Kasım 2008

Ö T E S İ

 

23.11.2024 



KİTAP : Eylül - 2007

Gökçence Sevdalar

Grup Gökçen - Ufuk Ötesi Yayınları 

"Bu kitabı elinize aldığınızda içinizi bir ürperme kapladıysa hayallerimize ortak olmuşsunuz demektir! Hayalleriniz Gökçence Olsun..." 2000 yılından bu yana Türkiye’nin dört bir köşesinde yüzlerce konser vererek müzik tarzıyla gençliğin büyük beğenisini toplayan Grup Gökçen geçtiğimiz yıl piyasaya çıkardığı “Deli Kurt” isimli albümünden sonra şimdi de “Gökçence Sevdalar” isimli bir şiir kitabıyla sevenlerinin karşısına çıkıyor!... Kitabın yazarları Gökçen’in iki yeni ismi olan Metin Yalmaç ve Silvan Alpoğuz ikilisi oldu. İkili aynı zamanda şarkı sözü yazarlığı ve senaristlik alanında Gökçen adına çalışmalarını sürdürmekte. Müzik dışındaki projelerinden ilki olan bu kitapta vatan sevgisinden, beşeri ve ilahi aşka, toplumsal yozlaşmadan Kerkük’teki acılarımıza kadar uzanan geniş yelpazede bir konu dağılımı var. Kitapta Türk şiirinin günümüzde barındırdığı bütün tarzları görmek mümkün. Gökçence Sevdalar’ın hedefi yıllarca sanatın birçok dalını olduğu gibi şiiri de ellerinde bulundurarak birçok gence adeta vatan hainliği aşılayanlara yepyeni bir tarzla cevap vermek diye özetliyor grup.


Sibirya'dan Nazi Kamplarına

A. Buket Coşkuner - Ufuk Ötesi Yayınları 

Bu kitap yakın tarihin büyük bir dramının perdesini aralamaktadır… Bu öyle bir dramdır ki; yaşayanlar bile hatırlamak istemiyor o günleri… Kırım Türklerinin İkinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında yaşadığı acı dolu olaylar yakın tarihte yaşanmış en dramatik olaylardan bir tanesidir. Ne var ki, hiçbir şey Kırım Türklerinin tarihi ve geleceği kadar acı olmayacaktır! Ve kim bilir, tarih bir milletin vatansız, yersiz-yurtsuz bırakılması kadar kötü bir şeyi de kaydetmemiştir. Belgelere sığmayacak kadar acı olayları yaşayan Kırım Türklerinin, bu felaket yılları kayda geçirilmez ise gelecek nesiller tarafından yeterince bilinmeyecektir. Milletler tarihini unutmadıkları sürece vardır. Kırım Türklerini var olma şartı da budur. A. Buket COŞKUNER’in, “Sibirya’dan Nazi Kampları’na” isimli kitabında sürgün yıllarına şahit olmuş kişilerle ABD ve Türkiye’de yaptığı röportajlar yer alıyor. Kısaca tarihe tanıklık eden, tarihi yapan kişilerin anlattıklarıyla doğan bir kitap bu... Bir insanlık ayıbına şahit olacağınız ve gözyaşlarınıza hâkim olamayacağınız bu kitap Ufuk Ötesi Yayınları arasından çıktı!


Türk Kalesi Yıkılırken

Hüseyin Özbek - Kum Saati Yayınları 

Gazetemizin yazarı, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek’in Türk Kalesi Yıkılırken adlı kitabı ikinci baskıyı yaptı. Ufuk Ötesi gazetemizde, Yeni Hayat Dergisi’nde ve İstanbul Barosu Bülteni’nde yazdığı yazıların bazılarından seçme yapılan kitapta, Ecyad Kalesi’nin yıkılışından başlayarak Türkiye’nin sürüklendiği belirsizlik konu ediliyor. Bakın bu kitabın içeriğini yazarı nasıl açıklıyor: “ABD ve AB’nin kendileri dışındaki ulusal devletlere ve mazlum milletlere karşı sürdürdükleri çözme, çökertme, teslim alma operasyonlarını örtmeye ve perdelemeye yarayan büyülü bir sözcük icat edildi. Sivil Toplumculuk. Sivil Toplumculuk önünde -tıpkı Aladdin’in sihirli lambasından çıkan cin misali- her kapı ardına kadar açılıyor; beyinler düşünsel dengeyi, sağduyuyu kapı dışarı ediyor... Milletlerin geçmişten geleceğe doğru olan yürüyüşlerinde çekilen acılar, özveriler, ulaşılan zaferlerin bileşkesi olan ulusal hafıza, yani tarih bilinci ve bilgisiyle birlikte içgüdüsel yön duygusu kayboluyor. Alaaddin’in değil ama ‘Batı’nın lambasından çıkan, birkaç yıl öncesine kadar milletin gözünde bölücü ve ayrılıkçı görüntüye sahip oluşumlar, şimdi yabancı misyonların da katıldığı resmi toplantıların saygın “Sivil Toplumcu” konuklara dönüşüverdiler. Bu saygın (!) konuklar, yargısından, bürokrasisinden ve meclisinden ulusal niteliklerini tümüyle ayıklamaya zorlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin, daha düne kadar başdüşmanı diye belledikleri ‘TeCe’ diye alaya aldıkları devletin AB kapısındaki şefaatçileri rolüne pek çabuk ısındılar. Bu rolü büyük bir hazla bir intikam hazzıyla oynuyorlar. Türkiye Cumhuriyeti şimdilik bu kılavuz kargaların peşine takılmış, belirsiz bir sona doğru büyük bir hızla sürükleniyor.” Evet, Türk Kalesi Yıkılırken bu sürüklenişin acı gerçeklerini ortaya koyuyor. Bu kitapta vatanını, milletini seven bir Türk aydınının önemli tespitlerini bulacaksınız. Mutlaka okunması gereken bir kitap Türk Kalesi Yıkılırken... Kitap Kum Saati Yayınları arasından çıktı.


*

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002