|
|
|
KİTAP : Mart - 2006
|
|
Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında Bir Yazar: Cengiz Dağcı
Abdulvahap Kara
- Ufuk Ötesi Yayınları
Ufuk Ötesi’nden önemli bir eser daha
Ufuk Ötesi Yayınları’nın hamlesi sürüyor. Değerli akademisyen ve Türkistan Türkleri üzerine çalışmalarıyla tanınan Yrd. Doç. Dr. Abdulvahap Kara’nın son çalışması “Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar Cengiz Dağcı” yayınlarımız arasında çıktı.
Eser, Sovyet Ordusu’ndan II. Dünya Savaşına katılan Türk asıllı askerlerin insan tahammüllerini zorlayan acılarla dolu trajedisini anlatıyor. Kendilerinin olmayan bir savaşta, Almanlarla savaşmak zorunda kaldılar. Üstün savaş teknolojisine sahip Almanlara yüzbinlercesi teslim oldular. Başlangıçta bu teslim olma, onlar için Stalin’in baskı ve terör yönetiminden kurtuluş olduğu için bir nimet gibi gözüktü. Ama yanıldıklarını Nazi esir kamplarına götürüldüklerinde anladılar. Burada bir milyonun üzerinde Sovyet vatandaşı Türk askeri kırıldı.
Ancak, kader ağlarını örüyordu. Çıkmadık canda hayat vardı. Naziler, kısa sürede diz çöktüreceklerini zannettikleri Ruslar karşısında bocalamaya başlayınca, yeni bir projeyi devreye soktular. Esir ettikleri Türk asıllı Sovyet askerlerinden gönüllü kıtalar oluşturdular. Bunlara “Lejyon” adı verildi. Böylece Türkistan, İdil-Ural, Kafkas ve Azerbaycan lejyonerleri ortaya çıktı. Bu lejyonlara katılan esirler, Nazi kamplarından kurtuluyorlardı. Katılım, 1942’nin sonbaharında, 900 bini geçmişti.
Nihayet, Naziler yenilgiye uğradılar. Böylece tüm Nazi kurbanları kurtuldular. Bütün savaş esirleri ülkelerine iade edildiler. Fakat, Nazilerin komutasında lejyon olarak görev yapmak zorunda kalan Türkler’in çilesi daha bitmemişti. Onlar tekrar Sovyet baskısı bekliyordu. Çünkü, Stalin’e göre, Sovyetlerin savaş esirleri yoktu, vatan hainleri vardı. Lejyonerlerin ülkelerine dönmeleri kurtuluş değil, yeni bir çileli hayatın başlangıcıydı. Nitekim öyle oldu. Sovyetlere teslim edilen yüzbinlerce insan, idam ve sürgün başta olmak üzere çeşitli ağır cezalar çarptırıldılar.
İşte böylesine ağır ve azap dolu bir hayatı yaşayan Türkistan coğrafyasının asil gençlerinin yaşadıklar bu kitapta anlatılıyor. Bütün bunlar, ünlü yazar Cengiz Dağcı’nın da başından geçti. Kırımlı yazar Cengiz Dağcı hayatının kalan kısmını, savaşta ve nazi kamplarında kurban olan arkadaşlarının anılarını kitaplarıyla ölümsüzleştirmeye adadı. Bu konuda romanlar yazdı. Hatıratını yayınlattı.
Türkiye Yazarlar Birliği’nin 2002 Biyografi dalında birincilik ödülü sahibi Yrd. Doç. Dr. Abdulvahap Kara, kitabında Dağcı’nın ve yaklaşık iki milyon soydaşımızın yaşadıkları inanılmaz olayları akıcı uslubu ve zengin kaynak ve belgelere dayalı olarak anlatmaktadır.
|
|
Güneş Ülkesi
Aslan Bulut
- Bilgeoğuz Yayınları
Türklüğün Yeni Dünya Düzeni
Gazeteci-yazar Aslan Bulut’un “Güneş Ülkesi” kitabı yayınlandı.
Türk tarihini bütünüyle kavrayan, süreçteki dönüşümler ışığında günümüzdeki tartışmaları ele alan, sonuca bağlamaya çalışan, aynı zamanda bir çıkış yolu arayan ve “tez”i olan bir araştırma...
Bu eserde, Türk tarihinin zaman tünelinde gezinirken bugünkü ideolojilerin veya sosyal, siyasi oluşumların tarihi arka planını, ayrıca mevcut ve muhtemel şartlarda, “Türkiye merkezli bir entegrasyon” modeli önerisini bulacaksınız.
200 yıllık tarihi olan devletlerin dünyaya “nizam” vermeye kalkıştığı günümüzden binlerce yıl önce, “Küneş tuğ ol, kök kurıkan” diyerek, güneşi tuğ, gökyüzünü çadır olarak gören Türk Milleti’nin, bu muhteşem ülkünün gereklerini yerine getirme şansının her zaman varolduğu kabulüyle tasarlanan sistemin çıkış noktası, “Entegre olan değil, entegre olunan bir Türkiye”dir. Sistemin güneşi Türkiye’dir.
Bugün, Türk Dünyası bütün azametiyle yeniden ortaya çıkmış, Türk zirvelerinde Türk yıldızı parlar olmuştur. Bütün mesele, Türk Milleti’nin bütün varlığını aynı hedefe yöneltebilmesi, hatta bu düşüncenin bir inanç gibi benimsenebilmesidir.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde, yalnız kendi milletinin düzenini sağlamak için çalışmak bir anlam ifade etmiyor. Siz dünyaya düzen vermezseniz, size düzen veriyorlar. Size hazırladıkları düzen, haydutluktan başka bir şey değilse, ne yapacaksınız?
Atatürk’ün ufuklardan yeni bir güneş gibi doğmasını arzuladığı “Türk Medeniyeti”, herhalde kendiliğinden değil, bütün Türk gençlerinin böyle bir ülküye sahip olması ve bu uğurda her türlü özveriye katlanması ile yeniden tarih sahnesine çıkacaktır.
GÜNEŞ ÜLKESİ; Türklüğün Yeni Dünya Düzeni: Bilgeoğuz Yayınları, Barbaros Bulvarı, İBA Blokları, 14/1, Kat: 3, Daire: 8, Balmumcu/Beşiktaş/İstanbul, Tel: 0 212 288 65 42
|
|
Sönmeyen Ateş Dinmeyen Hasret KERKÜK
Nefi Demirci
- Türkmeneli İnsan Hakları Derneği Yayınları
Kerkük ciğerimizde yaradır…
Dr. Nefi Demirci, “Sönmeyen Ateş, Dinmeyen Hasret: Kerkük” isimli kitabında Irak Türkleri konusunda yazdığı yazılarını toplamış…
Kimi zaman bir şiir, kimi zaman lirik bir düzyazı (nazım), kimi zaman ruhun derinliklerini sorgulayan edebi yazılarla gönül tellerimizi acıyla titreştiriyor…
Demirci’nin istediği elbette okuyanları duygusal olarak etkilemek ve sadece duygularına hitap etmek değil ama kitabı okudukça neredeyse her sayfada durup dinlenmek gerekiyor… Çünkü her sayfada önce düşünüyorsunuz, ardından duygularınıza kapılıp zaman zaman öfke, zaman zaman hüzün içinde boğulup, boğazınızda bir yumruk varmış gibi coşkun bir nefessizlik içinde hissediyorsunuz kendinizi…
Elbette Nefi Demirci’nin Türkiye’nin şimdiki sınırları içindeki “güzel insanları” tarifleriyle zaman zaman umuda kapılıp sevinç duymuyor değilsiniz ama satır aralarındaki isyanı da duyumsamamak elde değil.
Türkmeneli İnsan Hakları Derneği’nin ikinci yayını olan kitabı elde edebilmek için (0212. 525 40 87 veya 0532.213 29 12) telefonları arayabilirsiniz. …
Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ciğerimizde hep sızlayan, zaman zaman kanayan yaramız Kerkük’ün son zamanlarındaki durumuna ve gelişen politik dünya işlerine göre değerlendirilmiş yazılar yerine “eskimeyen” yazıları okumak istiyorsanız bu kitabı okuyun…
|
*
|
|
|
|