Şu bizim siyasiler âlem vallahi.. Hele ki, AB’yi iç siyaset malzemesi yapmak söz konusu olunca, onları dinlerken gülmekten kendimi alamıyorum. Güya halkımız AB’ye girince bir gecede iş bulacak, zengin ve müreffeh bir hayata kavuşacak muhabbeti yapmıyorlar mı, bitiyorum billahi bu kandırmacaya...
Kendilerini öyle bir alıştırmışlar ki bu yalana geriye halkı ikna etmek kalmış gibi.. Vatandaşın yumuşak karnı olan ekonomik sorunları öne almaları akabinde Kürtçe’nin anadil sayılması ve ona bağlı olarak Öcalan’ın asılmaması için idam konusuna bağlanmaları gerçek bir politika tezgâhından başka bir şey değil. Doğal olarak bunları dinleyen vatandaş ‘’Kürtçe eğitim de yapılsın, anadil de sayılsın, zaten ben de idama karşıyım yeter ki AB’ ye girelim bizde zengin ve refah içinde yaşayalım’’ demektedir.
İnanmayın. Yalan! Hem de kocaman bir yalan! Her AB üyesi ülkenin vatandaşlarını zengin ve iş güç sahibi sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Sadece Almanya ve İngiltere’deki işsiz ve evsiz yaşayanların sayısını biliyor musunuz? Ülkemizde ki işsiz ve evsiz sayısından kat be kat fazladır. Bizimkilerin amacı başka. Akılları sıra AB’ye girince alınacak olan yardımlarla yandaşlarını arpalamaktan doğan kara delikleri kapayacaklar. Yani sizlerin ve benim cebimize giren bir şey yok. Canım Türkiyem, bugünkü zengini ve fakiri ile o günde aynı zengini ve fakirini bağrına basacak. Kimseler değişmeyecek.
Hatırlar mısınız geçen yıl IMF den para gelince IMF komiseri tutturmuştu her Türk vatandaşının cebine 300 dolar koyduk diye. Kim gördü o günden bu güne 300 doları cebinde? Bir kişi çıksın ispat etsin, sadece benim cebime giren 300 doları ben bugün sesimi kısmaya hazırım. Ama ben size fazladan 1,5 yılda cebimden çıkan en az 3.000 dolar vergiyi ispata hazırım. Hodri meydan kayıtlar ortada..!!
Yine hatırlayın Gümrük Birliği olayını. Ne biçim iç politika malzemesi yapılmıştı. Ne oldu? Bugün marketlerin ve mağazaların ¾ ü yabancı ürünlerle, markalarla dolu. Gümrük Birliğinden doğan alacaklarımızı 7 yıldır alamadığımız gibi , 50 milyar dolar tutan alacaklarımızın üstüne bir bardak soğuk su içmek yetmiyormuş gibi, yerli ekonomi ve yerli üretimi bir de IMF, Dünya Bankası ve ABD’nin dayatmacı yasaları ile el fatiha okuyarak gömmedik mi?
E peki şimdi ne olur? Şimdi bir şey olmaz. Olanlar 2 yıl sonra olur. Dünyada yeni bir Arjantin krizi patlar. Yalnız bu defa adı Türkiye olur. Üretim, tarım, hayvancılık bitmiş, fabrikalar kapatılmış bir ülkede 2 yıl sonra vergi verecek vatandaş bulamaz, hazineniz tamtakır olur, işte o zaman krizi görürsünüz. Bunu bilen aklı sıra kurt, aslında kasaba politikacılarımız da AB’den gelecek yardımlar için malûm siyaseti yaparlar.
Her şeyi anlıyorum da anlayamadığım 4. kuvvet olması gerekirken bugün Türkiye de 1.kuvvet olan medyanın bu yalan, dolan politikayı desteklemesi o politikacılarla kol kola resim çektirmesi. Acaba diyorum AB’ye girince gelecek yardımlardan bunlara destek sözü mü verildi dersiniz?
Olmaz olmaz demeyin. Burası Türkiye. Severiz kaymaklı ekmek kadayıfı yemesini. Ondan sonrası mı TUFAN....!!!!