Türk Milli Takımı son Dünya Kupası finallerinde tarihinin en büyük başarısını göstererek yarı finale kaldı. Güney Kore’yi 3-2 yenerek Dünya üçüncülüğü ünvanını da elde etti. Milli takımımızı bize bu başarıyı tattırdıkları için yürekten alkışlıyoruz.
Milli takım grup maçlarını oynamak için Seul’e giderken ne yalan söyleyeyim ben de bu başarılı sonucu tahmin edememiştim. Ama her vatandaşımızda normalde olması gereken milli duygu ile takımımızın başarılı olmasını arzuluyordum.
İlk maçlar yapıldıktan ve gruptan çıktıktan sonra, futbolcularda olduğu gibi vatandaşlarımızın da özgüvenleri yerine geldi. Bizim takımımız iyi futbol oynuyordu ve finale adım adım yaklaşıyordu. Herkes mutlu idi. Dünya basınının Türkiye’den övgüyle bahsetmesinden gurur duyuyorduk. Ama o da ne ? Türk basınının çok satan gazetelerinin spor otoriteleri millilerimizi ve özellikle teknik kadroyu yerden yere vuruyorlardı. Özellikle Şenol Güneş’in yardımcısı Ünal Karaman’ın siyasi görüşü bile insafsızca eleştiri konusu yapılıyordu. Allah’tan TRT turnuvadaki bütün maçları naklen verdi de; bizim anlı-şanlı(!) yazarlarımızı değerlendirme fırsatını yakaladık.
Hedef açıkça görüldü. Türk çocuklarının başarısı her şartta küçük görülecek, teknik adamlarla adeta alay edilecek. Halkın sevinci kursaklarına dizilecek.. Çok satan bazı gazetelerin köşebaşlarını tutmuş malum zevata göre aslında abartılacak bir başarı yoktur. Onlara göre diğer ülke takımlarının başarısızlıkları bizi başarıya götürmüş. Pes be kardeşim, Türk milletini bu kadar aciz göstermeye ne hakkınız var.
Teknik adamların siyasi görüşlerinin oyun üzerinde ne etkisi olabilir. Sosyal demokrat bir teknik direktörün oyuna katkısı daha mı fazladır? Türk milliyetçisi bir teknik direktör adı MİLLİ olan bir takımı yönetemez mi?
Milli takım görevini yapmıştır. Bundan sonra daha başarılı olacaklarına yürekten inanıyorum. Şimdi sıra MİLLİ TARAFTAR olmanın zevkini yaşamaktır. Artık dünyanın saygı duyduğu bir takımın taraftarıyız. Hiç kimsenin aramıza girmesini kabul etmeyelim. Takımımızı eleştirelim. Ama bazı saplantılarımızla insanları yargılamayalım. İsim önemli değil. Milli takımlarda görev almış her insan bu ülkenin başarısı için çalışıyor. Onları karalamaya çalışmayalım.
Futbolda kötü bir sınav veren basın, inşallah aynı hatayı önümüzdeki günlerde başlayacak basketbol dünya şampiyonasında tekrarlamaz. Türk aydını insanına güvenmeyi ve başarılı olan Türklere hayran olmayı öğrenir. Yoksa halk sizi artık grubunuzdan çıkarmayarak turnuvadan eleyecek. Hayran olduğunuz Avrupa ,Amerika ülkelerinde sizi adam yerine koymayacaklarından emin olabilirsiniz.
Türk milli takımını bağrına basan Koreli kardeşlerimize de burada teşekkür etmek istiyorum. Vefanın ne demek olduğunu bize hatırlattıkları için de onlara minnettar olmalıyız. Türk milletinin gerçek dostlarının kimler olduğunu bu görüntülerden sonra daha iyi anladık. İnşallah okur yazar takımı da menfaatlerimiz konusunda daha hassas davranır. Başka ülkelerin amigoluğunu yapmaktan vazgeçip, kendi ülkelerinin ve insanlarının MİLLİ TARAFTARLARI olurlar.