Yerli Mankurtlar-Zombiler ve Karen Fogg
Dost insan Ayşe Yılmaz “Aydil abi, şunları bir okuyuver” diye elime iki kitap tutuşturdu: Muhtar Şahanov’un “Uygarlığın Yanılgısı” (Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yay. 0-212- 511 18 33) ve Cengiz Aytmatov ile Muhtar Şahanov’un sohbetlerinden oluşan “Şafak Sancısı.”
Birincisi olan Uygarlığın Yanılgısı ikinci sayımızda tanıtıldığı için üzerinde durmaya pek lüzum görmüyor, bu çeviriden ötürü ana oğul Ayşe-İmdat Yılmaz’ı kutlamaktan kendimi alamıyorum.
Şafak Sancısı’na gelince DA Yayıncılığın (Cumhuriyet caddesi, nu:209/4-B, 80230 Harbiye-İstanbul, 0-212-232 17 51) kitaplığımıza kazandırdığı bu eser 448 sayfa. Kitaptan aktarılacak, alınacak, hakkında yazılacak o denli çok şey var ki, insan hangisi anlatacağını şaşırıyor. Bugünlük Mankurt ve Zombi’den söz etmek istiyorum.
Mankurt bilindiği gibi Cengiz Aytmatov’un dilimize kazandırdığı bir terim.
Zombi ise Mankurt’u andırmakla beraber farklı bir kavram. Şahanov anlatıyor:
“İnsanı, en büyük serveti olan aklını kullanamayacak hâle getirip kula dönüştürme usullerinden birisine Zombi (denilir). Mankurtluğa benzeyen, “asrın cinayeti” olarak bilinen bu zulüm hareketinin ilk önce Afrika kabilelerinde meydana geldiği söyleniyor. Bunun hakkında söylenenleri rahatlıkla dinlemek mümkün değil. İnsanı öldürüp tekrar diriltmek teknolojisi çok gizli tutulmuş, beklenmedik bir anda açığa çıkmıştır.” (165.s.)
Büyük şairimiz devam ediyor:
“..insanı Zombi’ye çevirmenin tarihi çok eskilere dayanıyormuş. Şüpheli kabile reisleri, bedava köle sahibi olmak arzusuyla, insan oğlunun aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir yöntemi keşfetmişler. Köle sahibi, genç, güçlü, iş gücü olmasını ister. Bunun için genelde Afrika akarsularında yaşayan çift dişli balığın sırtında bulunan zehirli kılçığı istediği kişinin yemeğine katmayı becermesi yeterli.” (165-166.s.)
İşlem devam ediyor. Şahanov’a kulak veriyoruz:
“...Canlı cenazenin vücudu sağlam. Ama ne adını, ne anasını babasını, ne de doğduğu yeri biliyor. Beyninin yarısı ölmüş oluyor. İşte sana bedava köle, istediğin kadar çalıştır.” (166.s.)
..................
Bu satırları okuyunca aldı beni bir düşünce:
-Acaba, dedim, Karen Fogg da yerli Mankurtlarla Zombilere aynı muameleyi mi yaptı?!!
Merak bu ya!..
Son günlerde bir iddia var:
“Balda kanser yapıcı madde!..”
Bu haberi okuyunca aldı bizi bir düşünce:
Acaba, dedik, Koç mu şeker fabrikası kuruyor, yoksa Sakıp Ağa mı?!!
SORU-CEVAP
Bir takım sivri zekâlılar soruyorlar:
-Atsız, Türkeş, Atatürk hayatta olsalardı AB için ne derlerdi?..
A benim nev-civânlarım... Onu bilmeyecek ne var!.. Elbette şöyle söylerlerdi:
-Türklüğün çıkarlarını herşeyin üstünde tutun...
-Adımı, aptalca işlerinize karıştırmayın!..
MİLLİ TAKIM
Bir kere daha ıspatlandı ki: Havada uçan, karada kaçan bile elimizden kurtulamaz... Yeter ki isteyelim...
Tebrikler, teşekkürler Milli Takım...
Gözün aydın Türkiyem...