Miroğlu Kazakistan'da

Deliyürek dizisinin Kazakistan'da bu denli sevilmesini fırsat bilen eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, akıllıca bir hareket yaparak dizinin yapımcılarını, senaryo yazarlarını ve oyuncularını; kurucusu olduğu Yesevi Üniversitesinin düzenlediği bir organizasyonla Kazakistan'a götürdü.
Kazak Türkleri diziyi öylesine sevmişler ki; ülkelerine gelen sanatçıları olağanüstü bir ilgiyle karşıladılar. Kenan İmirzalıoğlu binlerce kişiye imza dağıtmaktan adeta şaşkına döndü. Ekip Yesevi hazretlerinin türbesine yaptıkları ziyarette yol üzerinde bulunan köylerde ve kasabalarda bile durduruldu. Halk Yusuf Miroğlu'nu canlı olarak görmek için yollara çıktı.

Sanat Nehirler Gibidir

Ülkeler arasında sınırlar vardır. Aynı kandan gelen insanlar bile sınırların arkasında birbirlerine kavuşamazlar. Ama nehirler sınır tanımaz. Bir ülkede doğarlar, sınırları aşarak birçok ülkeyi dolaşırlar. Sanat ve sanatçılarda nehirlere benzer. Onlarda sınırları aşarak diğer insanlara ulaşırlar.
Politikacıların yapamadıklarını sanatçılar yapar. Yıllarca birbirlerini tanımayan insanları sanat birleştirir.
Bizim sanatçılarımız çeşitli sebeplerle kendi halkından kopmuştur. Sanatın halkımızı birleştirici gücü ihmal edilmiştir. Kazakistan'daki DELİYÜREK olayı gösteriyor ki daha hiçbir şey için geç kalınmamıştır. Deliyürek'in açtığı bu yoldan diğerleri de geçmelidir.

TEŞEKKÜRLER

Yazımın sonunda bu diziyi ortaya çıkaranların tümüne teşekkür etmek istiyorum. Özellikle yapımcısı ve yönetmeni Osman Sınav'a ve senaryosunu yazan değerli ağabeyimiz Ömer Lütfi Mete'ye ayrıca teşekkür ediyorum. Marifet iltifata tabidir. Bu gibi değerlerimizi takdir etmeliyiz. Onlar Türk ülküsünün sanat mücahitleridir. Bütün engellemelere ve zorluklara rağmen kalıcı eserler veriyorlar. Türk film sanayi de tırı vırı konularla uğraşmak yerine 250 milyonluk Türk dünyasını dikkate alması gerektiğini bu olaydan sonra inşallah anlamıştır.