Kasım 2008

Ö T E S İ

 

3.12.2024 



Reymanca

 
Reyman Eray

Trajikomik Bir Öngörü


Tarih: Aralık 2004. Yer: Avrupa. “Selamünaleyküm Sayın Şansölye. Biz geldik.” “Hoş geldiniz de... Niye geldiniz ?” “Hani şu... AB’ye giriş tarihimiz...” “İyi ama, uygulamalarınız...” “Her şeyi uyguladık Sayın Şansölye. Şu giriş tarihimizi verseniz de biz gitsek.” “‘Uyguladık’ diyorsunuz ama, ortada uygulanmış bir şey yok !” “Yok olur mu Sayın Şansölye ? Ulusça ayak uydurduk AB yasalarına. İnanın artık kokoreç bile yemiyoruz.”

“Kokoreçle bitmiyor ki ! Son Güvenlik Konseyi’nde askeriniz sivillerden bir buçuk dakika daha fazla konuştu.”
“Mahsuscuktan konuşturuyoruz Sayın Şansölye. Sonuçta biz ne dersek o oluyor. Şu AB’ye giriş tarihimizi alıp gidebilir miyiz artık ?”
“Bu benim kararımla olmaz ki ! Yirmibeş ülkenin sayın ekselansları ne diyecek bakalım ? Hem sizde hâlâ gasp var, derebeylik var, arazi mafyası, hal mafyası, otopark mafyası...”
“Hepsi bitti ! Bitirdik ! Şimdi sokakta otonuzu park ederken oradaki adama para uzattığınızda; ‘Niye para veriyorsunuz beyefendi ? Sokak babamın malı değil ki !’ diye tersliyor sizi.”
“Üç kadının ırzına geçip öldüren birini iki yılda çıkarmıştınız içerden... Hâlâ böyle mi yapıyorsunuz ?..”
“Olur mu öyle şey Sayın Şansölye ? Bu söylediğiniz şey, bizden önceki “first lady”nin işiydi. Biz yalnızca devleti-milleti trilyonlarca dolandıranları salıyoruz bir-iki yılda. Ötekiler yatıyor.”
“Hâlâ yollara tükürenleriniz var... Nasıl olacak bu iş ?..”
“Hokka koyarız Sayın Şansölye. Çok iyi bakır ustalarımız var... Şöyle, şık hokkalar koyarız her caddeye-sokağa.”
“Trafik kargaşanız... Kırmızı ışıkta geçmeleriniz ?..”
“Siz Sayın Şansölye, ‘özgürlük’ demiştiniz ya hani... Birileri abarttı bu işi ve ‘kırmızı ışıkta geçme özgürlüğü’ olarak algıladı. Tıpkı ‘döner bıçağıyla futbol maçına girme özgürlüğü’ ya da “karısını yolun ortasında yatırıp delik deşik etme özgürlüğü” olarak algılayanlar olduğu gibi...”
“Ayrıca, sizi kötülüklerden korumak üzere ülkenizde bulundurduğumuz vatandaşlarımıza, “etki ajanı” diyenler var. Bunu da kabullenemeyiz.”
“Ağzı olan konuşuyor Sayın Şansölye. İnanın, ciddiye almıyoruz bunları.”
“Neyse !.. 2020’de her şeyi yeniden konuşmak üzere bekliyoruz sizi Sayın Başkan.”
“Yapmayın, etmeyin lütfen Sayın Şansölye. Ben şimdi dönüp nasıl açıklarım millete ‘16 yıl sonra’yı ?.. ‘AB Hıristiyan kulübüdür’ diyenlerin haklı çıkmasını mı istiyorsunuz ?..”
“Hayır ! İstemiyoruz ! Bunu kanıtlamak için de, önümüzdeki yıl Arabistan’ı AB’ye alıyoruz. Güle güle Sayın Başkan. 16 yıl sonra görüşmek üzere.”


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002