Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.11.2024 



KİTAP : Ekim - 2005

Bir Yağmur Zamanı

Muradiye Söğüt - - 

ŞİMDİ YAĞMUR ZAMANIDIR “Bir kestane ağacı vardı bahçemizin içinde, Hep bir kestane ağacı ve bir sal var gözlerimin önünde Nasıl çekti o fotoğrafı yüreğim Daha bir acısın içim, daha bir yansın diye…” Minicik bir yürek, ilk 23 Nisan gününü yaşadığında küçük kardeşinin ölümüyle yüzleşince neler olur?.. Sanırım doğal olarak şöyle seslenir: “Uykum bölündü, Yarısı sendin, Hangimiz öldü?..” Sonra Ebe-Hemşire mesleğini seçer… En zor mesleklerden biridir çünkü daha 18’ine girmişken genç kızlığını yaşayamadan, dağ bayır demeden köylere ulaşmak ve oradaki kadınlara yardım etmek, hatta bir doktor gibi şikayetleri dinleyip, en azından birkaç söz söylemek gereken bir mesleğin gereklerini yapmak zorunda kalmak… Belki de biz böyle düşünürüz … Ya onun duyguları?.. Onun duyguları henüz doğmadan başlamıştır: “Dokuz ay aynı odayı paylaşmışız seninle… Günler ayları kovalamış o sıcacık evimizde, Önce seni atmışım hayatın kucağına…” Bir ikize sahip olup, onun kendinden önce doğmasına şahitlik edip bir de EBE olmak nasıl bir duygudur ki?... Bu da bir şey mi?... Ya bir de evlat sahibi olup ebe-hemşire mesleğini devam ettirmek?... Artık sevgi ve duyguların ötesine geçip mesleğinizle hayatınızı ikiye ayırmak gerekmektedir… Bütün çocuk sahibi ebe-hemşireler bunu geçekleştirirler… Bu bir meslek sırrı mıdır yoksa doğuştan gelen bir özellik midir?... Ya bir de Muradiye Söğüt’ün özel durumu?... Hem ebe-hemşiredir, hem de sadece duygu olarak doğmuştur… Elbette, karşılaştığı her haksız duruma bir şair olarak isyan edecek ve düşündüklerini rafine bir biçimde ifade edecektir. Bunun adı şiirdir… İsyana gelince…Dünyaya isyan eder, hayata isyan eder, belki kadınlığına isyan eder ama… Çok şükür, çok şükür Allahıma, Oğlum, elimden gelse, Ömrümden ömür katardım sana… İsyan edip de bütün yelkenleri suya indirdiği zamanlar da vardır… Bu, duygularını bölüştürdüğü çocukları ve toplumdur. Bölüştükçe çoğalan sevgiyi öylesine farkında olmadan dağıtır ki Muradiye, bir şiir kitabı yazmaz, bir sevginin nasıl bölüşülebileceği, toplumsal bir duyarlılığın nasıl olabileceğini bize gösterir. Ancak, yine de bir kadın, bir ebe, bir hemşire, bir ana olarak duygularını yüreklerimize işlemekte oldukça ustadır: Dinlemezler derdini sen anlatsan da Gideriz başka dağlarda çiçek açtırmaya Kimseler aldırmamış gözaşımıza Kimse senin gibi bakmadı insanlara, Ve asla… Yalnız kalıp ağlamadılar aynalara… Kim aynalara bakıp da yalnızlığını görmez ki… Ancak Muradiye Söğüt aynalardaki yalnızlığını şiirlerde toplumsal tepki ve dayanışmaya dönüştürmeyi de biliyor. “Köpek gibi sokakta”, “Analarımız”, “Erzin-Canım”, “Sağlıkçılar Hicviyesi”, “Sussun Silahlar” gibi şiirleri birer duygusal mermi gibi insanın yüreğine aman vermeden giriyor ve her çabaya rağmen iz bırakıyor. Elbette her insan gibi kişisel deneyim ve duygularını da şiir dilinde aktaran Muradiye Söğüt’ün bu konuda söylediklerinden bir örnekle yazımızı noktalayalım: Şair oluverdim birden, Ne yapsam bilmem… Ya Rab her şey senden, Ne olur, huzurumu geri versen… Şiir yazmak kolay değil elbet, ama Muradiye hanım bunu biraz geç anlamış… Artık kurtuluşu yok… İkinci kitabını bekleyeceğiz…


Gönül Gözlü Yâr

Alptekin Cevherli - Rev-Alp 

PKK terörüne ağabeyini şehit vermiş bir kızın hüzünlü öyküsünün anlatıldığı bu eserde, örgüt içi hesaplaşmadan, mayınlı pusuya kadar terörün bütün çirkin yüzü ortaya dökülüyor. Ermeniler’in halen topraklarının dörtte birini işgal altında tuttukları Azerbaycan’da gerçekleştirdikleri soykırımın da dile getirildiği bu platonik aşk romanında bazen gülecek, bazen de göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız… İsteme Adresi: haber@siyasibakis.com Tel: 0542 836 93 31 veya 0212 520 71 35


Altın Şafak Büyüsü ‘Kabala’

Alptekin Cevherli - Rev-Alp Yayınları 

Türkiye’de Haçlı Seferleri’nden beri süregelen misyonerlik faaliyetleri ve Hıristiyan dünyasının maksatları az çok bütün vatandaşlarımız tarafından bilinmesine rağmen Kabalacılar’ın faaliyetleri hakkında ciddi çalışmaların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az… Bu eserde Kabalacıların dünya çapındaki maksatları, medyatik kişileri öne sürerek popüler hale gelme çabaları, Endülüs’ten bu yana insanlığın nasıl bir yalan kumpasına getirildiği ve Amerika’nın keşfi iddialarından ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ne kadar süregelen hesapları hayretle göreceksiniz…


Daracık Düşler

Mehmet Turan Yarar - - 

Prof. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Mehmet Turan hakkında şunları söylüyor: “Mehmet Turan Beyefendi’yi üç beş cümleyle anlatabilmek gerçekten zor. En başta “O bir melek değildir, fakat melek huyludur” diyeyim. Bilindiği gibi, insanların meziyet ve kabiliyetleri asıl işlerinin çok önüne geçebiliyor. Yarar üstâdın bir uzman veteriner hekim olduğunu kaç kişi bilir?... Ama o emînim ki, güzel Türkçemizi en iyi kullanan bir arûz şâiri olarak dâima hatırda kalacak, hâtıralarda yaşayacaktır. Onun evsafını kültür dilimizle ifâde gerekirse “Melek-sîret, çelebi-fıtrat, şâir-tabîat ve mûsikî-perdâz” terimlerini rahatlıkla kullanabiliriz. Attığı adımlarda, karıncayı dahi incitmemek için gayret gösteren biridir o. Müşfik bir babadır. Samimî bir dosttur. Onun sıcak duygularına muhatap olabilmenin zenginliği, maddî zenginliklerin hiçbiriyle ölçülemez. Kendimi fevkalâde şanslı kabul ediyorum.”


Uykudan Önce Her Gece Bir Masal

Veysel Dinler - Neden Kitap 

Masallar, çocuk eğitimi konusundaki benzersiz işleve, öz kültürümüze, anadil eğitimine ve anadil bilincinin oluşumuna katkıda bulunur. Kitapta yer alan masalların bir bölümü; ülkemizin değişik bölgelerinde doğmuş ve yaşamış, o bölgenin kültürüyle yoğrulmuş, ancak İstanbul’a göçmüş, günümüzde bu kentte yaşayan nine ve dedelerden yüz yüze görüşülerek derlenmiştir. Bir bölümü de öğrencilerime verdiğim ve yıllarca biriktirdiğim ödevlerden seçtiğim masallardan oluşmaktadır. Masallar, dinleyiciye/okuyucuya çeşitli davranış ve düşünce iletileri sunmaktadır. Bu iletiler genel olarak çocuklarımızın özümseyeceğini umduğumuz yaşam dersleri içermektedir. Bu bakımdan masallar, hem son derece etkili bir eğitim-öğretim aracı hem de anadil öğretiminde tartışılmaz bir etkinliğe sahiptir. Masalda önemli olan ders almaktır, anadilin işleyişini öğrenmektir. Bu iki kitap bu anlamda hem ana-babalara rehber olacak hem de çocuklarımıza güzel vakit geçirmek için araç olacaktır. Veysel Dinler’in iki ciltlik kitabı Neden Kitap Yayınları arasından çıktı.


*

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002