Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Rejimin ayırdığı aile


Azeybaycan’da yaşayan Raisa Mürşüdova ailesini arıyor: İçinde bulunduğumuz 2006’nın Temmuz ayında Bakü Kültür ve Tanıtma Müşavirliğimize annesi aslen Erzurumlu olan Raisa Mürşüdova geldi.

Aşağıda onun acıklı hikayesini bulacaksınız: “Anam Kara Zühre Esed ve Haver’den 1902 veya 1906’da Erzurum’da olmuştur. Tövsiye camisinin yanında Seyid veya Zeydefendi [Veyisefendi?] mahallesinde yaşıyorlardı. Kara Zühre’nın Reşid ve Ebubekir adında iki kardeşi; Hanım ve Gülhanım adında da iki bacısı vardı. Gülhanım üvey bacısı idi. Kara Zühre üç yaşında iken annesi Haver ölünce, babası Nigâr hanımla evlenmiş ve Gülhanım bu ikinci evlilikten olmuştu. Bu arada çocuklara Selmi Teyze adlı birisi de bakmıştı. Onun da Zühre adında bir kızı vardı. Esed ticaretle meşguldü ve başka ülkelerden mal getirip satardı. Esed’in Hacı Ağa ve Hacı Arif adlı iki kardeşi Beyseferler mahallesinde oturuyordu. Esed’in babasının adı Muhammed idi. Esed’in ayrıca Şemsi ve Nigâr adlı iki bacısı vardı. Haver hanımın babasının adı da Yusuf idi. Zühre hanımın kardeşlerinden biri askerdi ve omuzundan yaralanmıştı. Zühre’nin bacısı Hanım da Şevki adlı bir askerle evlenmişti. Şevki karısını Sivas’a götürmüştü. Zühre 1986’da ölümünden bir yıl evvel bunları bana anlattı. Ben onu buna mecbur etmiştim. Artık yetmiş yıldan çok geçti, o yerlerin ve o adamların adları aklımdan çıktı demesine rağmen tam on beş günü aşan bir zaman hiç bir yere ayrılmadan kelime kelime acı ve kederli hayatını yazdım. 1916-18 yıllarını hatırlıyordu. Erzurum şehrinde şiddetli çarpışmaların cereyan ettiği bir anda herkes bir yana kaçarken o da akrabalarından ayrı düşmüş. O zaman başka milletten olan bir adamla karısı bu küçük kızı ateşin-alevin içinden alarak Kafkasya’ya getirmişlerdi. Yol boyunca onu görmesinler diye halıların arasına saklamışlardı. Zühre hanımı önce Tiflis’te, sonra Bakü’de yetimhaneye vermişlerdi. Zühre hanım 1922’de yetimhaneden çıkmış ve Ali Şıhıyev adlı bir savcıyla evlenmiş. Dört çocuğu olmuş. 1932 yılında Sovyet hükümeti vatanlarından kaçkın düşenlerin vatanlarına dönebileceklerini bildirmişti. Zühre hanımı KGB’ye çağırıp Türkiye’ye gitmesini teklif etmişler. Zühre hanım dört çocuğunun da kendisiyle gelmesine müsaade etmelerini istemiş. Hükümet yetkilileri çocukların Sovyet çocukları olduklarını, onları götüremeyeceğini, sadece kendisinin gidebileceğini söylemişler. Bunun üzerine Zühre hanım çocuklarını atıp tek başına gidemeyeceğini söylemiş ve Sovyet vatandaşlığını kabul ederek Azerbaycan’da kalmış. Ancak Zühre hanım ömür boyu vatan hasreti çekmiş, çocuklarından saklayarak gizli gizli ağlamıştır. Korkusundan öz çocuklarından da hayat hikâyesini gizlemiştir. Erzurum’da doğan ve ‘kaçakaç’ta Kafkasya’ya gelip çıkan Zühre hanım, 18 mayıs 1987’de Azerbaycan’da hayata gözlerini kapamıştır.” Hikâyedeki yer ve şahıs adlarının doğru olup olmadığını denetleme imkânımız olmadı. Uzun yıllar ardından bazı hafıza yanılmaları olması tabiidir. Ama Erzurumlular onları düzgün şekilde anlayabilirler, ümidindeyiz. Bize bu hikâyeyi yazılı olarak getiren Zühre hanımın kızı Raisa hanım annesinin öyküsünü anlatırken göz yaşlarına boğuldu. Raisa adına bakarak onu Hıristiyan sanmayın. Sovyet devrinde birçok aile çocuklarına böyle milliyetini örten isimler koymak mecburiyetinde kalmıştı. Halbuki onlar Müslümandılar. Anasının çok istemesine rağmen, doğduğu yerleri ve akrabalarını göremeden bu dünyadan ayrılması ona çok tesir etmişti. Raisa hanım bugün ikisi evli üç kızıyla Bakü’de yaşamaktadır. Bizden Türkiye’deki akrabalarını bulmasına yardımcı olmamızı rica etti. Bu acılı ihtiyar kadına bir yardımda bulunabilmek için bu hikâyeyi Türkiye kamu oyuna ulaştırmak istedik. Eğer hikâyede sözü geçen kimseleri tanıyan ve onun akrabası olan birisi varsa elekturonik posta adresimize veya aşağıdaki telefonlarımıza müracaat edebilirler. Türkiye Cumhuriyeti Bakü Kültür ve Tanıtma Müşavirliği, Azadlık Pros. 3/28 Bakü, Azerbaycan. Tel. (00 99 412) 498 19 96. fgedikli@azeronline.com


Bu haber 3539 defa okundu.

Ufuk Ötesi  : 2006 / 11

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002