Gülnar Sagındıkova- İnsanlık, rekabet gücü ve hayatta kalma savaşının en önemli etkeninin bilgi oluşturma ve kullanma enstitüleri olduğu bir döneme girmiş bulunmaktadır. Bu bağlamda, eğitimin ekolojik temellere dayandırılması da toplumsal gelişimin en önemli stratejik ilkelerinden biridir.
Ekoloji eğitimi sözünden anlaşılması gerekenler, bireylerin uygulamalı ve bilimsel bilgi ve beceriler sistemi oluşturmaya yönelik olarak kesintisiz biçimde öğretimi, eğitimi ve geliştirilmesi; aynı zamanda çevreyi koruma konusunda değerlere, davranışlara ve eylemlere, doğayı istikrarlı kullanmaya, tüketicilik bilincine, ekolojik yaşam tarzı oluşturmaya yönlendirilmesi sürecidir [1].
Ekoloji eğitiminin başarı ve etkinliğinin garantisi, onun kesintisiz niteliğine sistemli yaklaşımdadır. Kesintisiz ekoloji eğitimi sistemi kurmanın amacı, bilimsel ve uygulamalı bilgi bütünlüğü temelinde özel bir dünya görüşünün oluşturulması, doğaya karşı olumlu duygusal-değersel davranışların geliştirilmesi, çevreye karşı sorumlu davranmayı sağlayacak faaliyetlerin yürütülmesidir.
Çağdaş ekoloji eğitiminin gelişim sürecinde Kley Şonfeld’in “ekolojik eğitim” terimi ilk defa 1966 yılında kullanılmıştır. Bu terim, 1969 yılında “Ob ekologiçeskom obrazovanii” (Ekolojik Eğitim Hakkında) adlı dergide kullanılıncaya değin böyle geniş bir kabul görmemişti. Bu terimin kullanılması, bu konuda çalışmalar yapılması ve ekoloji eğitimi konusunda makaleler yayımlanması, bu bilgi alanıyla ilgilenen insanların, özellikle de Avustralyalı (Piter Fenşam, Rassel Link, Artur Lukas) ve Amerikalı (Herold Nangerford, Bob Ros, Bill Stap) bilim insanlarının çalışmalarının sonucudur.
Bu alana olan ilgi daha çok Avustralya’da, Kuzey Amerika’da ve İngiltere’de gelişmiştir. Bu ülkelerde konferanslar düzenlenmiş ve pek çok dergi çıkarılmıştır. Gelişmiş ülkelerdeki, ilk okullarda, liselerde ve üniversitelerde ekoloji eğitimi ile ilgili araştırmalar da yapılmıştır.
Dünyanın 65 değişik ülkesinden uzmanların katıldığı ekoloji eğitimi konusundaki ilk uluslar arası bilgi değişimi toplantısı 1975 yılında Belgrad’da yapılmıştır. 1977 yılında, Tiflis’te ekoloji eğitimi üzerine bir uluslar arası konferans toplanmış ve bu konferansta ekoloji eğitimi alanında işbirliği yapılmasının gerekliliği ile UNEP ve UNESCO’nun görevlerinin genişletilmesi kararı kabul edilmiştir. Bu nedenle, Tiflis’te yapılan konferansı ekoloji eğitiminde başlangıç olarak saymak mümkündür. Bu konferansta aşağıdaki kararlar kabul edilmişti:
“Ekoloji eğitimi, gezegende yaşayan insanların özel ve toplumsal görevlerini kitle iletişim araçlarıyla, toplumsal katılım ve başka eylemlerle yerine getirmelerini; mevcut sorunların bilinçli bir biçimde çözümü için bilgi beceri, deneyim ve eğitim almalarını; çevre ile ilgili ortaya çıkan yeni sorunların önlenmesi için çalışmalarını öngören bir disiplindir.”
Tiflis konferansına katılan delegasyonun ekoloji eğitimi ile ilgili belirledikleri amaçlar şunlardır:
1. Toplumun ekonomik, sosyal, siyasî ve ekolojik alanlarında karşılıklı etkileşimin geliştirilmesi;
2. Çevrenin korunması için, her insana, bilgi alma, öznel değerlendirme, sorumluluk ve deneyim kazanma konularında olanak sağlanması;
3. Birey, grup ve bütün toplum olarak, çevreye karşı yeni bir davranış modelinin geliştirilmesi.
Sonuç olarak şunlar ortaya çıkmıştır:
a) İnsanlığın çevre ve doğaya karşı sorumluluğu;
b) Ekolojinin temel sorunlarının anlaşılması;
c) Ekolojik sorunların saptanmasında kuramsal temeller uygulamalı deneyimler elde edilmesi;
ç) Çevrenin ekolojik sorunlarının çözümüne doğrudan katılım [2].
Böylelikle topluma tanıma, bilme, ilişki, yatkınlık (ya da deneyim) ve katılım gibi ekoloji eğitiminin beş etkenine hakim, yani icracı ekoloji bilgisine sahip bireyler gerekmektedir.
Ekoloji eğitimi ile ilgili kimi göstergelerinin devlet yapısı bakımından yönergesel belgeleri şunlardır: Kazakistan Cumhuriyeti’nin Ekolojik Güvenlik Anlayışı; Kazakistan Cumhuriyeti’nin “Eğitim Hakkında”, “Doğal ve Teknolojik Nitelikli Olağanüstü Durumlar Hakkında”, “Kazakistan Cumhuriyeti’nde Devlet Hizmeti Hakkında”, “Çevre Koruma Hakkında” ve pek çok hükümet kararı.
Kazakistan’da, ekoloji eğitimi programı 1998 yılında kabul edilmiş ve Milli Eğitim, Sağlık ile Spor Bakanlıkları’nın 4 ocak 1999 tarih ve 1 sayılı; Tabiî Kaynaklar ve Çevre Bakanlıkları’nın da 30 Ocak 1998 tarih ve 207 sayılı kararları ile onaylanmıştır. Kabul edilen program, Kazakistan Cumhuriyeti’nin ekolojik güvenlik anlayışının gerçekleştirilmesi için, “Kazakistan 2030” stratejisine uygun olarak hazırlanan Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti etkinlikler planının (03.03.1998 tarih ve 137 numaralı Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Kararının 8. maddesi) uygulanması doğrultusunda ekoloji eğitimi kısmının temel belgesidir. Program 9 başlıktan oluşuyor ve halkın ekoloji bilincini yükseltmeyi, ekolojik bir dünya görüşü oluşturulmasını ve toplumun sosyal alanlarının ekolojikleştirilmesini öngörüyor.
Ekoloji eğitimi ve öğretiminin bütünlüğü ile sürekliliği, çevrenin korunması konusundaki yasal ve ekolojik yönelimler, yukarıda işaret edilen yasaların gerekli bölümlerinde ve Kazakistan Hükümeti’nin kararıyla pekiştirilmiştir.
Ekolojik aydınlanma, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 2030 Yılına Kadarki Uzun Vadeli Stratejisinin “Ekoloji ve Doğal Kaynaklar” bölümünde öncelikli olarak bildirilmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti’nin “Çevrenin Korunması Hakkında” 15.07.1997 tarihinde kabul ettiği yasanın 73. ve 74. maddelerinde ekoloji eğitim ve öğretiminin bütünlüğü ve sürekliliği öngörülmekte, aynı şekilde yöneticilerin ekoloji alanında aldıkları profesyonel eğitimler, sertifika ve belgeler göreve atanmaları sırasında dikkate alınacaktır.
Ekoloji eğitim ve öğretimi kültürü oluşturma süreci, yukarıda belirtildiği gibi, ailede, okul öncesinde, okulda ve okul sonrasında eğitim ve öğretimi kapsayacak şekilde sürekli olmalıdır. Kesintisiz ekoloji eğitiminde, özellikle ekolojik dünya görüşünün temelleri burada atıldığı için, ilk sıraya ekoloji bilincinin temellerini yerleştirmek çok önemlidir. Bunun için de birbiriyle ilişkili üç koşul gerekmektedir:
Ekolojik bilincinin etkenlerini çocuklara kadar ulaştırabilecek, ekoloji eğitimi almış eğitimciler;
Çocukların anlayabilecekleri yazılı ve görsel araçlar (ekolojik alfabeler, video filmler vb.)
Yaşayan doğa ile iletişim, özellikle kentlerde yaşayan çocuklar için geziler düzenlemek, insan yerleşiminin bulunmadığı alanlarda tatil yapmak. Ebeveynlerin etkisi ve kişisel örnekleri önemli bir rol oynamaktadır.
Okul öncesi ekoloji eğitiminin en önemli parçalarından biri de halk pedagojisidir. Kazakistan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 15 Şubat 1996 tarihinde onaylanan temel eğitim planıyla Kazakistan’daki okul öncesi eğitim kurumlarının bütün yaş gruplarının eğitim-öğretim sürecine “çevreyi tanıma” telafi dersi konmuştur. Bütün ana okullarının eğitim-öğretim programlarında “ekoloji eğitimi” bölümü öngörülmüştür. Ne yazık ki, bu düzeydeki eğitim kurumlarının yalnızca bir ikisinde gerçek anlamda çalışmalar yürütülmektedir.
Kesintisiz ekoloji eğitiminde, orta okul eğitimi, ikinci aşamayı oluşturmaktadır. Kimi durumlarda, daha çok istisnaî durumlarda, ekoloji eğitimi konusunda kolej, lise gibi orta öğretim kurumlarında bireysel olarak sistemli bir çalışma yürütülmektedir ki bu tür kurumların eyaletlere göre oranı, toplam sayının yüzde beşini geçmemektedir. Bu okulların, lise ve kolejlerin uyguladığı programlar, kısmen Rusya’dan alınmıştır (Örneğin, 90’lı yılların sonundaki “Ekoloji ve Diyalektik” programı). Çok az sayıda telif program ve ders kitabı şeklinde çalışmalar bulunmaktadır: R. Karsakov’un yazdığı “Ekoloji Bilimi” adlı ders kitabı; V. Nagornova’nın yazdığı “Geoekoloji” adlı yöntemsel programı; yazar grubunun yazdığı “Orta Okullarda, Lise ve Kolejlerde Ekoloji Eğitim-Öğretimi Yöntemleri Antolojisi” adlı kitap ile “Okul Öncesi Ekolojik Eğitim Aracı” adlı kitaptır. Ekoloji eğitimi programı “Yaşadığım Ev” ile Merkezî Kitap Basım Derneği Yöntem Bölümü “Eko-Örnek” tarafından orta öğretimin 5. ve 6. sınıfları için özel bir çalışma defteri-antoloji hazırlanmıştır. Program, 2001 yılında Bakanlıklar arası Kurul’da tavsiye edilmiş ve Eyalet Bölgesel Doğa Koruma Fonu’nun parasal desteğiyle Karaganda Eyaleti’ndeki bir çok okulda uygulamaya konmuştur.
Şimdi de yüksek okullardaki ekoloji eğitimini inceleyelim. Kazakistan’da, pek çok yüksek öğretim kurumunun fakültelerinde, uzmanlık alanlarına göre, doğa koruma branşında, doğal kaynakların korunması ve rasyonel kullanımı ile ilgili bölümlerde, ekoloji sorunu üzerine kadrolar hazırlama çalışmaları yürütülmektedir. Bu cümleden olmak üzere eğitimci ve bilim insanı kadrolarına da ekoloji eğitimi verilmektedir. El-Farabî Kazak Ulusal bütün fakültelerinde öğrencilere eğitim-öğretim süresince devam edecek bir ekoloji eğitimi verilmesini öngören, bütüncül bir program hazırlanmış ve öğretim sürecinde uygulamaya konmuştur. Avrasya L. N. Gumilyov Üniversitesi’nde, Kazak Devlet Mimarlık Mühendislik, K. Stpayev Kazak Ulusal Teknik Üniversitesi’nde, Kazak Ulusal Ziraat Üniversitesi’nde), Almatı Enerji ve Ulaştırma Enstitüsü’nde ve eyaletlerin bütün yüksek okullarında birkaç yıldan beri biyoekoloji, kimyasal ekoloji, doğayı koruma, çevre koruma mühendisliği ve gözlemleme alanlarında lisans, yüksek lisans düzeyinde genç uzmanlar yetiştirilmektedir. Öğretmenlerin hazırlanması, eğitimlerinin yenilenmesi ve niteliklerinin yükseltilmesi sorunlarıyla Almatı Ekoloji ve İstikrarlı Gelişme Enstitüsü, Kızılorda M. Şokay Bağımsız Ekoloji Enstitüsü, Ahmet Yesevi Uluslar arası Türk-Kazak Üniversitesi gibi sosyal enstitüler, akademik kurumlar ilgilenmektedir. Ama hazırlanan uzmanların işe yerleştirilmesi konusu temel sorun olarak kalmaktadır. Örneğin, devlet kurumlarında çevre koruma ve çevre eğitimi yapmak üzere Karaganda Devlet Üniversitesi Biyoloji Fakültesi’nde Ekoloji Bölümü açılmıştır. Bölümün programı da yöntem ve ekoloji eğitimi alanında doğrudan sivil toplum örgütlerinin deneyimleri alınmış olmakla birlikte, bizzat üniversite çalışanları tarafından hazırlanmıştı. Üç mezuniyet dönemi sonuçlarına ve branşlara göre işe yerleştirilme oranı ortalama yüzde beştir.
Kendilerine özgü özelliklerinden dolayı bu alanda dünyanın başka yerlerindeki deneyimlerden, devletin eğitim sistemine göre daha çok yararlanabildikleri için sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri ilgi çekicidir. Burs, staj, yakın ve uzak Batı ülkeleri ile deneyim değişim ziyaretleri şeklindeki ek finans kaynakları bu süreçte önemli rol oynamıştır. Bu organizasyonlar, Kazakistan’da on yıldan fazla bir zamandan beri çalışmaktadır.
Örneğin, en eski ekoloji kulüplerinden biri olan ve Karaganda’da 11 yıldır faaliyet gösteren Edelweiss Kulübü, biyoloji öğretmeni L. N. Buşman’ın öncülüğünde kurulmuş, daha sonra sivil toplum örgütü “Eko-Örnek”in bir parçası hâline gelmiştir (“Çocuk Ekoloji Birliği Yöneticilerine Yardım” antolojiler serisi). Ayrıca, “Ekoloji ve Gelecek için Gençlik” (Kostanay şehrinde), “Ekoloji Eğitimini Destekleme Merkezi (Taraz şehrinde), Karaganda “Ekoloji Merkezi”nin Ekoloji Eğitimi, Temirtav’daki “Yansıma” adlı organizasyon vb. 1998 yılında düzenlenen Kazakistan Sivil Toplum Örgütleri (20’den çok organizasyon) Forumu’nda, ülkedeki Ekoloji Eğitimini Geliştirme Bölümü’nün yapısı hazırlanmıştır. Bu bölümün faaliyet alanları şunlardır:
Ekoloji eğitimi alanında deneysel çalışmaların, uygulamalı faaliyetlerin bilimsel ve yöntemsel sonuçlarının elde edilmesi, bilgi ve deneyim değişimi;
Ekoloji eğitimiyle ilgilenen sivil toplum örgütlerinde, ekoloji okullarında, ekoloji eğitiminin geliştirilmesi yöntem ve organizasyonlarında, kesintisiz ekoloji eğitiminin sorunları üzerine sürekli geçerli sorunsal semineri düzenlenmek, bu programları psikolojik olarak desteklenmek;
Eğitim öğretim süreci için yeni öğrenme tekniklerini incelenmek, genelleştirmek ve uygulamak;
Bölgesel kesintisiz ekoloji eğitimi sisteminin hazırlanmasına ve geliştirilmesine katılmak;
Ekoloji eğitimi alanında öncü sivil toplum örgütlerinin bilimsel, yöntemsel ve organizasyon yönlerinden desteklemek;
Bölgesel kesintisiz ekoloji eğitimi sisteminin gerçekleştirilmesi üzerine materyaller toplama ve yayımlama, yeni teknikler alanında deneyim alışverişi yapmak;
Başka hükümetlerle ve fonlarla, araştırma kurumu, birlik gibi resmî kurumlarla işbirliği ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak;
Ekoloji eğitimiyle ilgilenen sivil toplum örgütleri setinin gelişmesini desteklemektir [3].
Böylece, yukarıda anlatılanlardan hareketle, ekoloji eğitimi programlarındaki sorunlar hakkında konuşabilir. Resmî ekoloji eğitimi sistemi ile toplumsal organizasyon temsilcileri arasında, ekoloji eğitiminin geliştirilmesi anlayışının özü konusundaki görüş farkı en önemli sorunlardan biri olarak kalmaktadır.
Bugün, bu sorunu hükümetimizin anahtar eğilimi haline getirmek için Kazakistan devlet politikası içerisinde ekoloji eğitiminin statüsünü ve öncül olma durumunu önemle yükseltmek gerekmektedir.
KAYNAKLAR
1. Meşeçko Ye. N., Osnovı ekologii, uçebnoye posobiye, Mn. 2002 g., s. 331.
2. Materyalı mejpravitelstvennoy konferentsii po obrazovaniyu v oblasti okrujayuşçey sredı, Tbilisi, 1977 g.
3. Otçyot regionalnogo ekologiçeskogo tsentra, 2006 g.