Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. Cumhuriyet tarihinin belki de en heyecansız ve ruhsuz bir seçim kampanyasından sonra millet sandığa gitti ve oyunu kullandı. Seçmen oyunu kullanırken, bazı partilerin fikirlerini değil de kadrolarını beğenmediğini gösterirken eski partilerin boş vaatlerine de artık kanmayacağını gösterdi. Sonuç, milletimize hayırlı olsun.
Sandıklardan çıkan sonuçlar, adeta siyasi bir depreme sebep oldu. Merkez sağın iki partisi sandığın içinde kalırken, DSP de tarihinin en büyük seçim yenilgisini yaşamış oldu. Ama bu seçimlerde sonuçları en iyi tahlil etmesi gereken parti ise Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Dr. Devlet Bahçeli’nin liderliğindeki MHP Türk siyasi hayatına bir seviye getirmesine rağmen seçim barajının altında kaldı. MHP lideri Bahçeli her ne kadar seçim sonuçlarından kendisinin sorumlu olduğunu ifade ederek, Genel Başkanlıktan ayrılacağını belirtse de bu sonuçta bize göre Ankara’dan bütün Türkiye’yi idare ettiğini zanneden MHP yöneticilerinin ve özellikle teşkilatlardan sorumlu kişilerin sorumluluğu çok daha fazladır. Hele hele bazı MHP milletvekillerinin sorumluluğunu ise söylemeye bile gerek duymuyorum. Meclise gider gitmez, eski dava arkadaşlarını unutan ve ikbal peşinde, eşini, baldızını, yakınlarını hemşehrilerini devlet kadrolarına aldırarak ülkücü kitleyi unutan bu milletvekilleri şimdi sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadırlar.
Ülkücü kitlelerin canlarıyla kanlarıyla, iktidar ettikleri fikirlerini bu kadar kolay harcamaya kimsenin hakkı yoktur. Ülkücü kitle, bütün olumsuzluklara rağmen oyunu gidip MHP’ye kullanmıştır. Ama millet, kendi arkadaşlarına bile vefasız davranan milletvekillerini affetmemiştir.
ONURLU DAVRANIŞ
Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte Türk siyasi hayatında bir ilk daha yaşanmış, Dr. Devlet Bahçeli partisinin barajın altında kalmasından kendisinin sorumlu olduğunu belirterek genel başkanlığı bırakacağını açıklamıştır. Bu onurlu davranış diğer siyasi parti liderlerine de yapması gerekeni göstermiş, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Bülent Ecevit’i de istifa edeceklerini açıklamışlardır. Ama, siyasi depremin sonuçları daha uzun süre devam edecek, partilerde artçı depremler yaşanacaktır. Bu siyasi çalkalanmayı yaşayacak partiler arasında, barajı geçerek muhalefet görevi üstlenen CHP’de dahildir. Gelecek günlerde partilerdeki bu tartışmalar çok daha net bir şekilde su yüzüne çıkacaktır.
Türk Fikir hareketinin en önemli partilerinden biri olan MHP’deki gelişmeler bundan sonra çok mühimdir. MHP kendi fikir misyonuna layık bir üst yapılanmaya mutlaka gitmelidir.
Bu seçiminde bir önemli nokta çok daha açık bir şekilde görüldü. Bu da basın faktörü. Bir medya patronu, sırf mal pazarlar gibi, kurduğu partisinin reklamlarını yaparak pazarlamış ve yüzde 7’nin üzerinde oy almıştır. MHP eğer basının önemini kavrayıp şimdiye kadar, güçlü bir televizyon ve güçlü bir gazete kurabilseydi, topluma kendini çok daha rahat anlatma fırsatı bulacaktı. Bunu önemsemediği için, kitlelere ulaşmakta ve kendini anlatmakta zorluk çekti. Sadece gazetelere verilen reklamlarla bu işin olmayacağı bilinmeliydi. Çeşitli basın kuruluşlarında çalışan Türk milletçileri birer birer işlerinden olurken, MHP yöneticileri bu tasfiyeye seyirci kalmakla kalmamış, hatta bazı milletvekilleri o medya patronlarının yaş günlerini birlikte kutlamışlardır. MHP’li bakanlar, basın danışmanlıklarına eş, dost, akrabalarını doldurarak bu işin ehli olan milliyetçileri göz ardı etmişlerdir. İktidarın en büyük partisi MHP basında, sıfır duruma gelmiştir.
BİZ BİLİRİZ BİZ YAPARIZ OLMAZ
TBMM Türk Basınını Araştırma Komisyonu üyelerine bu konularda sunulan raporların değil gereğinin yapıldığını görmek, okunduğundan bile şüpheliyiz. İşte her konuyu bilen, kendi kitlelerini yok sayan bir siyasi yapılanmanın alacağı oy işte bu kadardır. Şunu hiçbir zaman unutmayalım, “İnsanlar sadece yaptıklarından değil yapmadıklarından da sorumludurlar”
Sonuç ortada, ama bu sonuca bakıp karamsar olmak bir şey ifade etmez. Aynı budanmış ağaçlar gibi, yeniden filizlenerek güçlenmek Türk milliyetçilerinin elindedir. Yeter ki, bu sonuçlardan gereken dersleri çıkaralım.