|
|
|
Borat: Kazakistan’ın Yükselişine Amerikan Sineması’nın Tepkisi
|
Baş rolde İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen’in oynadığı film "Borat: Amerika’nın Kazakistan’ın Muhteşem Milletine Yarar Sağlayacak Kültürel Bilgileri" gibi ilgi çekici bir isim taşıyor. |
Kazakistan’ın, son yıllarda yaptığı ekonomik gelişmeyle bütün dünyada dikkatleri üzerinde topladığı bir gerçek. ABD’de 3 Kasım’da vizyona girmesi beklenen bir film, Amerikalılar ve İngilizler’in Kazakistan’daki gelişmelerle, diğer ülkelere göre, daha çok ilgili olduklarını ortaya koyuyor. Filmin içeriğinden dünyanın siyasi ve ekonomik açıdan en güçlü bu iki devletin halklarının Kazakistan’ın yükselişinden hayranlıkla karışık bir rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır.
Baş rolde İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen’in oynadığı film "Borat: Amerika’nın Kazakistan’ın Muhteşem Milletine Yarar Sağlayacak Kültürel Bilgileri" gibi ilgi çekici bir isim taşıyor. Filmde Cohen, Kazakistan’ın devlet televizyonu için çalışan tanınmış gazetecisi Borat Sagdiyev’i canlandırıyor. Onun bir televizyon belgeseli için ABD’ye geldikten sonra başına gelenler kaba, aşağılayıcı ve hatta çok seviyesiz bir biçimde beyaz perdeye getiriliyor.
Sarhoş, kadın düşkünü, ırkçı ve anti-semitist bir tip olarak tasvir edilen Borat Sagdiyev adındaki Kazak Türkü gazetecinin kültürsüz, kaba ve rezilce hareketlerinin Amerikan toplumunda komiklik olarak görülüp beğenilmesi de çok şaşırtıcı. Yahudi asıllı İngiliz komedyen Cohen, bu tiplemesini ilk olarak bir televizyon için devamlı hazırladığı "Da Ali G Show" isimli komedi programında yaratmış. Seyirciler tarafından beğenilmesinden sonra da, bir yıldan fazla bir zamandır bu tipini devam ettirmiş ve son olarak bunu bir filme dönüştürmüş bulunmaktadır. Hatta bu iş daha ileriye götürülerek Cohen MTV Avrupa Müzik Ödüllerinin Kasım 2005’teki törenine Borat tiplemesiyle katılarak Kazak Türklerini aşağılayan komedyenlik hünerlerini (!) sergilemiş. Demek ki, bu tipleme sadece halkın değil, Amerika ve Avrupa’nın ünlü organizatörlerinin de beğenisi kazanmış bulunmaktadır. Elbette bu durum Kazak Hükümeti’nin tepkisini çekti ve Borat tipine MTV Ödül töreninde yer verilmesine Kazak Türklerinin rahatsızlığı dile getirilerek protesto edildi. Ancak, bu durum Borat Sagdiyev tiplemesini sunan Cohen’in şöhretini arttırmaktan başka bir işe yaramadı.
Cohen’in filminin reklam kampanyasını yürütenlerin işlerinde çok usta olduğu anlaşılmaktadır. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 27-29 Eylül 2006 tarihlerinde ABD’ye yapacağı gezi öncesinde, basında Nazarbayev’in ABD Devlet Başkanı Bush ile görüşmesinde, Borat filmini şikayet edeceği konusunda temelsiz bir haberin basında yer almasını sağladılar. Ancak, bu haber Kazakistan Dışişleri Bakanlığı tarafından hemen yalanlandı. Yine de, Kazakistan Hükümeti, Borat komedisi ve filminin Amerikan toplumunda Kazaklar Türkleri konusunda yanlış anlamalara meydan vermesini önlemek için, gezi öncesinde, New York Times ve International Herald Tribune gazetelerine 4’er tam sayfa reklam vermekten de geri kalmadı. Reklamda, Kazak Türklerinin köklü kültür ve tarihi olan bir halk olduğu anlatılmaya çalışıldı.
Reklamcılar interneti de yoğun bir biçimde kullanmaktadırlar. Borat filmi konusunda bir çok internet sayfaları tasarlandığı gibi, internetin ortak ansiklopedisi Wikipedia’da bunun için özel bir madde yazılması da ihmal edilmemiş. İş küstahlığa da vardırılarak Borat tiplemesinin mucidi ve oyuncusu Cohen Nazarbayev’in Bush ile görüşmeye geleceği saatlerde Beyaz Saray’a gelerek Bush’a filmin galası için bir davetiye vermek istedi. Cohen, Beyaz Saray’ın emniyet güçleri tarafından yaka paça kovulmakla birlikte, reklâmcılar amaçlarına ulaştılar. Bu olay, basına konu olarak birçok yerde haber olarak yer aldı. Böylece 3 Kasım’da gösterime giren film için bedava tarafından etkili bir reklam daha yapılmış oldu.
Hangi halkı temsil ederse etsin, Borat tiplemesi kültürlü ve gelişmiş toplumlarda kabul görecek nitelikte bir tipleme değildir. Mesela Borat sahneye çıktığında, -burada bunları yazmak bile seviyesizlik, ancak filmin seviyesizliğini göstermek için başka çaremiz yok-, aile bireylerini tanıtırken kızkardeşi Natalya’nın Kazakistan’ın 4 numaralı rospusu olmasıyla övünmektedir. Borat, Amerikan caddelerinde dolaşırken kadın kızlara sarkıntılık etmekte ve bir gecelik fiyatlarının ne olduğunu sormaktadır. Plajlarda anadan doğma çıplak sayılabilecek şekilde mayomsu bir şeyle dolaşmaktadır. Filmin internetteki fragmanlarında da Borat’ın tuvalet klozetindeki suyla yüzünü yıkadığı görülmektedir. Kısacası Cohen’in Borat komedisinde bayağılıktan başka hiçbir estetik mizahi sahne yer almamaktadır. Buna rağmen, bu komedinin Amerikalılar ve genelde Batı halkları tarafından kabul görmesinin sebeplerinin mantıklı bir izahını yapmak zordur.
Belki de biraz zorlamayla bunun sebebini şöyle izah etmek mümkündür. Zengin yer altı ve yer üstü kaynakları ve yüksek oranda eğitimli halkıyla Kazakistan Batı’nın her ülkesinde ve en üst katmanlarına kadar başarıyla temsil edilmektedir. Eğlence yerlerinden borsa ve finans merkezlerine kadar Kazak işadamlarını her yerde görmek mümkündür. Diğer yandan Kazakistan’da ABD ve Batı’nın en ünlü şirketleri bir iş koparabilmek için Kazak bürokratlarının kapılarında saatlerce ve belki de günlerce beklemek zorunda kalmaktadır. Tüm bunlar kendilerini dünyanın efendileri olarak görenleri rahatsız etse gerektir. Bir zamanlar göçebe ve çoban olan Kazakistan bozkırlarında dünyadan ve modernlikten bihaber yaşayan ve hatta asırlarca Rusların sömürgesi olan bir halkın günümüzde en gelişmiş ülkelerin önde gelen insanlarıyla aynı masada oturması, elbette bazıları için yadırganası bir gelişmedir.
Batı toplumu dünyanın tüm zenginlikleri ve güçlerini son birkaç asırdır elinde tutmaya alışmış görünmektedir. Bu yüzden, diğer halklar ve toplumlar kendilerine hizmet etmelidir mantık ve üstünlük duygusu onlarda iyice yerleşmiş olmalıdır. Onların bu mantığıyla yola çıkarsak, Kazaklar, Kızılderililer gibi birkaç şişe içkiyle mest olup topraklarını ve yer altı zenginliklerini onların kontrolüne vermeli ve kendileri de tarih sahnesinden kaybolup gitmeliydiler. Veyahut zengin petrol yataklarının işletilmesini onlara bırakan ve hiçbir şey üretmeyip mamul ürünlerin hepsini Batılılardan satın alarak petrol gelirlerini tekrar onlara geri veren ve sadece eğlence ile meşgul olan bazı Arap ülkelerinin yöneticileri gibi davranmalıydılar. Ama öyle olmadı. Kazaklar, iyi yetişmiş insan potansiyeliyle, merkezi komünist ekonomiyi terk ederek serbest rekabete dayalı kapitalist ekonominin kurallarını çabuk öğrendiler. Böylece, Batılı kapitalistler Kazakistan topraklarındaki büyük zenginliklerden kapmak istedikleri aslan paylarını almakta zorlandılar.
Cohen’in Borat filmi sadece Kazakları hedef almamaktadır. Bazı yorumcular filmin Orta Asya’nın diğer ülkeleri olan Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan halklarının da hicvedildiği konusunda görüş bildiriyorlar. Bu yorumu daha ileriye götürerek, bu tiplemenin tüm Türk Dünyasını hedeflediğini söylersek, abartmış olmayız. Çünkü bazı Amerikalı eleştirmenler, Borat tiplemesinin ilhamının aslında bir Kazak değil, bir Türk olduğunu iddia ediyorlar. Bunlardan biri ve "Entertainment Weekly" gazetesinin yazarı Scott Brown, Borat tipinin kaynağının internet sayfasıyla tüm dünyada meşhur olan Mahir (www.istanbul.tc/mahir/mahir/) olduğunu söylemektedir. Bu durum ve bu iddianın açık bir şekilde dillendirilmesi, Türklerin de Borat’tan pek farkının olmadığının imasından başka bir şey değildir.
Demek ki, Batı toplumlarında sadece Kazakistan değil, tüm Türk Dünyası’ndaki uyanış ve kalkınmaya karşı gizli bir kıskançlık ve tepki mevcuttur. Şuur altındaki bu olgulardan dolayı, Batılı seyirciler Cohen’in zengin, kültürsüz, kadın düşkünü ve medeniyetsiz Borat tiplemesini görerek rahatlıyor olmalıdırlar.
Aslında, Cohen’in Borat tiplemesi küreselleşme devrinde medeniyetler çatışmasının daha şimdiden sinema sahnelerinde başladığının işaretlerini veriyor. Günümüzde, artık devletler arası çatışmalar yerini ekonomik menfaatler adına birlikteliklere bırakmış görünüyor. Daha dün düşman kamplarda yer aldıkları Rusya ve Çin ile ABD ve Avrupa devletleri dostluk anlaşmaları imzalayarak şirketleri buralarda fabrikalar kurarak büyük karlar sağlıyorlar.
Yine buna benzer durumu Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler için de söyleyebiliriz. Türkiye ve ABD Hükümetleri arasında Irak konusundaki işbirliğini ne Türk halkı ve ne de diğer Müslüman halklar içine sindirdi. Onlar, ABD askerlerinin Irak’ta masum halka ve hapishanelerde tutuklulara yaptığı zulüm ve işkencelerden vicdanen çok rahatsız oldular. Bu durum, "Kurtlar Vadisi Irak" filminin ortaya çıkmasına ve gişe rekorları kırmasına sebep oldu. Hatta bundan rahatsızlık duyan ABD Genelkurmayı film için bazı yasaklar getirdi.
Ancak, burada Borat filmi ve Kurtlar Vadisi Irak filmlerinin sonuçta büyük kârlar sağlaması, ilgi toplaması ve devletlerin reyaksiyonuna maruz kalması gibi ortak yönleri olmasına rağmen, muhteva açısından birbirinden çok farklı olduklarını söylemeliyiz. Kurtlar Vadisi Irak filmi tamamen gerçek nesnelerden ve hatta bunların biraz daha yumuşatılarak kurgulandığı, ancak Borat tiplemesinin tamamen gerçek dışı olgulara temellendiğidir. Niçin? Çünkü, Batı filmcileri Türk toplumlarında filme konu yapabilecekleri, herhangi millet ve devlete karşı işlenmiş zulüm, baskı ve vahşi sömürü olgularını bulamazlar. Böyle tarihsel utanç duyulacak olaylar Türk toplumlarında yoktur. O zaman, Batılı filmcilerin, kendi toplumlarına sunup para kazanmak için suni konular yaratmaktan başka şansları kalmamaktadır. Nitekim, Borat filminin tanıtımında bunun bir "dokümanter" değil "mokümanter" film olduğu açıkça belirtiliyor. Sözlüklere baktığımızda mokümanterin "mock documentary" sözlerinden "mockumentary" olarak türetildiğini ve sahte belgesel anlamına geldiğini okuyoruz.
Küreselleşme sürecinde kültürel çatışmaların film sektörü için yeni bir kazanç kapısını oluşturduğu bir gerçektir. İşte bunun size en güzel örneği: Kurtlar Vadisi Irak. Film, sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında bir çok ülkede yapımcılarına büyük kazançlar sağladı. Aslında gelişmiş Amerikan sineması uluslar arası alandaki gerginlik ve çarpıklıkları beyazperdeye konu yaparak yıllardır büyük kârlar elde etmekteydi. Belki dünyada ilk defa bir Türk film yapımcıları adı geçen filmle bu sektörden paylarını almış oldular. Cohen’in Borat filmi de, dünyada Kazakların ve diğer Türk halklarının yükselişinden duyulan rahatsızlığı büyük kârlara dönüştürme projesinden başka bir şey değildir.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz, Kurtlar Vadisi Irak Müslüman ülkelerde büyük ilgi görüp onların süper güç ABD karşısındaki çaresizliklerini nasıl bir lahza olsun unutturuyorsa, Borat tiplemesi de zenginleşen, kalkınan ve hatta bağımsız bir devlet olarak dünyanın her tarafında boy gösteren Kazakistan ve diğer Türk Devletleri’nden şuuraltında rahatsızlık duyan her toplumun sahte bayağılıklara gülerek tatmin olmalarına hizmet etmektedir.
Doç. Dr. Abdulvahap KARA
|
Bu haber 5936 defa okundu.
|
Ufuk Ötesi : 2006 / 12
|
|
|