Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.11.2024 



KİTAP : Mart - 2007

Bir Öğretmenin Notları

M. Adil Çetin - Ufuk Ötesi Yayınları  

Öğretmen andı: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılâp ve İlkelerine, Anayasada ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine bağlı olarak uyacağıma, Türk milletinin millî, ahlâkî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup, bunları geliştirmek için çalışacağıma, insan haklarına ve Anayasanın temel ilkelerine dayanan millî, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde bütün görevlerimi Türk Millî Eğitiminin amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yapacağıma, öğrencilerimi bu doğrultuda yetiştireceğime namusum ve şerefim üzerine and içerim." Ufuk Ötesi yayınları Türk kültürüne hizmetini sürdürüyor. Yılların verdiği öğretmenlik deneyimi ile ‘Bir Öğretmenin Notları’ adlı eserini oluşturan M. Adil Çetin, bu eserinde öğretmenlere ışık tutacak bilgileri açık ve sürükleyici bir dille okuyucularına sunuyor. Atatürk’ün öğretmenler hakkındaki düşünceleri, bir öğretmenin nasıl olması gerektiği, öğrencilerle öğretmen arasındaki ilişkiler ve daha öğretmenlik hakkındaki birçok konu ile dopdolu, okurken zevk alacağınız ve öğretmenlik hakkındaki düşüncelerinizi bir başka boyuta taşıyabilecek bir eser. Öğretmenler kadar herkesin okuması gereken, Ufuk Ötesi Yayınlarından çıkan bu eserin, ‘Unutulmazlar’ arasında yer almasını diliyoruz.


Türk Dericiliği 2.400 Yaşında

Hasan Yelmen - . 

Derimod’dan önemli bir kültür hizmeti: Hasan Yelmen sayılı bir iş adamı olduğu kadar, verimli bir araştırmacı ve yazar, bir o kadar da ilim ve irfan âşığıdır. Evlâd-ı Fâtihan’dandır; gönül adamıdır. Makaleleri derlense, ciltlere sığmayan bir kitap olur. Bugün Türk dericiliğinin aksakalı olan Hasan Yelmen de Yahya Kemal gibi Üsküp’te dünyaya gelir (1923). Şair Beyatlı’nın: “Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır Evlâd-ı Fâtihan’a onun yâdigârıdır.” dediği bu güzel şehrimiz ile Bursa arasındaki benzerlikleri bilenler sıralarlar. Hasan Yelmen, baba mesleği olan dericiliği eğitimcilikle de birleştirerek sürdürür. Baba Yelmen, 1936’daki göçün ardından Kazlıçeşme’de deri üretimine başlar. Oğul Hasan Yelmen ise, İÜ Fen Fakültesini 1945’te yüksek kimya mühendisi olarak bitirir. Türkiye’de ilk defa “kromlu giysilik deri” üretimini başlatır. 1951 yılında Türkiye Deri Sanayicileri Derneğinin başkanı seçilir. Kurulmasında öncülük ettiği İstanbul Sanayi Odası’nın ilk meclisine dericileri temsilen seçilir. İSO Yönetim Kurulu Üyeliği, İSO Meclis Başkanvekilliği, İSO Meclis Başkanlığı görevlerinde bulunur. Devlet Plânlama Teşkilâtında, Deri Grubu başkanlığı yapar. Bilimsel Türk dericiliğinin kurucuları olan Prof. Gerngross ve Prof. Dr. Cahit Öncü’yle Türk Deri Standartlarının hazırlanmasını sağlar. 1972’de kurduğu Kazlı Deri AŞ ile Amerika’ya deri giyecek ihracatı yapar. Dünyanın en büyük dericilik fuarı Semain de Cuir’a katılan ilk Türk firması unvanını alır.1974 yılında kurulmasını sağladığı Pendik Dericilik Araştırma ve Eğitim Enstitüsü’nde tam 24 yıl hocalık yapar. Kıdemli Rektör Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu ve Prof. Dr. Ercan Artan’la İÜ’de Dericilik Meslek Yüksek Okulunu kurar ve 14 yıl öğretim görevlisi olarak hizmet verir. 1974’te yeğeni Ümit Zaim ile Derimod AŞ ve bir başka yeğeni Mehmet Panayırcı ile de Her-Kim AŞ firmasını kurar.1976 yılında Dr. Tülin Onat’la Türk resim sanatı üzerine çalışmalara başlar. Derimod Kültür Merkezini kurarak pek çok sanatçıya kitap ve katalog yapılmasını sağlayıp çeşitli sanat ve kültür etkinliklerinde bulunur. 1984’ten başlayarak Türk Deri Sanayicileri Derneği’nin yayın organı olan “Deri” dergisinde dünya, Türk ve özellikle Kazlıçeşme dericiliğiyle ilgili makaleler yazar. Bunları “Kazlıçeşme’de 50 Yıl” adlı iki ciltlik bir kitapta toplar. Yalnız Türk dericiliğine değil, dünya dericilik tarihine de ışık tutan “Türk Dericiliği 2004 Yaşında” adlı eseri niçin kaleme aldığı sorulduğunda, en ciddî sanılan, otorite kabul edilen kimi yabancı tarihçilerin bile, sıra biz Türklere gelince yanıldıklarından, yanlış görüşler ileri sürdüklerinden ve meseleleri çarpıttıklarından yakınan Türk dericiliğinin aksakalı Hasan Yelmen şunları söylüyor: “Derinin Anadolu’da Bin Yıllık Öyküsü” adlı esere geniş arşivimle önemli katkılarım oldu. Parasal hiçbir beklentim yoktu. Bunca fedakârlıklarıma rağmen, kurucusu olduğum firmaya ait ‘Deri konfeksiyonunda ülkemize moda olgusunu Derimod getirdi’ cümlesinin sponsor firma tarafından metinden çıkarılmasını bir türlü hazmedebilmiş değilim. Kitabın 4. bölümü olan Cumhuriyet devresinde bana çok az yer verilmişti. Oysa ben 80 yıllık Cumhuriyet döneminin 60 yılını Kazlıçeşme’de geçirdim. Kazlıçeşme dericiliği, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın Türk dericiliğine sunduğu büyük bir armağandır. Türk dericiliğinde en büyük gelişmeler şüphe yok ki, Kazlıçeşme ekseninde oluşmuştur. Bu nedenle Kazlıçeşme dericiliğinin hakkını vermek ve belgelemek için Kazlıçeşme’ye daha fazla yer vermek ihtiyacını hissettim.” (Derimod: Tel: 0212/547.16.04.)


Müstecib Ülküsal Dobruca’dan

Saim Osman Karahan - Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği  

“Dünyada öyle şahsiyetler vardır ki, bunlar bütün güçlerini, zekâlarını, bilgilerini, hattâ hayatlarını, bütün insanlığın, mensup oldukları ulusların iyiliği, kalkınması, kültürlerinin gelişmesi, geçmişleri ve geleceklerine ışık tutulması dâvâsına hasretmiş ve hasretmektedirler. Bu aziz insanlar yekûn insanlığın semasında parlayan yıldızlara benzerler, dünya medeniyeti ve kültürünün direğidirler. İnsanlığı şereflendiren bu aziz insanlardan biri de biz Dobruca Türklerinin hemşehrisi, ağabeğimiz, efendimiz, sayın Müstecib Ülküsal’dır. Kurucusu olduğu Emel dergisiyle, yazdığı makaleler ve kitaplarla, terkedilmiş biz garip Dobrucalı Türklere bizi tanıttı, yurtları tutsak olan Kırım Türklerine millî aşk, millî duygu aşıladı. Yazdığı kitaplarla iki dünya harbi arasında ve daha sonra yetişen Dobrucalı gençlerimize ve halkımıza kuvvet verdi; Kırım dâvâsını dünya kamu oyuna duyurdu. “Dobruca ve Türkler”, “Kırım Türk Tatarları (Dünü, Bugünü, Yarını)” eserleri ve diğer yazıları Dobrucalı aydınlar ve öteki ülkelerdeki bütün Türkologlar için emsalsiz bilgi kaynağını oluşturmaktadır.Bu gayretler ve mücadeleler ağabeğimiz Müstecib Ülküsal’ı Dobruca Türklerinin şerefli sembolü addetmek için yeterlidir.” O güler yüzü gözlerimizin önünden gitmeyen Ülküsal için Prof. Mehmet Ali Ekrem (Romanya), 1992 yılında bunları yazmış. “Müstecib Ülküsal Dobruca’dan” adlı eseri Saim Osman Karahan kaleme almış, dizgisini Özgür Karahan yapmış, kapak ve tasarımını da Haluk Karahan yapmış. Baba Karahan (Saim)’ın yazısı son derecede rahat okunuyor, kolay anlaşılıyor. Karahan ailesini gönülden kutlularız. Gerek ön kapağa, gerekse arka kapağa Göktürklerden başlayıp günümüze kadar birçok bayrağımıza renk olmuş gök mavisi ve Kırım Türklerinin Tarak tamgası konulmuş. “Hayatta en büyük gerçek mutluluk ve huzur, millî dâvâya hizmet nispetinde artar” diyen Müstecib Ülküsal için hazırlanan eserin masraflarını, Kırım Derneği İstanbul Şubesi başkanı, soy adı gibi içten olan Celâl İçten karşılamış.Gaspıralı İsmail Beğe, “Gazete de neymiş!.. Tütün ekseydin ortak olurdum!...” diyen tütün kafalılar değil; İbrahim Bodur gibi, Hasan Yelmen gibi, Celâl İçten gibi Türk milletinin ilmine irfanına hizmet eden hayırsever iş adamlarının artması en içten dileğimizdir. Yattığınız yerde rahat uyuyunuz ey Çelebi Cihanlar, ey Gaspıralı İsmail Beğler, ey Musa Mahmutlar, ey Ülküsallar, ey Kırımerler… Ey Giraylar, Kalgaylar, Nurettinler… Arkanızda böyle hayırlı ardıllar oldukça Kırım dâvâsı yürüyecek ve… sonunda hedefine ulaşacaktır… (Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi (0212/ 534.92.31; e-posta: İstanbul@kirimdernegi.org)


İngilizce Ninniler

Hüseyin Özbek - Kum Saaati Yayınları 

Yazarımız Hüseyin Özbek’in “İngilizce Ninnilerle” adlı kitabı yayınlandı. İstanbul Barosu Genel Sekreteri olan Hüseyin Özbek hem gazetemiz Ufuk Ötesi’nde, hem de Yeni Hayat Dergisi ve İstanbul Barosu Bülteni’nde yayınladığı yazılardan bir seçme yaparak kitaplaştırdı. Birbirinden güzel makalelerin yer aldığı kitap Kum Saati Yayınları arasından çıktı. Hüseyin Özbek kitap hakkında şunları söylüyor: “1838 Osmanlı-İngiliz Serbest Ticaret Anlaşmasının gerektirdiği hukuksal yapı 1839’da oluşturuldu: Tanzimat-ı Hayriye! Batı yönlendirmeli düzenlemeler ıslahat hareketleri ile sürdü. Ekonomik ve siyasal teslimiyet, sürüklendiğimiz I. Dünya Savaşı sonucu çöküşle sonlandı. Bağımsızlık Savaşıyla kırılan pranga Atatürk’ün ölümüyle yeniden boynumuza geçirildi. Sokulduğumuz yeni süreç modası geçmiş ıslahat kelimesiyle adlandırılmıyor. Küreselleşme çağının geçerli tanımı uyum paketleri! Sömürgeleşmeyi içselleştirip hukuksallaştıran Tanzimat kendi aydınını yaratmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD-AB kıskacında sokulduğu süreç de kendi aydınlarını üretmekte gecikmedi. Tanzimat münevverleri sonuçta tanımadıkları batı dünyasının ekonomik, siyasal, kültürel şokunun yarattığı yabancılaşmanın, kişilik ve kimlik yarılmasının mağdur simgeleriydiler. Bunca acı deneyimden, verilen Kurtuluş Savaşı’ndan sonra aynı teslimiyet psikolojisinin, köksüzlüğün, zehirli mütareke atmosferinin bu kadar kolaylıkla aydınlarımız arasında yayılıvermesinin nedenlerini bulmakta zorlanıyorsunuz. Bir takım yöneticiler, Osmanlıdaki gayrimüslim komprador burjuvazinin mirasçısı oligarşik sermaye, çağdaş sermaye, çağdaş mütareke münevveri üçlüsünce oluşturulan ittifakın ekonomik, politik, kültürel yansımaları yazıların ağırlıklı konusudur. Ulusuyla, ülkesiyle ortak paydaları yok derecesine inmiş üçlünün içerden desteğiyle günümüz emperyalizmi, derin bilinçaltındaki ulusal kodları tümüyle silerek mankurtlaştıracağı ulusumuzu ebedi uykuda tutacak İngilizce ninnilerini fısıldamaktadır kulaklarımıza.”


*

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002