Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Geniş Açı

 
Ali Arif Esatgil

Ve Turgut döndü...


Anayasa’yı değiştirecek bir güce yakın milletvekili sayısı ile seçimleri geride bırakan Adalet ve Kalkınma Partisi, ‘iki başlı’ icraat sürecine var gücüyle girdi. Yadırganacak bir biçimde de arkasına ‘destek’ rüzgarını aldı. Öyle ki, kapak konusu olarak tasarladığımız “Biz bu filmi görmüştük” başlığını, seçim öncesi bir gazetede gördüğümüzü hatırlayıp, son anda vazgeçtik. İyi ki de vazgeçmişiz...

Zira, o yazıyı kaleme alıp, sosyolojik tahlil hevesini gideren şahıs, daha 4 Kasım sabahı tornistan etmişti. Halbu ki, o satır arasında ciddi ve gerçeği yansıtabilecek ipuçları vardı. Demek ki, çala kalem yazılmış ve bir bilinç ürünü olmayan şeylermiş... Ya da bugün yazdıkları ‘öpeyim abi’ türünden şeyler...
Tırnak içinde de olsa “Biz bu filmi görmüştük” demek zorundayız. İnsicamdan yoksun ve tamamen popülizm kokan bir gidişin içine itiliverdi Türkiye. Daha ne yaman çelişkiler göreceğiz kim bilir... Kolları sıvar sıvamaz ilk işi ‘hırsızı, uğursuzu’ affetmek olan bir hükümetten doğrusu kendi adıma endişe duyuyorum. Halkın “Nereden buldun?” adını verdiği hesap sorma yasasını hedef almak, ‘ak günler’ vaadedenlerin ilk icraatı. Net bir ifade ile “büyük götüren” yırttı... Hadi gözleri aydın. (Benim memurun işini bilir... diyerek tarihe geçen zatı hatırlayınız)
Hükümetin ikinci hamlesi ise Avrupa Birliği konusunda... Dört koldan faaliyetteler: “Alın artık bizi...” Uyum Yasaları’nın eksik yanları harıl harıl tamamlanıyor. İlgili devlet bakanı, “Savaş hali dışında idamı kaldıran sözleşmeye imza atmalıyız” buyurdu. Duyan da, Türkiye’de her gün bir dizine adam sallandırılıyor sanacak. Bu ne talaş! Geçen hükümetin affettiği bebek katilinin urganından bir iki düğümü de siz çözüp, tarihe geçmek mi istiyorsunuz? Sadece ‘Türkler’ söz konusu olunca akla gelmeyen şu meşhur insan hakları meselesine de pek bir yaman yapıştı hükümet. DGM’ler, gözaltı süreleri vs. hepsi neşter altında. Haklar ve özgürlüklerde reforma gidiliyor... Şuuraltlarına yerleşen bireylerin gün ışığına çıkışı mıdır, nedir bilmiyorum... (Bölücüler Güneydoğu’yu kan gölüne çevirirken şortunu çekip asker denetleyen zatın “Federasyon dahil her formül tartışılmalı” sözleri sanırım hafızalarınızdadır...)
Seçim zaferi, milletvekili ve dolayısıyla başbakan olamadığı için gizli bir hüzne dönüşen Recep Tayyip Erdoğan, yüreğinin derinlerindeki ‘ben’i bu kez açıktan açığa meydana vurmaktan kendini alamadı. İlkinde kızlarının dışarıda öğrenim görmesini gözyaşartan (!) ifadelerle ortaya koyup, başörtüsü tartışmaları kendi açısından yaklaşmıştı. Erdoğan yine kendini ortaya attı ve daha seçim üzerinden 10 gün geçmeden partisinin grup toplantısında milletvekillerine talimat verdi: Yasağımın kalkması için çalışın. Anayasa’nın 109. maddesine değiştirin. Önümdeki engelleri kaldırın.” Millet için yola çıktı ya, en o ‘millet’in en seçkin kişisi de kendisi ya “Önce ben” demekten ve Anayasa’nın değişmesini istemekten daha doğal ne olabilir ki? (Biliyorum şimdi dudaklarınıza bir tebessüm yayılarak, yine o şahsın “Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz” deyişini düşüneceksiniz)
Allah için haklarını yememek gerek... Bunca benzerlik arasında ayrı düştükleri bir tek konu oldu: Irak’a yönelik operasyona muhalif kalmak... ABD zaten dünya kamuoyuna tam anlamıyla ikna edememişti... Washington gerçek yüzünü bu kez gizlemeyi beceremediği için, uluslararası toplumun homurdanışına bunlar da ayak uydurdu... Oysa ‘Tonton’ savaşta bile tecimsel bir yön bulup, o unutulmaz cümlesini sarf etmişti: “Bir koyup, üç alacağız” Aradan geçen yıllar gösterdi ki, bırakın bir koyup üç almayı, verdiğimiz bile geri alamadık ve ekonomi resmen çöktü.
Şimdi, onun Kuzey Irak için düşündüğünü ak-pak bir sayfa açma sevdalıları Kıbrıs için tasarlıyor. Kofi Annan’ın hazırladığı Kıbrıs Türkleri’nin yok etme planına daha ilk günden, “Eyvallah” deme gayretkeşliği içine girdiler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın bile içeriği konusunda tam bir bilgi sahibi olmadığı ‘plan’ bunlara neden ‘cazip’ geldi, dersiniz? ‘Şahin’ politikaları terk edeceklerini söyleyen Erdoğan bu konuda da o kişinin mi peşinden gidiyor? Zira, “Kıbrıs’ın bize maliyeti yılda 200 milyon” diyerek, yıllar önce niyetini ortaya koymuştu.
Sözün özü, Türkiye yine bir ‘çağ atlama’ masalı ile karşı karşıyadır. Ne hazindir ki, çağı hep ‘muhafazakar’ diye damgalananlar atlatıyor (!). O çağ atlama ki, Biri Bizi Gözetliyor ya da Televole türü programların, ‘ecmain ağalarının’ bile başını döndüren civciv sarısı avratların piyasa yaptığı ‘çok kanallı’ bir rezillikler arenasıdır. O çağ atlamadır ki, çalanın yanında kalan talan düzenidir. Ve yine o çağ atlamadır ki, varını yoğunu paraya endekslemiş ucube bir dünya görüşünün, bilinçaltını dışa vurmasıdır... İnanmayan İMKB endeksini, faiz oranlarına, döviz kurlarına baksın. Reel ekonomi de hiçbir şekilde kıpırdama yok ke, ‘sanal kazanç kapıları’ yeniden ardına kadar açıldı. İnanmayan “Ali Abi bizi kurtaracak” diye, kendi kağıtlarını yine tavan tavan götüren cinin kağıtlarını borsada takip etsin...
Biz şimdilik “Hoşgeldin Turgut 2 demek” düşüyor....


aliarifesatgil@hotmail.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002