Bazı roman kahramanları, yazarını unutturacak ölçüde ünlenir, toplumsal bir simgeye dönüşür. Aziz Nesin adını hiç duymamış olan çoğu kişi Zübük ve Zübük’lüğün ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Rıfat Ilgaz adını duymayanlar yine, İnek Şabanı, Şabanlığı bilir. Zübük her zaman, her yerde, herkesin rast geldiği üçkağıtçı tipidir. Düzenbaz, çıkarcı, makyavelist birini tarif için ayrıntıya girmek yerine “Herif tam bir Zübük” denildiğinde maksat anlaşılır. Rahmetli Kemal Sunal büyük oyunculuk yeteneğiyle, Aziz Nesin’in aynı adlı romanının başkahramanı Zübük’ün
ölümsüzleşmesine yol açtı. Romandaki Zübük “her davulun önünde oynayan ilkesiz, omurgasız bir kasaba üçkağıtçısıdır. Önüne geleni dolandırır, herkesten çıkar sağlar, kendinden başka kimseyi düşünmez. Zübük tüm kasabayı dolandırır, herkese zararı dokunur, toplumun tepkisini çekerken hep yeni dümenlerle işin içinden sıyrılır, zeytinyağı gibi yine üste çıkar. En sonunda milletvekili olur, meclise kapağı atar. Seçim ortamına girdiğimiz şu günlerde her boydan, her soydan, hem sağdan, hem soldan bir sürü Zübük ortalıkta kol geziyor. Zübük için siyasal tercih, dünya görüşüyle ve inançla ilgili değildir: Kısaca seçilebilecek yer kapmakla ilgilidir. Zübük dün yerden yere vurduğu, küfrettiği partinin bugün eşiğine yüz sürebilir, liderinin önünde secdeye
kapanabilir. İşine gelmediği anda ve daha yağlı bir kemik gördüğünde de tam aksi yöne doğru
seyirtebilir. Çünkü omurgasızdır, çünkü hiçbir ahlaki ilkeyle bağlı değildir, çünkü soysuzdur.
Şu günlerde Zübük pazarı hayli renkli görüntülere sahne oluyor. Zübükler yoğun trafikten arada
birbirlerine tosluyorlar, Medine dilencisi gibi kapı kapı dileniyorlar, pardon dolanıyorlar... Bugün önünde secde ettikleri lidere yarın ağız dolusu küfrediyorlar. Zübük hangi partiyi tercih edecek? Tabii ki, ikbal umduğu, kendisini seçilebilir yerden aday gösterecek partiye kapılanacak...
Zübük adeta içgüdüsel olarak, çıkarının nerede olduğunu görür, o tarafa yönelir. Bu arada acemi
Zübükler bazen hesap hatası, zamanlama hatası da yapacaklar. Külahı kaptım derken açık düşüp göbek yıldızı görecek. Eh! Her zaman kedi keşkek yemez ya. Bir kısım Zübükler de kaderine küssün. Ne demişler: Kimine talih, kimine kör Salih!...