Yarım yüzyıllık AB serüvenimizin son bir yıllık dönemini AB’nin dayatmalarıyla uğraşarak geçirmekteyiz. Millet olarak bir yandan, Avrupa’nın Kopenhag kriterleri adı altındaki dayatmalarıyla , diğer yandan da ülkemiz içindeki bir kısım çevrelerin bu kriterlerin koşulsuz kabul edilmesi yönündeki teslimiyetçi tavırlarıyla bir yerlere sürüklenmek isteniyoruz.
Türk Milleti nezdinde güvenlerini yitirmiş bir takım siyasiler ve başta haramzade zenginler kulübü olmak üzere bir takım sözde sivil toplum örgütleri yanlarına medyanın paralı askerlerini de alarak gayrı milli isteklerini milletimize dikte etmeye çalışıyorlar. Kopardıkları yaygarayı gören sanır ki söz konusu kriterleri yerine getirir getirmez AB üyesi olacağız. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylemeyi zanaat haline getirmiş bu kendini bilmezler, en iyimser tahminle 2015 yılından önce AB üyesi olabilmenin imkansızlığı ortada iken, kimi kandırdıklarını zannediyorlar acaba? Yıllardır üzerinde bir kambur gibi durdukları bu milletin onlara zerre kadar inanmadıklarını bilmiyorlar mı? İnandırıcılıklarını kaybettiklerini biliyorlar ama, idam cezasını kaldırarak terörist başını kurtarma; anadilde yayın ve eğitimle milli bütünlüğü parçalama; Kıbrıs konusunda tavizler vererek yavru vatanı Rumlara peşkeş çekme hesaplarından vazgeçemiyorlar. Artık gün gibi ortaya çıkan bu hain hesaplar milli düşünen Türk gençliği tarafından da layıkıyla biliniyor, dahili ve harici düşmanlar karşısındaki en büyük güvence olan bu gençlik milli onur ve milli menfaatleri her şeyin üstünde tutmaktadır. Gayrı milli medya eliyle yapılan yönlendirmelerle değil, milli şuur düsturuyla meselelere yaklaşmakta ve milli doğrular çerçevesinde çözümler üretmeye çalışmaktadır. Planlı bir şekilde uygulanan yabancılaştırma ve yozlaştırma çalışmaları karşısında milli değerlere ve milli kültüre sahip çıkmaktadır. Türk milletinin bağımsızlığını ortadan kaldırarak sömürge haline getirmek isteyen yerli ve yabancı hainlere karşı tavrını milli bir ruhla ortaya koymaktadır ve koymaya da devam edecektir.
Bu gençlik, gelişme ve ilerleme yolunda çözümü dışarıda değil kendi milli bünyesinde aramaktadır. Tarihin en büyük medeniyetlerini kurmuş ulu bir milletin torunları olarak yeniden ve büyük Türk medeniyetine giden yolun Türk birliğinden geçtiğine inanmakta ve bu inanışta mücadelesini sürdürmektedir. Çünkü, bu ülke Türk Gençliği’ne emanet edilmiştir. “Birinci vazifemiz Türk istiklalini Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Kopenhag Kriterlerini savunmak, istiklalimizi başka milletlerin hegemonyasına bırakmak değil.