Ülkemiz erken seçim sürecine girmiş bulunuyor. Son aylarda yaşanan siyasi kargaşayı ve bu kargaşanın getirdiği siyasi belirsizliği ortadan kaldırmak adına en doğru çözüm seçim kararının alınması olmuştur.
Seçim aynı zamanda, milletimizin ülke gündemini işgal eden meselelerle ilgili tavrını ve tercihini de ortaya koymasını sağlayacaktır.
Anayasanın 77. Maddesi, seçimlerin beş yılda bir yapılmasını öngörürken, bu süre dolmadan meclisin ya da anayasada belirtilen şartlar altında cumhurbaşkanının seçimin yenilenmesine karar verebileceğini belirtiyor. 1983’ten sonra yapılan son dört seçime baktığımızda (1987, 1991, 1995, 1999) hepsinin beş yıllık süre dolmadan yapıldığını, yani hepsinin birer erken seçim olduğunu görüyoruz. Görülen bir başka şey de şudur ki, son dört erken seçim öncesinde olduğu gibi bu erken seçim öncesinde de bazı çevreler telaşla bulanık suda balık avlamaya başlamışlardır. Bu telaşlı davranış, milli meseleler karşısında milli menfaatlerimizin gerektirdiği tavrı ve duruşu göstermektense, kayıtsız şartsız bir teslimiyetçi tutum sergileyenlerin, bugün baraj kabusu yaşadıklarının göstergesidir. Yıllardır siyasi birlikteliklerini, devletin nimetlerini yandaşlarına dağıtmak suretiyle devam ettiren çevreler, artık miadlarını doldurduklarının farkındadırlar. Bu fark ediş bugün onları yeni ayak oyunları oynamaya itmiştir. Ancak milletimiz, bu ayak oyunlarının farkındadır ve sandıkta gereken cevabı vermeye hazırlanmaktadır.
Seçim öncesinde görülen bir başka şey de yeni oluşumların (ki yenilikleri yalnızca isimleri ile sınırlıdır) ve ortaklık arayışlarının ortaya çıkışıdır. Bazı malum (!) çevrelerin pompalamasıyla birer kurtarıcı gibi sunulan bu oluşumların kurucuları sanki daha düne kadar ülke yönetiminde değillermişcesine günahsız ve sorumsuz birer kahraman (!) şeklinde dayatılmaktadırlar.
Seçimde ortaklık arayışları konusunda söylenebilecek tek şey ise, bu güne kadar olduğu gibi bugün de milletimizin ortak seçime girenlere teveccüh etmediğidir.
Önümüzdeki seçimler, milli menfaatleri siyasi menfaatlerinin önünde tutan, partisinden önce ülkeyi düşünen, ciddi ve samimi duruşuyla milletin güvenini boşa çıkarmamış köklü organizasyonların seçimi olacaktır. Seçimlerin, siyaseti maddi fayda sağlama aracı olarak değil, millete hizmet etme aracı olarak gören kadroların yükselişlerine vesile olması ve herşeyimiz ülkemize hayırlar getirmesi dileğiyle...