Kasım 2008

Ö T E S İ

 

26.04.2024 



Çapraz Ateş

 
Kemal Çapraz

Türk devletinin yeni rotası


Geçen sayımızdaki “Bu kimin savaşı” sorumuzun cevabını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün açıklamasında bulduk; “Bu savaş bizim savaşımız değil” Bizim olmayan fakat geleceğimizi şekillendirecek bu savaştaki tavrımız net şekilde, bu açıklamada ortaya konmuştur. Türkiye, tarihi deneyimine ve devlet geleneğine yakışır şekilde davranmıştır. Dünya için tehdit oluşturan Amerika’nın yanında olmamış, kendi geleceğini kendisinin tayin edeceğini dost düşman herkese ifade etmiştir.


Genelkurmay Başkanının konuşmasındaki en önemli mesaj bize göre: “Avrasya’da ileriki 10 yıllara uzanan çok önemli politik, ekonomik, sosyal ve askeri gelişmeler olacaktır. Yeniden yapılandırılacak bu coğrafyada, mesele, hangi çağdaş seviyede bir ülke ve hangi ülkeler topluluğu içinde yer alacağımızdır”
Bu mesajda artık Türkiye’nin başka alternatifleri olduğu vurgulanmış, gerektiğinde ABD’ye de AB’ye rest çekebileceği açıkça ortaya konmuştur. ABD’nin ve AB’nin dayatmalarının Türkiye’nin geleceğini karartacağı açık bir şekilde görülmüştür. Genelkurmay başkanının konuşmasında şu bölüm de dikkat çekicidir, “Denizler ötesinde kendilerine tehdit olduğunu söyleyenlerin, aynı tehdidin, hududunun hemen ötesinde olduğunu söyleyen Türkiye’yi inandırıcı bulmamalarını anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmek isterim” Amerika’nın, Irak’ın kuzeyine asla Türkiye’nin girmemesi yolundaki açıklamaları, AB ülkelerinin de yine aynı tarzdaki beyanları gerçekten dikkate değer. Türkiye, Irak’ın kuzeyine girerse AB’ye girişi zorlaşır açıklamaları yapan Avrupa ülkeleri, İngiltere’ye “Irak’ta ne işiniz var” diye niye sormamaktadır. Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Kuruluşları, NATO samimi davranmamaktadır. Artık bu uluslararası kuruluşların hiçbir öneminin olmadığını sadece güçlü olanla birlikte olduklarını bütün dünya görmüştür. Irak’ta esir aldıkları askerleri televizyonlarında boy boy gösteren Amerika, kendi askerleri esir düşünce ve bunların da medya önüne çıkarılmaya başladığını görünce Irak’ın Cenevre anlaşmasına aykırı davrandığını belirtmiştir. Bu anlaşmalar hep tek taraflı mı işlemektedir.
ÖLDÜREREK KURTARMAK
Irak’a demokrasi ve özgürlük götüreceklerini savunan Amerika, çiçeklerle karşılanacaklarını sanırken, ülkelerini bütün güçleriyle savunan Iraklı’ları görünce onları öldürerek kurtarmayı (!) tercih etmiştir. Artık, Amerika’nın ve İngiltere’nin o iğrenç yüzünü insanlık alemi bir kere daha görmüştür. Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışan bu güce karşı, ittifaklar kurulmalı, Amerika tek güç olmaktan mutlaka çıkarılmalıdır. Yoksa dünya için tehdit bitmemektedir. Bugün Irak, yarın İran, Suriye ve gelecekte de Türkiye hedeftedir. Türkiye bölgede kendi güvenliğini tehlikeye düşürecek bir oldu bittiye asla razı olmayacağını açıklamıştır. Ama bunu uygulamaya da koymalı, Irak’ın kuzeyindeki kontrolü tam manasıyla ele almalıdır. Amerika’nın ve AB’nin ne diyeceği umurumuzda bile olmamalıdır. AB’nin bitmek tükenmek bilmeyen istekleri artık, Türk halkını bıktırmıştır. Türk milleti şahsiyetli politikalar beklemektedir. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyesi Arie Oostlander’in hazırladığı Türkiye raporu bardağı taşırmıştır. Raporda Türkiye’nin rejimi eleştirilirken, MGK’nın feshedilmesi, YÖK ve RTÜK’teki askeri üyelerin çekilmesi, savunma bütçesinin şeffaf hale getirilmesi , YAŞ kararlarına yargı yolu açılması, Kıbrıs sorununun çözülmesi, Ermenistan’a ambargonun kaldırılması, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması, seçim sisteminin değiştirilmesi, Asker etkisiyle hazırlanmış 1982 anayasasının tümden feshedilip, yerine yeni anayasa hazırlanması, Türkçe resmi dil olarak kalmak şartıyla Aramaik ve Süryani dillerinin de yaşatılması, öğretilmesi ve kullanımının teşvik edilmesi, Alevi ve bahai haklarının tanınması, Süryani ve Kürt köylerinde, Türk ordu ve polisinin fiili ‘işgalinin’ sona erdirilmesi... daha fazlasını yazmaya sinirlerimiz elvermiyor. Avrupa neredeyse insanların kaç bardak su içeceğine bile karar verecek neredeyse. Allah aşkına artık biri çıkıp da şu ahlaksız Avrupalı’ya haddini bildirsin.
Bu açıklamalarda gösteriyor ki, Türkiye rotasını yeniden çizmeli ve bu rotada dayatmalara ve baskılara asla yer olmamalıdır. Tabi ki, stratejik ortak palavralarına da. Türkiye milli menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmalı, yapacaktır da.

Not: Gazetemizin birinci yılı sebebiyle, bizzat gelerek, çiçek göndererek, elektronik posta, telgraf ve mektup göndererek ve telefonla arayarak yanımızda olduklarını gösteren bütün okurlarımıza teşekkürlerimizi bir borç biliriz.


kemalcapraz@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002