de "kişinin çalışma hayatı veya mesleki onurunu etkileyecek nitelikte" ise yasa kapsamında değerlendirilecek.
Tüzel kişiler ve yabancılara da belirli şartlar çerçevesinde bilgi edinme hakkı tanıyan yasaya göre, bilgi edinme başvurusu reddedilen "Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu"na itiraz edebileceği gibi idari yargıya da başvurabilecek."Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir" hükmünü yer verilen yasaya göre, vatandaşlar, isteyecekleri bilgi kendilerini ilgilendirmesi koşuluyla bu hakkı kullanabilecekler. Tüzel kişiler de bilgi edinme hakkına sahip olacak. Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler de karşılıklılık ilkesi çerçevesinde bu kanundan yararlanabilecek.
BİLGİ VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Kurum ve kuruluşlar, kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olacak. Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı adresi ile yetkili kişinin imzası ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılacak.
Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilecek. Dilekçede istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilecek.
Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olacak. Kurum ve kuruluşları, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilecekler. İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşlara gönderilecek ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilecek.
15 GÜN SÜRE
Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye ulaşımı 15 iş günü içinde sağlayacak. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması, başvuru ile ilgili bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi durumlarında, bilgi ve belgeye ulaşım 30 gün içinde sağlanacak. Bu durumda, sürenin uzatılması ve gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve 15 günlük sürenin bitiminden önce bildirilecek.