|
|
|
“AZADLIĞ” Gazetesinin ilk kurucusu Ganimet Zahit ile söyleşi: “Azatlığ” yok edilmek isteniyor
|
"Azadlıg" gazetesinin bina sorunu son günlerde Azerbaycan basınının gündeminde önemli bir yer işgal ediyor. 17 yıllık tarihi olan bu gazetenin yerleştiği binadan çıkarılmasına itiraz eden siyasiler, ardından da gazete sahipleri ve gazete yazarları açlık grevine başladılar. |
FEZAİL ARUSLU -Azerbaycan Bakü.
"Azadlıg" gazetesinin imtiyaz sahibi Ganimet Zahid meslektaşlarından farklı olarak süresiz açlık eylemine karar verdi. G. Zahid 16 gün su istisna olmakla hiç bir gıda kabul etmedi. 16’ıncı gün direncini kaybeden Ganimet Zahid komaya girerek, hastaneye kaldırıldı. Bir haftadır doktor kontrolünde olan Ganimet bey hastahaneye kaldırıldığı gün mahkeme “Azadlıg” gazetesi binasının boşaltılması hakkında acil karar aldı. Polis ve güvenlik güçleri zorla gazete çalışanlarını binadan çıkardı. Ganimet bey kurucusu olduğu “Azadlıg” gazetesinde baş veren kanunsuzluklarla ilgili verdiği rorörtajda şunları açıkladı.
F. A- Ganimet bey, ilk defa mı açlık ilan ediyorsunuz?
G. Z- Hayır, yıllar önce bir kere de açlık ilan etmiştim. O zaman "Yeni Musavat" gazetesi ile bağlı sorunlar yaranmıştı.
F. A-Sizce, Azadlıg’ın binasını korumak için açlık ilan etmek son çaremi?
G. Z- Öncelikle şunu söyleye bilirim. “İnsan kanunsuz yapılan durumlara karşı itirazını hangi şartta olursa olsun bildirmelidir. Biz gazeteciler ise yazarak kendi itirazımızı bu şekilde kamuoyuna bildiriyoruz. Ülkede baş veren kanunsuzluğa, yolsuzluğa ve sosyal dokunulmazlığa karşı sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Elbette başka itiraz formaları da vardır, açlık grevi insanın kendi vücuduna zarar vererek yaptığı itirazdır. Bu da çok keskin ve radikal bir itiraz formasıdır. Tabii itirazlardan hangisi daha çok etkili olur onu bilemem. Çünkü Azerbaycan devletinin siyasi, hukuki prensipleri yoktur. Anayasa çalışmıyor, iktidarın ilan ettiği siyasi ve hukuki prensipler sadece olarak sahtekarlıktır.
F. A- Gazetecilerin açlık eylemine resmi olarak münasebet bildirildi. Sizce hükümet meseleye soğukkanlı mı yanaştı, yahut baş verenlerden rahatsız olduğunu bildirmeye mi çalıştı.
G. Z- Eylem başladığı andan sonuna kadar devlet temsilcilerinden mantıklı bir söz duyamadık. Hükümetin sözcüsü Ali Hasanov’du ve bu tür açıklamaları halka o veriyordu. Ama ben biliyordum ki, bu meseleyi iktidar müzakere ediyor. Dünya komuoyu ve insan hakları teşkilatları da, Azerbaycan’da gazetecilerin açlık eylemini faal şekilde izlediler. Ola bilmez ki, bütün bunlar Azerbaycan iktidarında her hangi bir fikri oluşturmasın. Ali Hasanov’un hiddeti yalnız uluslararası duyarlılığa karşı tepki değil, iktidar içerisindeki gruplaşmaların çeşitli menfaatlerinden doğan bir kızgınlıktı. Azerbaycan iktidarında olaylara yanaşma bakımından biri birinden farklı çok keskin idoloji gruplaşmalar var. İktidarda ülkeyi Avrupa’ya hızla entegre etmek isteyen kesimler var. Sadece olarak aşırı gerici ve az gerici olan gruplar var. Halihazırda mecliste daha çok liberal değerlere her hangi bir seviyede yer vermenin mümkünlüğünü düşünen büyük bir çoğunluk var. Ama Ali Hasanov Azerbaycan devletinin içerisinde olan en tehlikeli gruplaşmanın temsilcisi olan tiplerdendir. Ona göre de bu müzakere ve tartışmalar yalnızca yerli ve yabancı kamuoyu seviyesinde değil, aynı zamanda, iktidarın da içerisinde olur. Basına karşı güçlenen son baskıların ne kadar doğru olmadığını araştırıyorlar. Ali Hasanov’un hiddeti de bu farkli yanaşmanın neticesi idi.
F. A- Emlak Komitesi binada yerleşen Basın kuruluşlarının yerleşmesi için çeşitli yerler teklif etti. “Azadlıg”a teklif edilen varyantı nasıl değerlendirirsiniz? G. Z- Bunlar alternatif degildi. Sadece bizi nasıl sokağa atma fikri idi. "Turan" haber merkezinin mevkii belli idi. Mehman Aliyev bildirdi ki, "Turan"ın emektaşları sokakta kalsa bile, onların teklif ettiği binaya yerleşmez. Aynı zamanda, ben emindim ki, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi de buna itiraz edecektir. "Azadlıg" gazetesinin mevkii ise daha sert ve radikal idi. Bu binanın özelleştirilmesinde ısrarlıyız ve buna kanuni hakkımız vardır. Bu düşüncelerimizi bildikleri için bize bu tür aşağılayıcı alternatif variant teklif ettiler, kabul etmeyecegimizi biliyorlardı.
F. A- Ganimet bey iktidarın son anda “Azadlıg”ın binasını boşaltmak için zor kullanacağını düşünüyor muydunuz? 2003 yılında “ Yeni Musavat” gazetesinin çalışanları da kendi binalarından aynen bu şekilde çıkarılmıştı.
G. Z- "Yeni Müsavat" gazetesinin ve Müsavat Partisinin binadan çıkarılması Azerbaycan iktidarının çok büyük ihaneti idi. Eylül 2003 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra halkın içerisinde şok yaşanmıştı. Hatta, ben şöyle düşünüyorum ki, seçimlerden sonra gasp aylığı ilan olunmuştu. Saha müvekkillerinden tutun, İçişleri Bakanlığının yüksek vazifeli albaylarına bütün inzibati kurumların memurlarına kadar her kese "yeşıl ışık" yakılmıştı. Ve kimin, kimle edaveti varsa kısas ala bilirdi. Tabii ki, böyle bir makamda "Yeni Müsavat" gazetesi halkı seferber edip açlık eylemi gerçekleştire bilmezdi. Şimdi ise durum bir kadar farklıdır. Bütün dünya Azerbaycan’da 2008 yılında seçimler olacağını ve seçim arefesine kadar da hazırlık merhaleleri geçirileceğini biliyor.
Halk da artık bunun bilincindedir. Açlık eylemine destek veren insanlardan açık görülüyor ki, Azerbaycan’da baş veren süreçler artık her kesi ilgilendiriyor. Sorun yalnızca bina meselesi de degildi. "Azadlıg"ı mahvetmek kanunsuz mahkeme kararları ile "Azadlıg" gazetesini çökertmek planı bu gün de iktidarın en önde gelen planlarından biridir. Bu tehlike bina ile bağlı yaranmış tehlikeden daha ciddidir. Sahte mahkemeler yolu ile iktidarın "Azadlıg" gazetesine karşı hazırladığı hücum gazeteyi çökertmek ve bu senaryonu hayata geçirmekten başka bir şey degildi.
F. A- Son yıllar Özgür Basın kuruluşlarına karşı siyasette ilginç bir hal gözlenmektedir. Basının kabarttığı bir sorunu unutturmak için onu çözmek yerine daha zorlaştırıyorlar. Örneğin “Azadlıg” gazetesi Sakit Zahidov’un serbest bırakılması için mücadele ediyordu. Lakin bina sorunundan sonra bu mesele ister istemez arka plana geçti...
G. Z- Doğrudur, iktidarın böyle planları oluyor. Ama basının hiç bir sorunu unutulmuyor. Mesela; Mirza Sakitin meselesi yerli ve yabancı kamuoyu tarafindan dikkat merkezindedir. Bina sorununu yalnızca "Azadlıg" değil, binada yerleşen bütün kuruluşlar kaldırdı. Mesela; “Bizim Yol” gazetesinin sahibi Bahaddin Haziyev’in dövülmesi vs. benzer sorunlar unutulmadı, gündemde tutuluyor ve onların çözüm yolları müzakere ediliyor. İktidar yeni sorunlar yaratıp öncekileri unutturmak tecrübesinde çok ciddi yanlışlara yol veriyor. Böyle agresif düşüncede, olan bir iktidar yaptığı kanunsuzluklarla hiç bir şey elde edemez ve halkı yanıltamaz. Aksine, bütün bunlar Azerbaycan’da demokratiyanın imitasiyasının mevcut olduğu, hakimiyetin diktatör karakterli siyasi kurs yürüttüğü ispatlanıyor.
F. A- Ganimet bey nasıl düşünüyorsunuz bina sorununu yaratmakla amaç “Azadlığ”ı susturmak mı, yoksa cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi aynı binada yerleşen siyasi güç merkezini dağıtmak mı?
G. Z- İktidarın vurulmasını planladığı kuşların sayısı daha fazladır. "Azadlığ"ın binası sadece “Azadlığın” değil, aynı zamanda, ülkedeki bütün yükselen gazeteciliğin müzakere ve toplantı yeridir. Siyasi itirazların ve muhalif gazetecilerin görüşdüğü mekandır. Bu binada ülkede yegane bağımsız haber merkezi olan "Turan" yerleşir. Ülkenin bütün itiraz taşıyıcıları olan sivil toplum bu binada toplanır. Burada onların görüşmek ve birleşmek imkanları vardır. Binanın gölgesinden korkanlar binanın bütünlüğünü de dagıtmak istiyorlar. Çünkü bu binada Milli mücadele önderimiz merhum Ebülfeyz Elçibeyin idealleri yaşıyor. İktidar seçimlere kadar hem alternatif haber üretimini, hem de muhalif siyasi merkezi bu binadan kenarlaştırarak zararsızlaştırmak istiyor.
F. A- “Azadlig”gazetesinin mahkemeye verilmesi ve gazetenin cezalandırılması ile bağlı ne söyleye bilirsiniz?
G. Z-“Azdlıg” gazetesi toplam 300.000 bin dolar cezalandırıldı. Ve bu cezalar bizi mecbur etti ki, gazetenin tirajını aşağı düşürek. Aslında bu cezaların hepisi de iktidarın azmettiriciliği ile ile verilen mahkeme kararlarıyla temin ediliyor.
F. A- Son durumla ilgili ne söyleyeceksiniz?
G. Z. Son durumla bağlı şunu söyleye bilirim “Azadlığ” gazetesi olarak Azerbaycan Neşriyatında yerleşmeyi düşünüyoruz. Burası da başka bir gazetenin mekanıydı.Verilen yer Azadlıg gazetesinin imkanlarını karşılamıyor ve hadsiz derecede şaraitsizdir. Nitekim binanı zorla boşalttıkları zaman, teknik vasıtalarımızın yüzde 80’i arızalandı ve kullanılmaz hale geldi. Banka hesaplarımıza el konulduğu için gazetecilere telif halklarını veremiyoruz. Yaratılan bütün bu sorunların başlıca sebebi odur ki, iktidarın asıl amacı hiç de bina derdi değil, maksat “AZADLIĞ’ın neşrini durdurmaktır.
|
Bu haber 4903 defa okundu.
|
Ufuk Ötesi : 2007 / 01
|
|
|