|
|
|
Hukukçu gözüyle “iptal kararı”
|
Türkiye’de kuvvetler ayrılığı vardır: Yasama, yürütme ve yargı. Yasamaya yürütme devamlı olarak karışmakta idi ancak ilk defa yargıya bu şekilde müdahale edildiğini gördük ve telaşa kapıldık.
|
Ermenileri son zamanlarda baş kaldırmaya ve Türk milletine hakarete cesaretlendiren olaylarla karşı karşıyayız. Hükümetin çok değer verdiği bir gazeteci gazetesinde “Türkten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak Temiz Kan Ermeninin Ermenistanda kuracağı asil damarlarında mevcuttur” diyebilme cesaretini göstermiştir.
Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerinin beraberce düzenlemek istediği Ermeni konferansını bundan iki ay önce sayın Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türk milletini ve devletini arkadan hançerlemektir, diye iptal ettirmiştir.
Dış güçlerin baskısı ile bu iki üniversite bir yerlerden garanti aldıkları için yeniden toplantının yapılacağı kamuoyunda duyurulunca Türk Hukukçular Birliği Derneği bu toplantının iptali için idare mahkemesine başvurmuş ve toplantı oy çokluğu ile tedbir konarak durdurulmuştur. Dava devam etmektedir. Tedbir kararı APS olarak ilgili mahkeme tarafından üniversitelere tebliğ edilmiştir. Türk Hukukçular Birliği Derneğinin değerli yöneticisi Av. Kemal Kerinçsiz mahkemenin kararını ayrıca noter aracılığıyla tebliğ ettirmiştir. Gazetelerde bu konu çok yanlış anlatılmış ve Hürriyet gazetesi adalete de hareket ederek AVUKAT BASKINI diye manşet atmıştır. Önce hukuki prosedürü bilelim, ondan sonra konuşalım.
Türkiye’de kuvvetler ayrılığı vardır: Yasama, yürütme ve yargı. Yasamaya yürütme devamlı olarak karışmakta idi ancak ilk defa yargıya bu şekilde müdahale edildiğini gördük ve telaşa kapıldık.
Sayın başbakan idare mahkemesinin hakimlerini eleştirirken aleyhte oy kullanan hakimin ismini vererek Fetih Bey düşünceye saygılı hakimdir; deyip diğer iki hakimi yani mahkemenin başkanı ve üyesini düşünceye saygısızlıkla suçladı.
“Adalet mülkün temelidir” ilkesi ilk defa bu kadar ihlâl edilmiş oldu. Mahkeme yanlış veya doğru bir karar vermiştir. Bunun kanun yolları vardır. Bir üst mahkemede buna itiraz edilebilir. Başbakana bu kararı eleştirme hakkı tanınmamıştır. Hakimler üzerinde baskı var ve görülmekte olan davanın seyrini değiştirme suçu çok açıkça işlenmiştir.
Bundan daha acısı sayın adalet bakanı önce kendisinin “Türk milleti arkadan hançerleniyor” diye iptal ettiği toplantıyı sonradan yol göstererek Bilgi Üniversitesi’nde yaptırması ve “gerekirse açılış konuşmasını da ben yaparım” demesi çok düşündürücüdür. Acaba sayın bakanda ne gibi bir değişiklik olmuştur?.. Azledilmekle mi tehdit edilmiştir?.. Sayın bakan “Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılamaz ama Bilgi Üniversitesinde yapılmasında bir sakınca yoktur” derken yapılacak toplantının Türkiye’nin neresinde olursa olsun tedbir konulduğunu, bu tedbirin kaldırılmadan hiçbir yerde yapılamayacağını bilmelidir. Mahkeme Boğaziçi binasının kalabalıktan yıkılacağı endişesiyle toplantıyı iptal etmemiştir. Bir ülkede küçük insanların gölgesi büyümeye başlıyorsa o ülkede güneş batıyor demektir.
|
Bu haber defa okundu.
|
Zeki Hacı ibrahimoğlu : 2005 / 10
|
|
|