Rahşan Affı diye kamuoyunda bilinen ‘’Af’’ın sonucu malumunuz. Suçlarda ani bir patlama yaşanınca, bize de konunun aklımızca yorumunu yapmak kaldı. Nasıl ki zamanı gelince hepimiz davranışlarımızın bedelini bir şekil de ödüyorsak onlar da suçlarının bedelini ödeyenlerdir. Asla kader mahkumu değillerdir.
Rahşan Affı diye kamuoyunda bilinen ‘’Af’’ın sonucu malumunuz. Suçlarda ani bir patlama yaşanınca, bize de konunun aklımızca yorumunu yapmak kaldı. Nasıl ki zamanı gelince hepimiz davranışlarımızın bedelini bir şekil de ödüyorsak onlar da suçlarının bedelini ödeyenlerdir. Asla kader mahkumu değillerdir. Devlet tarafından affedilmek onlara iade-i itibarlarını kazandırmış oldu. Yaptıklarının yanına kâr kalması bir yana mükafât olarak da affa uğramaları suça teşvikten başka hiçbir şey değildir. Sonuç olarak af suçun devamını ve kamuoyunda suç işleyenin bir şekilde devlet tarafından mükafâtlandırdığı zannını doğurdu.
Biz bu tartışmaları yapar, mağdurların haklarını nerde, nasıl arayacaklarını tartışırken, bizleri can evimizden vuran olay gerçekleşti, terörist başının asılmayacağı , TBMM’den geçen esnek AB uyum yasalarından anlaşıldı. Öyle ya, o yasaların bir ayağı Kopenhag kriterlerinde ise biz kendi kalemize gol atarak o yasaları geçirttikse, geçmişe bakıp tarihin tekerrürünu dikkatle izliyorsak, çok değil on sene sonra terörist başının meclisten çıkan bir yasa ile iade-i itibarına kavuşmuş, hatta bir parti kurup başına geçmiş olarak görmeyeceğimizin garantisini bize kim verebilir. AB ülkelerinin uyum yasaları adı altında o günlerin, bugünden yerini yapmadığını kim iddia edebilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tek serveti namusu ve şerefi olan vatandaşları, bu iade-i itibar yasalarına hep karşı olmuştur. Suçun büyüğü küçüğü , devlete karşı olanı, olmayanı olmaz. Suç suçtur. Anayasa ve TCK da açıkça her suçun karşılığının bedeli verilmişse eğer, her aklına gelen bir af veya iade-i itibar yasası çıkarıp onları meydanlara salamaz. Suçlu, her kim olursa olsun, ister adi suçlu, ister politik bir şahsiyet, ister bir devre imzasını atmış siyasi bir kişi, ister bir şair olsun. Bırakın günahlarının bedelini bir şekilde ibret-i alem için ödesinler ki arkadan gelenler onları taklit edip, hapse girip çıkmayı veya onlara sahip çıkmayı şöhret basamağı yapmasınlar.
Şunu asla ve kat’a unutmayalım ki iade-i itibarı sağlayanlar, iade-i itibardan faydalananlardan daha çok suçludurlar. Her iktidarın iade-i itibarlarını geri verecekleri olacaksa eğer;
‘’SUÇ HERZAMAN ALTERNATİF MÜKÂFAT’’ olur........!!!!!!!!
Bir vurgulama ile altını çizmek istersek; Devlet iade-i itibar yasaları ile suçlulardan özür dilemeyi alışkanlık haline getirmeseydi, bugün hazirelere özel izinler sayesinde, özel törenlerle gömülen şeyhler, itibar sıralamasında üst sıraları partilerden önce almaz, seçim sathında çoğu parti liderleri onların ayaklarına gitmez, Atatürk’ün inkılâplarını da ayaklar altına aldırmazdık. ...!!!!!!!
Evet...!! Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın insanları...!!! Haklısınız....!!!
İADE-İ İTİBAR=AYAKLARIN BAŞ OLMASI........!!!!!!!!!!!!