|
|
|
KİTAP : Nisan - 2007
|
|
Amerikan-İngiliz ve Fransız Belgelerinde Alparslan Türkeş
Rasim Ekşi
- Bilgeoğuz Yayınları
Belgeler konuştu
Usta gazeteci Rasim Ekşi tarafından hazırlanan “Amerikan, İngiliz ve Fransız Belgeleri’nde Alparslan Türkeş” adlı kitap Bilgeoğuz Yayınları arasından çıktı. Kitapta MHP eski Genel Başkanı Alpaslan Türkeş’in hayatının üç önemli evresi hakkında ilginç bilgiler veriliyor. Çok uzun ve zorlu araştırmalar sonucunda elde ettiği bilgileri 441 sayfalık kitapta toplayan yazar Rasim Ekşi; “3 Mayıs 1944 ve 27 Mayıs 1960 olayları ve Türkeş’in siyasi hayatıyla ilgili belgelerin yanı sıra okuyucuya bu üç devreye dair bilgi vermekte gerekirdi, biz de bunu yaptık. Böylece merhum Türkeş’in hayatının üç dönemi hakkında Amerika, İngiliz ve Fransızların neler düşündüğünü gözler önüne sermeye çalıştık. Ayrıca Rusların (Sovyetler Birliği döneminde), komünizmin en büyük düşmanlarından Alparslan Türkeş’le ilgili görüşlerinin de büyük ilgi çekeceğini sanıyorum” dedi.
Türkeş’te ideolojik saplantı yoktu
Kitapta Alparslan Türkeş hakkında; “Merhum Alparslan Türkeş, ideolojik saplantı içinde değildi. Türk Milletinin manevi yapısına, ilmi gelişmelere, insanlık şeref ve haysiyetine uyan bütün doğruları kabule hazırdı. Komünizme elbette karşı idi. Ancak her konuşmasında, ideolojik olarak komünizme karsı olmakla birlikte, bu ideolojinin Rus emperyalizminin aracı olduğunu hatırlatırdı. Komünizmden çok, sömürgecilikle savaşıyordu. Fikir olarak komünizmin Türk Milliyetçiliği Ülküsü’nü yenemeyeceğini herkesten iyi O biliyordu. Bu çağdışı ideolojiden korkmadığı için, Türkiyeli komünistlerin tek silahı olarak kalan Nâzım Hikmet’ten şiir okumaktan bile çekinmemişti. O, vatansever solcularla, ülkenin bütünlüğü için işbirliği yapmak istiyordu. Bugünleri görmüştü. Günümüzde milliyetçilerle kendilerine “ulusalcı” diyen eski solcular arasındaki yakınlaşmanın ilk işaretini MHP Büyük Kurultayı’nda Nazım’dan dizeler okuyarak vermişti. O’nun için vatan ve milletin birliği, bütünlüğü her şeyin üstünde idi. Önce Türkiye’ye yönelik tehlikeleri savuşturalım sonra herkes kendi bildiği yolda ilerlemeye devam etsin istiyordu. Mademki Türkiye demokratik bir ülkedir, mademki milletin iradesi esastır, o halde sözü hakeme, yani millete, bırakalım diyordu.” ifadelerini kullanan Ekşi; CIA’nın Alparslan Türkeş’i ABD’nin menfaatlerine uygun görmediği için 1960 ihtilalinde desteklemediği ve ihtilal içindeki diğer grubu destekleyerek safdışı bırakılmalarına yardım ettiğini belirtiyor. Rasim Ekşi, Amerika, İngiltere ve Fransa’nın Alparslan Türkeş hakkındaki düşüncelerini ise özetle şöyle aktarıyor:
“Amerika’nın 27 Mayıs’ta kendi menfaati için uygun görmediği, siyasi hayatta iken, zararlı gördüğünü açıkça ilan ettiği, CIA’nın Türk İçişleri Bakanlığı’ndaki bürosunu kapatan Alparslan Türkeş mi ABD’ye yakındı? Fransız işgaline karsı direnen Cezayir milliyetçilerini destekleyen Alparslan Türkeş, Fransa’ya yakın olabilir miydi? İngilizler’in Kıbrıs’taki oyunlarını bozan; Atina ve Londra’nın adamlarının (Dr. Ihsan Ali Olayı ileride izah edilecektir) Türkiye’ye girmesini yasaklayıp Dr. Fazıl Küçük-Rauf Denktaş ikilisinin Kıbrıs Türklerinin lideri olarak kalmalarını sağlayan Türkeş’in İngilizlerle bir yakınlığı olabilir mi?”
|
|
Mahpushane Mektupları / Bir 12 Eylül Şahidi Olarak
Ahmet Aytaç
- Fener Yayınları
Avluya, volta atmaya çıkıldığında, gözler gökyüzüne dikilir istemeden… Bir sonsuzluk, bir genişlik, bir huzur iklimi arar, bedene sığmayan fakat taş duvarlara sığdırılan ruh… Gökyüzünde özgürce kanat çırpan kuşlara imrenir, özgürlüğü yalnızca birkaç adım olan mahkûmlar…
12 Eylül idaresinin mahpushanelere tıktığı, bu vatan için can veren, kan veren bir hareketin mensuplarını parya, esir muamelesine tabi tutarak, Allah’ın insana bahşettiği yüce değer olan “şahsiyet ve haysiyet”in ayaklar altına alındığı bir yerde dışarıya açılan bir kapıdır; mektup!
Bu mektuplar, gerçeğin en yalın, en samimi birer belgesidir. Şafak sökülürken yanı başındaki ranzadan kaldırılarak idama götürülen can yoldaşların, ülküdaşların şahididir bu mektuplar… İşkencelerin, hakaretlerin ve tehditlerin acıklı birer hikâyesidir bu mektuplar…
Ülkücü hareketin cezaevine atılan garip bir Anadolu çocuğu olan Ahmet’in suçunun mahiyetini bilmemekle beraber, hakkında istenen 24 yıl tutukluluk isteği ve dava sonucunda 9 yıl 20 gün taş duvarlarla sırdaş olunan bir yaşamın fotoğrafı.
Bu kitaptaki mektupları gözleriniz buğulanarak okurken, kimi zaman yüreğinizden bir çığlığın da yükseldiğini fark edeceksiniz! Türkiye adına bir umut ışığı taşıyan bu toprağın çocuklarına ait mektuplar, mahkûm Ahmet Aytaç'ın kaleminden ibretlik birer vesika olarak tarihe kayıt düşmektedir.
Cezaevinde en güzel yıllarını yitiren bir eski mahkûm Ahmet Aytaç’ın cezaevi mektuplarını içeren bu kitap Fener Yayınları arasında çıktı…
|
|
Hazanda Son Yolculuk
Mehmet Türker
- .
Gazetemizin Bulgaristan Temsilcisi Mehmet Türker’in beşinci kitabı “Hazanda Son Yolculuk” Çağrı Yayınları”ndan çıktı. Türker’in bu üçüncü hatırat kitabında Balkanlar’ın güçlü kalemi Ömer O. Erendoruk’la geçen otuz dört yıllık az mutlu, çok çileli birliktelikleri anlatılmaktadır. Kitap hakkında görüşlerini açıklayan şair Süleyman Adalı “Kitap, bir anı demeti olmasına rağmen içerisinde tarihler birer kuru zaman belirlemesi olmaktan çıkıp insanı etkileyen duygu kümelerine dönüşmüş. Mehmet’in eserlerinde kendini kolayca ele veren bir başka özelliği de onun öze olduğu kadar ayrıntılara da önem vermesidir. Okuyucularına sunduğu bu kitabı da duru, temiz ve akıcı bir dille yazılmıştır. Kitabın, değerli dostum Ömer Osman Erendoruk’a lâyık olduğunu, onun ruhuna yaraşır olduğunu belirtmekten mutluluk duyuyorum.” diyor.
Okuyucumuz, Bulgaristan Türklerinin çilekeş yazar ve şairi Erendoruk’un özgeçmişiyle, özellikle komünist sisteme karşı direnişiyle, ceza evlerinde geçirdiği günlerle, çok sevdiği anavatan Türkiye’de geçen son anlarıyla tanışma fırsatı bulacak. Hatıralarda, bugüne kadar Üstad’ın hiç yayınlamamış fotoğrafları ve kitabın ikinci kısmında hayattayken ve vefatından sonra basında yayınlanan gazete ve dergi kupürleri de yer almaktadır.
İsteme Tel: 0212 222 07 36
|
|
Arvasi Hocayla başbaşa
Hüdavendigar Onur
- Biyografi.net
Bazı insanlar vardır, ait oldukları toplumlarda çok derin izler bırakırlar. Bu gibi insanların isimleri hafızalarda çok müstesna bir yere sahiptir. İşte Seyyid Ahmed Arvasi, Türk milletinin ve dolayısıyla Türk Milliyetçiliği fikrinde çok derin ve köklü izler bırakmış, müstesna bayrak şahsiyetlerdendir.
Birçok ilim ve fikir adamımızın yetişmesinde büyük emeği olan Arvasi Hoca şüphesiz Türk Milliyetçiliği davasının sağlam bir zemine oturtulmasında önemli bir yere sahiptir.
Bu kitap, Seyyid Ahmed Arvasi’nin siyasetten kültüre, tarihten dini meselelere kadar birbirinden önemli onlarca konu hakkındaki fikir ve kanaatlerini bir röportaj tekniğiyle aktarıyor.
Hüdavendigar Onur’un büyük bir titizlikle hazırladığı “Arvasi Hocayla Başbaşa” isimli bu eser, biyografi.net yayınları arasından çıktı.
Biyografi.net:
Tel: (0212) 519 96 91
e-posta: info@biyofrafi.net
|
*
|
|
|
|