Nasıl yani?.. Ukrayna-Türkiye Maçını bahane edip Kırım'a taraftar olarak giren… Sonra Han Sarayı basan… (Kürşad gibi kırk kişi ile değil sadece 3 kişi) Han Camii'nde Cuma namazı kılıp sonra Rusları bunun çok masum bir olay olduğuna inandıran bir efsane... Rus polisine, hakimine kafa tutan ve onlarla ince ince dalga geçip sonra Akmescit toprağını Türkiye'ye getirirken 'çok verimliymiş, çiçek dikeceğim' diyerek Rus gümrüğünden Kırım toprağı ile geçen bir efsane... Anlatılan bir Kürşat'tı... Karşımda inanılmaz mülayim bir insan... Kırım'dan sürgüne yollanan genç bir gelinin yanına alabildiği tek hazinesi Kur'an-ı Kerimini belge olarak Türkiye'ye getirmek isteyen meslektaşına karşı çıkabilecek bir yürek… Artık ninelerimizden yaşlı olan ninenin tek hazinesini kurtaran kahraman... Pazartesi günü Ufuk Ötesi'yle konuştuk... Sesini arkadan duydum... 'Unutmasın Önce Telekom'a sonra Emekli Sandığına gidecek...' Salı sabahı inanamadım... Her ölüm erkendir... O emanetini teslim etti… Mekânı cennet olsun... Ben salı günü işlerimi bitirdim. Çarşamba günü İstanbul'a kendim götürdüm... Gelip almadı. Galiba orada bulunan bütün dostları, bizi karşılayacak diye bekledi. Çünkü İstanbul’a giden herkesi o karşılardı, O uğurlardı. Ama yanıldık... Bu defa sıra bizdeydi... O'nu sonsuz yolculuğuna biz uğurladık... Çok zordu... Ölüm haberini almak, vermek ne kadar zorsa O'nu yolcu etmek de o kadar zor… Sevgili Kemal Abicim nur içinde yat ve lütfen bizi affet. Emanetini koruyamadığımız ve sahip çıkamadığımız için. Mekânın cennet olsun. Türk Milletinin başı sağolsun... Allah'ım Sevgili Kemal Abimiz bize nasıl davrandıysa Sen de O'na öyle davran. O bizi hiç incitmedi... Almula İdil Kılıç Ufuk Ötesi Gazetesi Ankara Temsilcisi