Bu kadar çok siyasi partinin olduğu ve halkın bu kadar çok bölündüğü ülkemizde, mevcut milletvekili seçim kanunu ile seçim sandığından çok ortaklı koalisyon hükümetlerinin çıkması kaçınılmaz gözükmektedir.
Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. (Anayasa md. 68/2, SPK md. 4)
Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları “Demokrasi ilkelerine” uygun olur. (Anayasa 69/1)
Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen “Demokrasi esaslarına” aykırı olamaz. (SPK md 4/2)
Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla tüzük ve programlarında belirtilen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile “milli idarenin oluşmasını sağlayarak” ....... (SPK md. 3)
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar anayasaya aykırı olamaz. (Anayasa md. 11)
Fiili durumda SPK md. 4/2’nin tam anlamıyla uygulanmadığı, mevcut SPK ile partilerde parti içi demokrasinin işletilemediği, çarpık delege yapılanması ve parti disiplininin katı uygulanması ile lider sultasının gün geçtikçe daha da belirginleştiği Türk kamuoyunun malumudur.
Kendi içinde demokrasiyi hazmedememiş siyasi parti tüzel kişiliklerinin, ülke genelinde demokrasinin yerleşmesine hizmet etmeside düşünülemez.
SPK mevcut hali ile ülke ihtiyaçlarına cevap vermekten hayli uzaktır ve ülkenin önünü tıkamaktadır. Bu nedenle SPK de ülke ihtiyaçlarına uygun değişiklikler yapma zamanı sanırım gelmiştir.
Siyasi parti sayısı kırk sekizi bulmuştur. Her gün bir yenisi kurulmaktadır. Sol sekize dokuza bölünmüştür. Sağın kaça bölündüğü belli değil, artık rakamları saymaktan yorulduk. Yoksa “Böl, Parçala, Yönet” siyasetine kurban mı gidiyoruz? Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelere bakınız, kaç partileri var? O ülkelerdeki toplam parti sayısı üçü beşi geçmez. Bizim ülkemizde ise kırk sekizi bulmuş durumda. Yüksek seçim kurulunca kırk sekiz siyasi partiden yirmi üçünün seçimlere girmeye hak kazandığı tespit edilmiştir.
Bu kadar çok siyasi partinin olduğu ve halkın bu kadar çok bölündüğü ülkemizde, mevcut milletvekili seçim kanunu ile seçim sandığından çok ortaklı koalisyon hükümetlerinin çıkması kaçınılmaz gözükmektedir.
Ancak halkımızda koalisyon ve uzlaşma kültürü henüz bu derecede gelişmemiştir. Bu nedenle çok ortaklı koalisyon hükümetlerinin seri kararlar alabilmesi mümkün değildir. Bu durum hükümetin ve meclisin çalışmasını yavaşlatacak, acil çözüm bekleyen ülke meseleleri en azından zamanında çözülemeyecek, sorunlar üst üste yığılacaktır.
Ülke meselelerinin üst üste yığıldığı, ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlar yaşadığımız bugün, güçlü yürütme ve istikrarlı hükümetlere şiddetle ihtiyacımız vardır.
20. y.y’ın son yarılarından itibaren devlet faaliyetlerinin niteliği oldukça değişmiştir. Artık şikayet ve istekleri sadece dinlemek yeterli olmuyor. Çünkü ülke büyümesinin gerçekleştirilmesi, halkın refah seviyesinin yükselmesi gibi konulara tatminkar cevap verebilmek; planlı, programlı çalışmak, verileri doğru değerlendirmek ve piyasayı kontrol altında tutmakla mümkündür. Bunları tam bir şekilde değerlendirmek, meselelere doğru teşhis koymak ve alınacak tedbirleri etkili bir şekilde tatbik etmek gerekmektedir. Bu ise güçlü ve istikrarlı hükümetlerle başarılabilir.
Bu nedenle Milletvekili seçim kanununda %10 barajı korunarak, seçimlerden güçlü ve istikrarlı bir hükümet çıkaracak değişikliklerin seçimden önce muhakkak yapılması ülke menfaatleri açısından elzemdir kanaatindeyiz. Yapılacak değişikliklerde Fransa’daki iki turlu seçim sistemi getirilebilir veya ittifaklara ve seçim birleşmelerine izin verilebilir.
Mecliste gurubu bulunan siyasi partilerin Sayın Genel Başkanlarının ve tüm Milletvekillerimizin objektif düşünerek, öncelikle milletvekili seçim kanunu ve SPK’da ihtiyaç duyulan değişiklikleri yapmak hususunda gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz.
Yüce meclisin gerekli hassasiyeti göstermemesi halinde, geriye sadece milletin sandık başında göstereceği sağduyusu kalıyor. umuyoruz ki bu sağ duyu, güçlü hükümet çıkarabilecek meclisi oluşturabilsin.
Bir seçime daha merhaba...