Bu toplantıya oturum başkanı olarak Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa ERKAL, konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferman DEMİRKOL ve Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği İstanbul Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Uzman İktisatçı Hanifi ÇAKIR katıldı.
Hanifi ÇAKIR; İnsan Hakları kavramı ve tarihsel süreci ile “Ülkemizde İnsan Hakları süreci ve gelişimi” konusunda kısa bir bilgi verdikten sonra ekonomik haklar konulu söyleşisine şöyle devam etti. Ülkemizde gerçekleştirilen özelleştirilmelerin 25 yıllık süreçte gerek bilinçli gerekse bilinçsiz olarak fütursuzca yapılan çalışmalar neticesinde ekonomik bağımsızlığın yok edildiğini, bunun neticesi olarak da ülke egemenliğinin silahsız bir şekilde teslim alındığını ifade etti. “Artık yaşadığımız bu yüzyılda parası olmayan ne özgürlüğünü, ne sosyal ne de siyasal haklarını yaşaması mümkündür” diyerek konuşmasında IMF ve Dünya Bankasının uyguladıkları kredi politikaları ile ülkemizin, bankaların ve finans kuruluşlarının ticari kredileri ile firmalarımızın, tüketici, bireysel krediler ve kredi kartları ile de halkımızın, karar verme saikini yönlendirdiklerini belirtti. “Ülkemiz açısından çarpıcı olan bankaların özelleştirilmesi yani yabancılara satılmak suretiyle yabancılaştırılması işlemi ile bu amaca destek verilmektedir.” Cümlesinin sonunda “Atatürk'ün Nutuk'ta söylediği gibi ihanet içerisinde bulunanlar ülkemizin gemilerini, limanlarını, tersanelerini, bankalarını satarak milli ve bireysel direncimizi kırmak istemektedirler. Bu işin sonu milletimizin köleleştirilmesine kadar gitmektedir. Keşke dağ fare doğursa, ama maalesef vatan hainleri doğurmuştur” dedi.
Prof. Dr. Ferman Demirkol, “Her millete bir devlet mi yoksa her devletin hakim olduğu ülkede yaşayan insanların özgürlüklerinden yararlanması mı önemlidir? Sağlıklı, objektif, insaflı bilgiyi nasıl bulacağız? Türkiye'de temel hak ve hürriyetleri gerçekleştirme güçlüklerini yaşamaktayız. Demokrasi ve özgürlüklerin gerçekleştirilmesinin zorluğunu partiler anayasası ve siyasi parti kanunlarıyla parti diktatörleriyle ve onların diretmeleri neticesinde yaşamaktayız. Eşitlik gram veya metre ile ölçülemez, farklı durumlarda olanların aynı konuma gelmesidir eşitlik. Özgürlüğün özü sınırın sınırıdır” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Erkal, Ekonomik haklara bazı sınırlamaların gelmesi gerektiğini, konunun sadece bir insan hakları konusu değil, bugün ki Türkiye'nin ekonomik hakları konusundaki çerçevenin çok önemli olduğunu ve Aydınlar Ocağı’nın yayını olan Türk Kültüründe Hoşgörü çalışmasının bu konulara ışık tutacağını ifade etti.