Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, anketle ilgili bir açıklama yaparak, eğitim çalışanlarının yüzde 90,8’nin kredi kartı borcu veya taksitleri bulunduğunu belirti.
Ankete katılan çalışanların yüzde 80,7’sini Milli Eğitim Bakanlığı’nda, yüzde 15’i üniversitelerde, yüzde 4,3’ü de Yurt-Kur’da görev yaptığı belirtildi. .
Ankete katılanların yüzde 39,8’i memur, yüzde 11,6’sı hizmetli, yüzde 10,4’ü veri hazırlayıcı, yüzde 6,2’si şef, yüzde 4,4’ü teknisyen, yüzde 1,3’ü şoför olarak çalışırken, yüzde 24,6’sı da diğer cevabını verdiği görüldü.
Ankete katılanların yüzde 10.1’i 1-5 yıl, yüzde 27.9’u 5-10 yıl, yüzde 22.6’sı 10-15 yıl, yüzde 17.1’i 15-20 yıl, yüzde 22.1 ise 20 yıl üzerinde kurumunda görev yapmakta.
Eğitim çalışanlarının ücret profili ankete göre şöyle çıktı: Ankete katılanların 12’si 601-800 YTL, yüzde 44.6’sı 801-1000 YTL, yüzde 40’ı 1001-1500 YTL, yüzde 2.5’i ise 1501 YTL ve üzerinde ücret kazanmaktadır.
YÜZDE 74’Ü ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN MEMNUN DEĞİL
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, anketle ilgili çarpıcı bilgiler verdi: “Ankete katılanların yüzde 74.1’i görev yaptığı kurumdaki çalışma şartlarından memnun olmadığını belirtirken, yüzde 25.8’i memnun olduğunu ifade etmiştir.
Kurumdaki çalışma şartlarından memnun olmayanların yüzde 2.9’u çalışma süresinin uzunluğundan, yüzde 5.6’sı çalışma koşullarının ağırlığından, yüzde 17.4’ü görev alanının belirsizliğinden, yüzde 17.7’si çalışma ortamının huzursuzluğundan, yüzde 20.3’ü olanakların yetersizliğinden, yüzde 28’i ise tüm bunların hepsinden şikayetçidir.
YÜZDE 32,4’Ü EK İŞ YAPIYOR
Ankete katılanların yüzde 83.6’sı aylık geliriyle geçimini sağlayamadığını, yüzde 16.3’ü ise geliriyle geçimini sağlayabildiğini belirtmiştir.
Eğitim çalışanlarının yüzde 67,5’i ek iş yapmadığını ifade ederken, yüzde 32,4’ü ek iş yaptığını belirtmiştir.
Ek iş yapan eğitim çalışanlarına ne tür işlerde çalıştıklarını da sorduk. Buna göre eğitim çalışanlarının yüzde 53,3’ü her türlü işi yaptığını belirtirken; yüzde 24,7’si boya, badana, tamirat, bahçe işleri, yüzde 7,5’i pazarcılık, yüzde 4,2’si hamallık, yüzde 3’ü nakliyecilik, yine yüzde 3’ü kalorifer tamiratı, bakımı, yüzde 1,8’i kurye, çaycılık, yüzde 1,2’si sıhhi tesisatçılık ve yine yüzde 1,2’si aşçılık yaptığını ifade etmiştir.
YÜZDE 90,8’İNİN KREDİ KARTI BORCU YA DA TAKSİTİ VAR
Eğitim çalışanlarının yüzde 90.8’inin kredi kartı borcu ya da taksiti vardır. Kredi kartı borcu ya da taksitleri olmadığını ifade edenlerin oranı ise yalnızca yüzde 9.1’dir.
Ankete katılan eğitim çalışanlarının yüzde 59,1’i kirada oturduğunu, yüzde 22,1’i evsahibi olduğunu, yüzde 15’i evinin ailesine ait olduğunu, yüzde 3,6’sı da evinin miras yoluyla kendisine kaldığını belirtmiştir.
YÜZDE 69,4’Ü ÇOCUĞUNU DERSHANEYE GÖNDEREMİYOR
Eğitim çalışanlarının yüzde 69.4’ü çocuğunu sınavları kazanabilmesi için dershaneye gönderememektedir. Çocuğunu dershaneye gönderenlerin oranı ise yüzde 30,5’tir.
“Çocuğunuzu niçin dershaneye gönderemiyorsunuz?” sorusuna da yanıt aradık. Buna göre, yüzde 67,1’i ekonomik nedenlerle çocuğunu/çocuklarını dershaneye göndermediğini belirtirmiştir.
YÜZDE 74,7’Sİ HER GÜN GAZETE OKUMUYOR
“Eğitim çalışanlarına her gün en az bir gazete okuyabiliyor musunuz?” diye sorduk. Buna göre, eğitim çalışanlarının yüzde 74,7’si her gün en az bir gazete okumadığını belirtirken, yüzde 25,2’si her gün en az bir gazete okuduğunu ifade etmiştir.
Eğitim çalışanlarının yüzde 64,3’ü ekonomik nedenler, yüzde 15,7’si basın-yayın kuruluşlarına güvenmediğinden, yüzde 6’sı da istediği gibi gazete bulamadığından her gün gazete okumadığını söylemiştir. Bu soruya diğer yanıtını verenlerin oranı yüzde 13,8’dir.
Anketten eğitim çalışanlarının yüzde 72,5’i hizmetiçi eğitim almadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Hizmetiçi eğitim alanların oranı sadece yüzde 27,4’tür.
Eğitim çalışanlarının yüzde 78,9’u sosyal aktivitelere katılmazken, yüzde 21’i sosyal aktivitelere katılmaktadır.
Sosyal aktivitelere katılanların yüzde 36,6’sı spor aktivitesiyle uğraştığını, yüzde 23,1’i sinema ya da tiyatroya gittiğini, yüzde 2,3’ü ise oyun salonlarından zamanını geçirdiğini ifade etmiştir. Bu soruya diğer yanıtını verenlerin oranı yüzde 37,8’dir.
ÜCRETLERİN YETERSİZLİĞİNDEN ŞİKÂYETÇİ
Eğitim çalışanları kurumlarında en çok ücret yetersizliğinden şikayetçidir. Ücretlerinin yeterli olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 29,9’dur. Ankete katılanların yüzde 12,4’ü adam kayırmadan, yüzde 11,8’i kadrolaşmadan, yüzde 6,8’i çalışma saatleri ve koşullarından, yüzde 6,1’i amirlerinin kötü tutum ve davranışlarından, yüzde 3,7’si aşağılanma, horgörülmeden, yüzde 28,2’si ise hepsinden şikâyetçidir.
Eğitim çalışanları çözülmesi gereken en önemli sorun olarak yine ücret yetersizliğini görmektedir. Ücret yetersizliği sorununun giderilmesini isteyenlerin oranı yüzde 56,4’tür. Bunu yüzde 15,9 ile sürgün, kayırma ve kadrolaşma takip etmektedir. Eğitim çalışanlarının yüzde 11,5’i görev tanımının yapılmaması, yüzde 7’si çalışma koşulları, yüzde 3,6’sı amirlerin olumsuz davranışları, yüzde 2,8’i de personel yetersizliği sorununun bir an önce çözülmesini istemektedir.
YÜZDE 3,4 TATİL YÖRESİNE GİDEBİLİYOR
Ankete katılanlara tatillerini nerede geçirdikleri sorusunu da yönelttik. Buna göre eğitim çalışanlarının yüzde 53,1’i evde, yüzde 22,9’u memlekette, yüzde 3,4’ü de tatil yöresinde tatilini geçirdiğini ifade etmiştir. Tatilde çalıştığını belirtenlerin oranı ise yüzde 18,4’tür.
YÜZDE 36,2’Sİ ÇOCUĞUNUN DOKTOR OLMASINI İSTİYOR
Eğitim çalışanlarının yüzde 36,2’si çocuğunun doktor, yüzde 12’si mühendis/mimar, yüzde 10,5’i öğretmen, yüzde 8,1’i avukat, yüzde 5,7’si akademisyen, yüzde 5,1’i bankacı, yüzde 2,5’i polis olmasını isterken, ankete katılanların yüzde 18’i diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Ankete katılanların yüzde 94,2’si çocuğunun geleceğine yönelik maddi yatırım/birikim yapamadığını belirtirken, yüzde 5,7’si maddi yatırım-birikim yapabildiğini ifade etmiştir”
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, anketten çok çarpıcı sonuçlar çıktığına dikkat çekerek, “Bu anket eğitim çalışanlarının içinde bulunduğu durumu ortaya koymaktadır. Maddi imkansızlıklar dolayısıyla borç içinde kıvranan, evinin geçimini zor sağlayan, çocuğunu bile dershaneye gönderemeyen eğitim çalışanları, ek iş yaparak ayakta kalmaktadır. Bu gerçekler gözönünde alındığında, eğitimin olmazsa olmazı eğitim çalışanlarına hak ettiği önem verilmeli ve hayatlarını idame ettirebilmeleri için gerekli maddi destek sağlanmalıdır” dedi.