Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Ünlem !

 
Asuman Özdemir

Önce kendimize bakalım!


Günlerdir görsel ve yazılı basında bir tartışmadır gidiyor. Öğretmenler, toplumbilimciler psikologlar ve aileler karşı karşıya getiriliyor. Akılları sıra araya da bir iki dansöz ve manken koyarak konu süsleniyor. Öğretmen ve ailelere göre, ‘Öğrenciler okumanın boş olduğunu, okusalar bile iş bulup bir baltaya sahip olamayacaklarını, en iyisinin kolaydan şöhret olmanın para ve mevki kazanmak olduğunu’ iddia ediyorlarmış. Özlemleri ise, Televole programlarına bir ayak basabilmekmiş.

Psikologlar ve sosyologlar kitabî, kitabî konuşurken aileler ve öğretmenler endişe ile kıvranıyor ve hatta baktıkça istikballerine mücrim gibi titriyorlar.
Daha çok titreriz hanımlar, beyler!
Biz değil miyiz ki o çocukları daha ilk adımlarını atmaya başladıktan sonra, ‘’Oyna da yavrum teyzeler, amcalar görsün’’ diye büyüten. Evvelallah hiçbir düğünü, nişanı kaçırmadık. Çocuğunu kapan, pistte karşılıklı göbek atmıyor muydu?
23 Nisan Çocuk Bayramları’nı kahramanlık şiir ve piyesleri ile kutlar, marşlarla süslerken, öğretmenlerimiz bir anda radikal kararlarla çocuklara Tarkan, Michael Jackson,Yonca Evcimik kıyafetleri giydirip sahneye sürmedi mi? Kahramanlık piyeslerinin yerini Yasemin Yalçın’a ait çingene tiplemeleri almadı mı? Hatta daha daha ileri gittik. 20-30 kişilik Mezdeke dans gurupları kurup Arap şeyhleri kıyafeti içindeki erkek çocuklarımızın önünde kızlarımızı raksettirmedik mi? Milli kültürümüzü nasıl ayaklar altına aldığımızı ispatlamak için de öğretmen-anne işbirliği ile çocukları toplayıp çarşı merkezlerinde marifetlerimizi sergilemedik mi?
Bir eğitim aracı olan bilgisayarı çocuklarımızın odasına yerleştirirken, yanına da bir deste oyun ve müzik CD’si koymadık mı? Bu bir iletişim aracadır deyip de, en önce chat kanallarını kullanmayı öğretmedik mi?
‘’Bu gece mezuniyet balosu var. Balonun tadını çıkarsın. Sonra da geceyi arkadaşında geçirecek’’ muhabbeti yaparken, ev sahibi kim diye hiç araştırdık mı? Bu durumda ev sahibinin de muhakkak Dolmabahçe Sarayı’nın da sahibi olması gerekir, bunca çocuk anca sığar diye hiç düşündük mü? Hangi kültürdü; çocuklarımızı evlerinde konuk eden ya da evlerimize konuk olan?
İyi! Peki! Babalarımız var! Babalar ne yapıyordu derseniz?
Haaa onlar mı?
Kızılay meydanında davul zurna eşliğinde yağlı göbeklerini sallayıp, omuz titreterek göbek atıp, 70’lerden bu yana hak arıyorlar!..
Tam alacaklarını sandıkları her seferde IMF milli ekonomimize el koyuyor, babalarımız da kaldıkları yerden kan ter içinde oynamaya devam ediyorlar!..





ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002