Kasım 2008

Ö T E S İ

 

20.04.2024 



Çapraz Ateş

 
Kemal Çapraz

Küresel Kölelik


Genelkurmay Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi’nin (SAREM) düzenlediği, “Küreselleşme ve Uluslar arası Güvenlik” sempozyumunda, Genelkurmay 2’inci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşması Türkiye’nin gündemini oluşturdu. “Cehennem Çemberinin tam ortasındayız” ifadesini kullanan Büyükanıt’ın, burada sunduğu tebliğ daha uzun süre konuşulacağa benziyor. Büyükanıt’ın tarihi konuşmasına geçmeden önce, ABD Dışişleri Bakanlığı siyasi planlama şefi George Kenan’ın Şubat 1948 tarihli raporundan bir bölüm sunmayı, bu sözlerin ışığı altında küreselleşmenin değerlendirmesini yapmamızın daha uygun olacağını düşündüm.

“Dünya zenginliğinin yaklaşık yüzde 50’sine, fakat nüfusun sadece yüzde 6.3’üne sahibiz... Önümüzdeki dönemde gerçek görevimiz, ulusal güvenliğimize halel gelmeden bu eşitsiz konumu sürdürmemize olanak verecek bir ilişkiler kalıbı dökmek olmalıdır. Bunu yapmak için de bütün duygusallığı ve hayalciliği bir yana bırakmamız gerekiyor. Diğerkâmlık ve dünya çıkarı lüksünü karşılayabileceğimiz hayaliyle kendimizi aldatmayalım... İnsan hakları, yaşam standartlarının yükselmesi ve demokratikleşme gibi muğlak ve gerçekçi olmayan amaçlar hakkında konuşmayı bırakmalıyız. Dosdoğru güç kavramlarıyla uğraşmamız gereken günler, çok uzak değil.”
Amerika yıllardır bu siyasi plan doğrultusunda politikalarını oluşturmaktadır. Küreselleşme de bu oyunun bir parçası olarak, sunulmaktadır. Bugün Küreselleşmenin karşısında durmanın zorluğunu kabul etmeliyiz. Ama, bu zorluklar egemen devletlerin kölesi konumuna getirecek bir yapıya direnmemizi engellememeli. Burada, Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşmasında işaret ettiği bazı notları vermek istiyorum. “Bir düşünürün ifade ettiği gibi, egemen güçler, kendilerini hem eyleme yön veren hem de evrensel denilen paradigmaları belirleyen aklın yansıması ve ürünü olarak tanımladıkları için, bu görüşleri benimsemeyenleri ‘çağdaşlaşmaya ve bilime karşı’ olarak tanımlamaktadırlar.”
KÜRESELLEŞMENİN GÜVENLİK BOYUTU
Büyükanıt’ın konuşmasında, “... Bize dışardan yansıtılan paradigmalar olarak değil, ülkemizin gerçekleri ışığında algılanmalıyız. Ve kendi paradigmalarımızı ülke gerçekleri ışığında yaratmalıyız. Başkalarının kafaları ile ürettiğimiz çözümler ve yaklaşımlar vücutlarımızı, kafalarımıza yabancılaştırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır. Belki, küreselleşmenin en önemli güvenlik boyutu budur. Küreselleşmede ülke çıkarları yönünde özgün yaklaşımlar ve bu yaklaşımların stratejik sonuçları güçlü ülkelerin amaçları ile çatışabilir. Ve belki de bu kaçınılmaz hale gelebilir. Bu durumda, daha az güçlü ülkelerin, ülkelerinin yaşamsal çıkarları yönünde gösterecekleri kararlılık ve yaklaşımlar, bekaları ile doğrudan ilgilidir.”
Küresel bir dünya planlayan egemen güçler, bütün dünyayı kendilerinin kölesi yapmayı bu planın bir parçası olarak görmektedirler. Bu planın karşısındaki en önemli engel milli devletlerdir. Bugün Irak’ta yaşananlar, Kıbrıs’ta Türk milletine yaşatılmak istenilenler bu Küresel köleliğin bir parçasıdır. Irak’a müdahalenin hemen ardından Kerkük’e Kürtlerin sokulmayacağını ifade eden Amerika, şimdi oraya Kürt bir vali atamıştır. Göstermelik ve uydurma bir seçimle bu oyun tezgahlanmış ve bugün Kerkük’e akın akın Kürtler yerleştirilmeye başlanmıştır. Tarihi Türkmen şehri Kerkük’ün Kürtlere teslim edilmesi bu Küresel oyunun, Türkiye’yi ve İran’ı bölme yolundaki parçasıdır. Oyunun devamında bölgede uydu bir devlet kabul ettirilecek ve artık tehditler Türkiye ve İran’a yönelecektir.
Genelkurmay Başkanlığı’nın düzenlediği, “Küresel ve Uluslararası Güvenlik” sempozyumunda sunulan bildiriler bunun için ayrı bir önem arzetmektedir. Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın geleceğini yakından etkileyecek olan bu dönemdeki gelişmelere Türkiye sadece seyirci olarak kalamaz.
Artık Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir işe yaramadığı açık bir şekilde görülmüştür. Uluslar arası güvenliği sağlayacak, yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. Küresel köleliğe karşı çıkan bütün uluslar bu yapılanmada yer almalıdır. Bunun başka çaresi de yoktur.


kemalcapraz@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002