Kanser tedavisinde hassas bölgedeki tümörleri bile yok edebilen proton tedavisi çok yakında İstanbul’da da uygulanmaya başlanacak. Amerika’da 4, Avrupa’da 2 merkezde yer alan proton cihazı Türkiye’ye de gelirse akciğer, prostat, özofagus, baş ve boyun, beyin, mide-bağırsak, kadın genital kanserleri ve göz gibi hassas bölgedeki tümörler etraftaki dokuya zarar vermeden tedavi edilebilecek. İstanbul Tıp Fakültesi’nin bahçesinde hizmet veren Onkoloji Enstitüsü’nün, yeni cihaz alınırsa Büyükşehir Belediyesi’nce tahsis edilecek yeni bir binaya taşınacağını söyleyen Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz, “Cihaz iki parçadan oluşuyor. İlk kısmı için 3 dönümlük bir araziye ihtiyaç var. Bunun için bulunduğumuz bina yeterli değil. Devasa mıknatıslardan oluşan ve bir tünelin içinden ışınları hastaya ileten cihazın ikinci kısmı içinse binanın en azından 10 metre yüksekliğinde olması gerekiyor. Talebimizi Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ilettik. Onlar da olumlu karşıladı. Ancak henüz yeni merkezin yeri belirtilmedi” dedi. 250 MİLYON VOLTLUK TEDAVİ En son teknolojik olanaklara sahip cihazın bağışçıların desteğiyle alınacağını belirten Prof. Dr. Erkan Topuz, “Yaptığımız araştırmalara göre cihaz 100 milyon dolar. Bir şirket finansmanı uluslar arası fon ile bu cihazı alıp bize kurma sözü verdi. Geri ödemesini ise 4 yıla yaydı. Zaten Ortadoğu bölgesinde tek makine olacağı için kısa dönemde bu para kendini amorti edecektir” diyor. Onkoloji tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar veren Onkoloji Enstitüsü, Türkiye’de bir ilke imza atarak bu cihazı ilk kullanan merkez olmak istiyor. Tümör odaklı proton cihazıyla yapılan tedavinin hastalara da büyük avantajlar sağlayacağını söyleyen Prof. Dr. Erkan Topuz, “Daha hassas ve yüksek bir dozda uygulanan tedavi, kanserde iyileşme süresini kısaltıyor, yan etkileri azaltıyor ve birçok kanser türü için seçenekleri arttırıyor” dedi. Protonla yapılan tedavide kanserli hücreler saniyeden daha küçük bir zaman aralığında, hidrojen atomlarının çekirdeğinden arındırılmış ve 250 milyon voltun üzerindeki bir enerjiyle süper- yüklü atom altı parçacıklar tarafından vuruluyor. TEDAVİYİ DE KISALTIYOR Sağlıklı dokulara gelebilecek zararı ve yan etkileri asgari düzeyde tutan proton tedavisinin geleceğin en girişken kanser tedavisine de olanak sağladığına dikkat çeken Prof. Dr. Topuz, “Direkt kanser hücresine odaklı ışın, vücuda düşük doz bir radyasyonla giriyor. Bir radyasyon onkoloğu tarafından yönlendirilen ışının bu dozu, hedefteki tümöre yaklaştığı zaman artıyor. Protonlar yavaşladıkça radyasyon onkologları protonların durup radyasyon dozlarını boşaltacakları yeri hassasiyetle hedefliyor. Böylelikle çevre dokulara hasar vermeyen ancak kanserli tümörü yok edecek kadar radyasyon hastaya veriliyor” dedi. Diğer tedavi seçeneklerinde görülebilen doku hasarı ve yan etkilerin azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Topuz, tedavinin diğer önemli avantajlarını ise şöyle sıraladı: “Radyoterapi ve kemoterapi eşzamanlı olarak uygulandığında görülen normal doku toksitesinde azalıyor. Çoğu tümör için hastalıksız daha uzun süreli sağkalım oranlarını sağlıyor. Tümöre verilen günlük dozda potansiyel artış sayesinde hastanın günlük tedavi seanslarında azalma oluyor.” Proton ile tedavi edilebilen kanser türleri ise şunlar: Toraks ve akciğer, prostat, pediatrik kanserler, özofagus kanseri, baş ve boyun, beyin, merkezi sinir sistemi ve omurga, mide-bağırsak kanserleri, göz, kadın genital kanseri ile kafa tabanı kanseri.