Özelleştirme adıyla peşkeş çekilmek istenen Türk Telekom, bütün sektörlerin dibe vurduğu 2001 yılında tam 2 milyar dolar kâr etti. Bu kâr, bazı uyanıkların iştahını kabartıyor.
Türkiye’de son yıllarda bir özelleştirme furyası yaşanıyor. Özelleştirmeyi savunanların mantığı zarar eden devlet kuruluşlarını, bir başka deyişle KİT’leri satarak güya devleti bu kamburdan kurtarmak... Fakat son yıllarda yapılan özelleştirmelerde ne hikmetse zarar eden kuruluşlar değil de, devletin en kârlı kuruluşları sudan fiyatla satılıyor.
Hazineye en çok sıcak para girdisi sağlayan Petrol Ofisi, elektrik dağıtım ihaleleri bunların en tipik örneğidir. Son olarak da Türk Telekom’u zarar ediyor diye satmak için yoğun bir kampanya başlatıldı. IMF destekli bu kampanyalarda Türk Telekom’un özelleştirilmesine karşı çıkanlar, hatta “Madem özelleştiriyoruz en azından ucuz fiyata elden çıkarmayalım” diyenler topa tutuldu. Türk Telekom’un haraç mezat satılmasına karşı çıkan Enis Öksüz, dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ve tayfası tarafından Ulaştırma Bakanlığı koltuğundan edildi.
Yaklaşık 10 yıldır Türk Telekom’un özelleştirilmesi gündemde. Türk Telekom’u özelleştirme çabaları bir kaç kez Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Buna rağmen Telekom’un özelleştirilmesinde o kadar ileri gidildi ki, bir an önce satalım da kurtulalım mantığı benimsendi ve Türk Telekom’un piyasa değerinin düştüğü, 2-3 milyar dolara ancak alıcı bulabileceği haberleri basında sık sık yer almaya başladı.
Özelleştirme sevdalıları bu haberlere balıklama daldı. Fakat gerçek söylendiğinin tam aksineydi. Türk Telekom, üçüncü GSM lisans ihalesini KDV ile birlikte 3 milyar 200 milyon dolara satmıştı. Buna rağmen, Türk Telekom’un kendisine nasıl olur da 3 milyar değer biçilebilirdi? Üstelik Türk Telekom’un elinde Aycell isimli bir GSM şirketi ile satılmayı bekleyen bir GSM operatörü vardı.
9 Ekim 2002 tarihinde Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber’in yaptığı bir açıklama gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. Chhibber, Türk Telekom’un geçen yıl yani krizin en yoğun yaşandığı 2001 yılında tamı tamına 2 milyar dolar kâr ederek dünyada bir rekora imza attığını söyledi. Bu açıklama 10 Ekimde gazetelerde küçük de olsa yer bulabildi.
Türk Telekom’u haraç mezat satmak isteyenler tepkilerden çekinmiş olacaklar ki, Türk Telekom’un bu muazzam kârını açıklamayı düşünmediler. Çok acıdır ama Türk milleti Türk Telekom’un gerçek değerini bir yabancıdan öğrendi.
Bu olay Türkiye’de özelleştirmenin hangi amaçlar için yapıldığını açıklaması bakımından çok ilginçtir. Kurtarıcı olarak ABD’den getirilen ve özellikle Türk Telekom’un özelleştirilmesi için varını yoğunu ortaya koyan Kemal Derviş bile bu açıklamadan sonra, Türk Telekom’un bu aşamada özelleştirilmesinin yarar getirmeyeceğini savunmaya başladı. Hiç kimse de Kemal Derviş’e “Madem Türk Telekom’un satılması doğru değildi, niçin aynı şeyleri söyleyen Enis Öksüz’ü koltuğundan ettin?” diye sormadı.
Olayın bir başka boyutu da, Türk Telekom’un ancak 3 milyar dolar edeceğini savunanların gerçek niyetlerinin bu kârlı kuruluşu ucuza kapatmak olduğunu ortaya koymasıdır. Türk Telekom’u satın almak için sıraya girenlerin ,çokluğu bu iddiayı doğruluyor.