|
|
|
Kıbrıs tarihini aydınlatan belgeler
|
Türk Arşivciler Derneği’nin de katkılarıyla, 01–30 Kasım 2007 tarihleri arasında İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde (İMSG) “400 Yıllık Miras, Kıbrıs’ta Evkaf Kayıtları Sergisi” açıldı.
|
Türkiye’nin şüphesiz önemli meselelerinden biri de Kıbrıs meselesi’dir. Kıbrıs adasının tarihini aydınlatacak, geçmişine ışık tutacak olan Osmanlıdan günümüze intikal eden yaklaşık, 100 adet Şer'i Mahkeme Sicilleri ve Vakfiye Defterleri'nin günümüz harflerine çevrilerek bilgisayar ortamına aktarılması ve Arşiv Otomasyonu Projesi’nin Türk Arşivciler Derneği tarafından tamamlanmış olması adanın tarihinin ilim adamları tarafından yeniden yazılmasını gündeme getirmiştir.
Kıbrıs Rum kesimi ile KKTC tarafından ada da kurulan vakıflar ve vakıf mal varlıklarının adadaki mal paylaşımı, görüşmelerde sürekli olarak gündeme getirilmesi ve vakıflarla ilgili vakfiyelerin de Şer‘iye Sicilleri'nde kayıtlı olması; tarafımızca yapılan çalışmanın ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Türk Arşivciler Derneği’nin de katkılarıyla, 01–30 Kasım 2007 tarihleri arasında İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde (İMSG) “400 Yıllık Miras, Kıbrıs’ta Evkaf Kayıtları Sergisi”nin açılmasını takiben kamuoyunun yoğun ilgi göstermesi hepimizi son derece mutlu etmiştir.
Sergi kapsamında milletimizin hafızası, kültürümüzün ve tarihimizin temel kaynakları olduğuna şahadet ettiğimiz bu millete ait kültür varlıklarının yani arşivlerimizin Türk ve dünya kamuoyuna teşhiri Türk Arşivciler Derneği ile Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürlüğü’nün müştereken sürdürdükleri hummalı gayretin eseridir. Çalışma, Kıbrıs adasındaki Türk devlet ve millet varlığını her yönüyle ortaya koyduğu gibi içtimai hayatın her safahatını aksettirmesi yönüyle de takdire şayandır.
Söz konusu bu sergi münasebetiyle; üzerinde çalışılan dokümandan bir kısmı teşhir edilmiş kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Ada da hem İngilizler hem de ikili federasyon döneminde, vakıf hukuku önemli ölçüde korunmuş ve Osmanlı Devleti döneminde kurulan vakıflar aynen devam ettirilmiştir.
Kadı sicilleri diye de adlandırılan bu sicillerde yer alan belgeler esas olarak iki çeşittir. Birincisi, merkezden kadılara gönderilen Ferman, berat, buyruldu, tezkire ve mektuplardır. İkincisi ise, kadılar tarafından mahallî hususlar muvacehesinde yazılan îlâm, hüccet, maruzat, mürâsele, muhallefât ve nah gibi kayıtlardır.
Siciller, 16. yüzyılın sonlarına kadar Arapça ve Türkçe olarak iki dilde yazılırken bu tarihten itibaren yalnız Türkçe kullanılmaya başlandı. Bir mahkemeye tayin olan kâdı, kendi adına yeni bir sicil başlatır, onun ayrılmasından sonra o güne kadar tutulan yapraklar bir araya getirilerek defter meydana getirilirdi. Bazı kâdılar ise kendilerinden önceki kâdının bıraktığı yere adını ve tâyiniyle ilgili beratın örneğini yazdıktan sonra defteri devam ettirirdi.
Siciller 16. yüzyılın sonlarına kadar Arapça ve Türkçe olarak iki dilde yazılırken bu tarihten itibaren yalnız Türkçe kullanılmaya başlandı. Bir mahkemeye tayin olan kâdı, kendi adına yeni bir sicil başlatır, onun ayrılmasından sonra o güne kadar tutulan yapraklar bir araya getirilerek defter meydana getirilirdi. Bazı kâdılar ise kendilerinden önceki kâdının bıraktığı yere adını ve tâyiniyle ilgili beratın örneğini yazdıktan sonra defteri devam ettirirdi.
Şer’iye mahkemelerinin 1924’te kaldırılmasından sonra yüzyıllar boyu arşivlerde birikmiş şer’iye sicillerinin değerlendirilmesi için Milli Kütüphane de bir araya getirildi. Bilahare Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne devredilmesi kararlaştırıldı.
Kıbrıs Şer‘iye Sicilleri de adanın tarihi, vakıfları, Türkler ve Rumlar arasında meydana gelen idarî ve adlî olayların incelenmesi bakımından önemli tarihi kaynaklardır. Özellikle vakıf hukuku ve vakıf mal varlıkları ile ilgili işlemlerin Şer‘iye Sicillerinde kayıtlı vakfiyelere dayanılarak yapılması ve vakıf hukukunun Türk ve Rum mahkemeleri tarafından aynen kabul edilmesi, Şer‘iye Sicilleri'nin önemini bir kat daha artırmaktadır.
Tamamı yaklaşık 200 cilt olan Şer‘i Mahkeme Sicilleri ile Vakfiye Kayıt Defterlerinin 24 ay içerisinde Latin harflerine çevrilmesi ve transkribe edilen metinlerin bilgisayar ortamına aktarılmış olması, transkribe edilen defterlerdeki hükümlerin numaralandırılması ve muhtevalı bir özetinin yapılmış olması çalışmayı daha da kıymetli hale getirmektedir.
Böylece, 1571 yılında adanın Türkler tarafından fethinden itibaren, İngilizlerin adayı terk ettiği tarihe kadar ki, meydana gelen birçok idarî ve adlî olaylara, iktisadi ve içtimai hayatın her safhasına ait belgeler büyük oranda ortaya konmuş olacaktır. Bu da adanın geçmişine ışık tutacak ve Türk tarafının yıllardır savunduğu tezler, belgelerle ortaya konmuş olacaktır.
|
Bu haber 3825 defa okundu.
|
Ufuk Ötesi : 2007 / 11
|
|
|