Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Küllük

 
Mehmet Koca

Satılmış insanların yurdu


Elinizde avcunuzda neyiniz varsa verin. İsteyenler çok önemli mevkileri tutmuş medeni kişilerdir. Bulundukları coğrafya yabana atılır, yenilir yutulur cinsten değildir. Şu bizim kaymak tabakasının neredeyse tapındığı bütün değerlerin yeryüzündeki yegane temsilcisi sıfatı bile onları anlatmaya yeterlidir. Hem zaten sizler cömert insanlarsınız. Binlerce yıldır yemediniz, yedirdiniz, giymediniz giydirdiniz.

Biraz da şimdi verseniz ne olur.
Hazır vermeye başlamışken, onlar istemeden hazırlıklı olun. Leb demeden leblebiyi anlıyormuş gibi görünün de, ele güne rezil olmayın. Rezil olma bölümü açılmışken, üstünüze başınıza da çeki düzen verin. Giyim tarzınızı değiştiriverin. Eminim üstünüze biçilen kıyafet şıp diye oturacak. Modacınız ve terziniz bu konuda çok yetenekli. Yeni modada hakim renk kar beyaz. Üstüne üstlük tek parça ve dikişsiz. Sizin anlayacağınız tam Türk ırkına göre. Bu kıyafet size çok yakışacak çok.
Verme faslını uzatmayın. Adamların canını sıkmayın. Tatlı canlarını üzmeyin. Yoksa size şu küçük dünyayı dar ederler. Tefe koyarlar oynatırlar. Şu güzelim yurdunuzda hapis hayatı yaşatırlar da, haberiniz olmaz.
Hele bir verin. Doğudan batıdan, güneyden kuzeyden, ne isterlerse verin.
Şu geri kafalılığı bırakın artık. Öyle bir bez parçasına takılıp kalmayın, çaputla, kilimle, nakış işleriyle uğraşmak medeni dünyanın yeni geleneklerine hiç uymuyor hiç.
Adamlar size demokratikleşin diyorlarsa demokratik olun. Hem demokrasi tereyağlı su böreği gibidir. Kaymaklı baldan tatlıdır. Bir tadını alsanız inanın bırakmazsınız ikide bir zırt-pırt... Ne diyor adamlar size? Kafanızı kullanın. Kafanızı kullanırken yaramazlık yapmayın.
Bu arada saçınızdaki kepek sorununu acilen halledin. Bu medeni insanların arasında kepeklilere yer yok. Saçınızı sakalınızı düzeltin. Aslında bu sakal ve bıyık tipinizle asla onlar gibi olamazsınız, biraz kırpın, sağından solundan hizalayın, kıldan tüyden işlerle fazla uğraşmayın.
Unutmayın, atalarınızın sözünü hatırlayın, ne demiş büyükleriniz, ne verirsen elinle, o gelir seninle.
Kendinizi düşünmüyorsanız çocuklarınızı düşünün, şu üç günlük dünyada vize almadan kaç kez Paris’e gidebildiniz ki. Eyfel Kulesinin etrafını dolaşırken elinizde pizza dilimleri, hiç hayal ettiniz mi. Yoksa hala Prag’da aşk yaşamadınız mı hala.
Eee tabi gidemediniz ve yaşamadınız hatta yiyemediniz.
Neden?
Nedeni basit. Aslında bu nedeni ortadan kaldırmanın tek bir yolu var. Türk ırkının DNA kodları bir güzel değiştirilmeli, değiştirilmeli ki, ekmek dilimlemeyen her Türk’ün Viyana’yı fetih hayalleri kurmasın bir daha.
Siz Türkler çok acayip bir milletsiniz. Sahi neden böylesiniz. İşgalcilik sizin kanınıza, ruhunuza işlemiş. Piknik çadırı kurduğunuz her yerde devlet ilan etme huyunuz yok mu, korkutuyor herkesi mirim.
Bu tür fantastik alışkanlıkları terk edin.
Global barışı tehlikeye düşüren alışkanlıklar insanlığın geleceğini de tehdit eder, durum böyle olunca da başınız belaya girer.
Pazarlık hakkınızı kullanmayı sakın ihmal etmeyin. Pazarlık ederken el kol hareketleri yapmayın, bir taraflarınızı kaşımayın. Yoksa bu medeni insanlar da başka şeyleri kaşırlar. Doğunuzu kaşırlar, batınızı kaşırlar. Kaşınan coğrafyanız kan revan içinde kalır.
Kalmadı mı?
Kaldı tabii. Alman kurşunuyla kaç askeriniz katledildi. İtalyan mayınıyla kaç askerinizin ayakları koptu. Hiç düşünmediniz mi. Düşünüp te bunlardan bir ders çıkarmadınız mı.
Bugünler de taktınız Kıbrıs’a. Küçücük bir toprak parçası için bu kadar feryad figan koskoca Türklük alemine yakışır mı.
Nerede kaldı sizin cömertliğiniz, nerede kaldı sizin misafir perverliğiniz.
Olmuyor, olamıyor. Böyle giderseniz siz asla medeni ve batılı olamazsınız. Olamayınca Paris’e Roma’ya ve Londra’ya gelemezsiniz. Gelemeyince de içiniz cız eder cızzz.
Bazen Türkleri değişim tünelinin içinden geçmeden medeni bir topluluğun içine girdiğini düşünüyorum da yüreğim ağzıma geliyor mirim. Leman gölünde zıpkınla balık tutan bir Türk. Tasavvur edebiliyormusunuz, hem de zıpkınla üstüne üstlük bizim balığımız, medeni bir balık ve bir Türk.
Olmaz asla olamaz, olmamalı. İnsanlık adına sizin Avrupalı olmanız sakıncalı.
Demokrasiye aykırı.
Maddenin ruhuna aykırı.
Yok mirim. Verdikleriniz bizde kalıyor, lakin siz Asla Avrupalı olamıyorsunuz.




mehmetkoca@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002