|
|
|
“Tesisatınızı yetkili elektrikçilere yaptırın”
|
İSTANBUL Elektrik Teknisyenleri Odası (ETO) Başkanı Osman Yeşilyurt ile üyelerinin sorunlarını, bugüne kadar gerçekleştirdikleri projeleri, yapmak istediklerini ve yaklaşan Olağan Kongre’yi konuştuk. |
Röportaj: Yücel Velioğlu
ETO Başkanı Osman Yeşilyurt, göreve geldikleri günden bu güne kadar üyelerinin ve vatandaşların menfaatini düşündüklerini ve hizmet için geldiklerini belirterek; “Oda’ların bir misyonu ve vizyonu olduğunu, halka karşı bir sorumluluğunun olduğunu, yalnız üyelerinin değil vatandaşında haklarını koruması gerektiğine inandık.” dedi.
— Göreve başladığınız günden bugüne 3 yıl geçti. Daha önce böyle bir görevde bulunmadınız. Bir mesleki kuruluşun başında olmak zor mu?
Mesleki bir kuruluşun başında olmak gerçekten çok zor. Daha önce böyle bir görevde bulunmamamıza rağmen biz göreve geldikten sonra, 3 yıl gibi kısa bir sürede bir Oda’nın yapması gereken tüm faaliyetleri yerine getirdik. Tabi bunda geçmişten gelen mesleki tecrübelerimizi kullandık. Mesleğin sorunlarını çok iyi bildiğimiz için yapmamız gerekenleri de tereddütsüz uyguladık. Türkiye’de sivil toplum örgütleri görevlerini ne kadar yerine getiriyor. Bu da çok önemliydi. Yönetime geldiğimizde sivil toplum örgütlerinin birçoğu siyasi faaliyet yapmakta yine birçoğu da sadece üyelerinin haklarını korumakla uğraşmaktaydı. Biz bu anlayışı değiştirdik. Oda’ların bir misyonu ve vizyonu olduğunu, halka karşı bir sorumluluğunun olduğunu, yalnız üyelerinin değil vatandaşında haklarını koruması gerektiğine inandık. Hiçbir zaman siyasete bulaşmadık.
— Bir göreve talip olarak bir sorumluluk alıyorsunuz. Bu sorumluluğu alırken neleri değiştirmek istediniz?
İlk önce toplumun Oda’lara bakış açılarını değiştirmeyi düşündük. Bildiğimiz gibi bu Oda’lar toplumda pekiyi bir intiba uyandırmamıştır. Biz Oda’yı yalnız evrak alınıp verilen bir yerden çıkarmak için ve Türkiye’deki şu andaki en büyük sıkıntılardan bir tanesi de teknik eğitim görmüş insanların önemine hiç önem verilmiyordu biz bunu yerleştirmek için uğraş verdik. Bugün gelişmiş ülkeleri incelediğimizde, gelişmişliklerini teknik eğitime borçlular. Alman Oda Başkanıyla görüştüğümde; Alman malının kaliteli olarak görülmesinin en büyük sebebinin teknik eğitim olduğunu söylemişti. Ancak ülkemizde mesleki eğitime hiçbir önem verilmemiştir.
— Bir Oda olarak ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Bizim gibi Oda’lar yarı resmi bir kurum olarak bulunurlar; ancak kurumsallaştırılmayan Oda’lar. Bazı konularda ne yazık ki elimiz kolumuz bağlı durumda. Bir şeyler yapmak istiyorsunuz; ama o yapmak istediklerinizi uygulama şansınız yok. Yine bizim en büyük eksiğimiz mesleki teknik eğitim alan bir kişinin sorununu bir bakanlıkla konuşamıyorsunuz. En az üç bakanlıkla görüşmek zorundayız. Diğer sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alınarak hareket ediliyor. Ekonomik olarak baktığımızda üye aidatı dışında hiçbir gelirimiz yok. Ülkemizde hepimizin bildiği gibi bir çarpık kentleşme sorunu var. İstanbul’da çok büyük bir sorun. İmar Kanunu’nun maddelerine baktığımızda iskân alınmayan bir yapıya elektrik, su ve belediye hizmetleri verilemez denmesine rağmen; İGDAŞ olsun, İSKİ olsun hiçbir belge aramadan altyapı hizmetleri götürürken; elektriğe gelindiğinde iskân istenmektedir. Bununla ilgili müracaatlarımızı bakanlık düzeyinde yaptığımızda bize cevap olarak: çarpık kentleşmeyi önlemek için iskân arayacaksınız denmektedir. Tabi kanunlar bizler için çok yetersiz.
— Gerçekleştirdiğiniz projelerden biraz bahseder misiniz?
Bizim göreve geldiğimizde ETO diye bir odanın esamesi okunmuyordu. Vatandaşın bilmesini bırakın sektör dahi bilmiyordu. Ancak yeni yeni duyuldu. YÖK nasıl meslek liselerini tanımıyorsa, resmi kurumların hiçbiri ETO’yu tanımıyordu. Biz ilk önce üzerimize düşen vazifeleri yaptık. Üyelerimizin her türlü eğitimlerine katkıda bulunduk. Üyelerimizin kendilerini daha iyi yetiştirmeleri için ilk defa mesleki fuarlara katıldık. Fuarlara Oda olarak da katılarak üyelerimizin kendilerini teknolojik olarak geliştirmelerini sağlamaktayız. Dergi çıkardık. Sektörde bizden başka dergi çıkaran şu anda hemen hemen yok. Olsa bile çok az sayıda çıkardılar ve kapatmak zorunda kaldılar. Bu kadar zor olmasına rağmen biz bu dergiyi 13. sayıya kadar çıkardık ve şu anda 14. sayı hazırlanıyor. Üniversitelerde dergimiz kaynak dergi olarak ikinci sırada gösteriliyor. Burada da üniversitelerdeki hocalarımızdan destek gördük. Ayrıca, göreve geldiğimizde Afyon depremi yaşandı. Bu depremde yaklaşık 300 aileye gıda yardımı yaptık. Geçen yıl üyelerimizin teknik bilgilerini kendi imkânlarımızla yenilemek için odamızın üst katını satın alarak eğitim salonu haline getirdik. Bu eğitim salonunda 2006’dan itibaren her türlü eğitim çalışmalarını yapabilecek düzeydeyiz. Yangın Haftası’nda İstanbul İtfaiye’siyle beraber elektrikle ilgili seminerler düzenledik. Vatandaşın elektrik tesisatlarını yetkili elektrikçilere yaptırması için belediye otobüslerine afişler koyduk. BEDAŞ ve AYEDAŞ’la hemen hemen ayda bir toplantı yaparak hem vatandaşın hem de üyelerimizin sorunlarını tartıştık. Kaçak elektrikle ilgili mücadele etmek için her zaman kurumların yanında yer aldık. Kaçak elektrik bağlayan bir tane üyemiz çıktı, onu da meslekten men ettik. Kaçak elektrik bağlayan elektrikçilerin tümünün bize bağlı olmayan korsan elektrikçiler olduğunu tespit ettirdik. Toplum yararına, ülke yararına bir sivil toplum örgütünün atması gereken bütün adımları attık. Her zamanda bunun bilinciyle hareket ettik. Kendi menfaatimizi bir tarafa bırakıp ülkemizin menfaatlerini ön planda tuttuk. Hiçbir zaman siyasete bulaşmadık. Hiçbir siyasi partinin arka bahçesi haline getirmedik. Ancak bu vatanı, bu milleti sevdiğimiz için ülkemiz menfaatine her şeyi hiç tereddüt etmeden yaptık.
— Bütün televizyonlarda elektrik teknisyenlerinin toplumdaki yeri ve önemini anlatan spotlar yayınlanıyor. Bu uygulamayı anlatabilir misiniz, nasıl doğdu ve gelişti?
Bir istatistik beni bu projeye itti. Daha önceki yıllarda 90 km süratle 100 km sürat arasındaki farkı gösteren bir spot izlemiştim. 90 km süratle giden araç daha önce durabilmekte iken 100 km süratle giden araç duramamakta ve kaza yapmakta idi. Vatandaş bunu görmeliydi. Çünkü vatandaş aydınlatılmadığı için, her önüne gelen elektrikçiye işini yaptırmaktaydı. Bunun böyle olmadığını, elektrik tesisatlarının yetkili kişiler tarafından yapılmasının önemini anlatmak için böyle bir bilinçlendirme sistemi seçtik. Çünkü yetkisiz kişilerin açmış olduğu iş yerlerine müdahale etme şansımız yoktu. Bugün çıkan yangınlara baktığımızda elektrik kontağı sebepli yangınlar ikinci sırada yer alıyor. Biz bunu engellemek için bu yolu seçtik.
— Televizyon spotları ile ilgili olarak resmi kurumlar size nasıl bir tavır sergiledi ve bu konuda ne tür tepkiler aldınız?
Bu konuda RTÜK’e ve TRT’ye çok teşekkür ediyoruz. İlk müracaatı yaptığımızda bize cevap olumlu geldi. Yalnız dediler kendilerinin hazırlayamayacağını, biz hazırlarsak yayınlayabileceklerini söylediler. Tabi bunları çekmek, hazırlamak çok büyük uğraş ve ekonomik güç gerektiriyor. Biz bu gücü hem kendi bünyemizde, hem federasyonumuz bünyesinde, hem de konfederasyonumuz bünyesinde gerçekleştirdik. Burada bize maddi olarak TESK (Türkiye Esnaf Sanatkârlar Konfederasyonu) Başkanı Derviş Günday destek verdi. Bir de bir üretici firma destek verdi. Geri kalanını da kendi imkânlarımızla gerçekleştirdik, vatandaşın bilinçlenmesini sağladık. Tabi bunun devamı gelecek.
— Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ETO olarak üyelerinizi ve yaptığı işleri sigorta kapsamına aldınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bizim üyelerimizin yapmış olduğu meslek en tehlikeli mesleklerden birisi. Gün geçmiyor ki bir üyemiz inşaatlarda yaralansın ve elektrik çarpsın. Bunlarla ilgili ferdi kaza sigortası yaptık. Üyelerimizin maddi kayıplarını en aza indirmeye çalıştık. 5 milyar gibi bir kaza sigortası yaptırdık. Bunu da üyelerimizden hiçbir ücret almadan yaptırdık. Bunu da ileriki yıllarda artırmayı amaçlıyoruz. Bunları da televizyonda gösteriyoruz. Elektrik tesisatlarını yetkili elektrikçilere yaptırırlarsa doğacak hasarların nasıl ödendiğini göstereceğiz. Şu an ferdi kaza sigortasında maddi kayba uğrayan vatandaşlarımıza ödemeler yapıldı. Bunun yerleşmesi tabii ki zaman alıyor. Çünkü sigorta sistemi Türkiye’de daha yeni bir uygulama. Vatandaşımız ve üyelerimiz henüz tamamen benimsemiş değil.
— Oda yönetiminin seçimleri yaklaştı. Yaklaşan Kongre konusunda neler söyleyeceksiniz?
Önümüzde bir kongre var. Allah izin verirse bu kongrede yönetim kurulu olarak yine tek vücut halinde adayız. Amacımız hizmet etmek. Bu tür sivil toplum örgütlerinde insanlar mevkii için genelde uğraşmakta. Bizim hiçbir mevkide gözümüz yok, biz buraya hizmet için geldik. Hizmet için varız. Eğer üyelerimiz bizi takdir ederse bir dönem daha onlara hizmet etmeye devam edeceğiz. Eğer takdir etmezlerse işimizin başına geçeceğiz. Biz buraya gelmeden önce de bir işimiz vardı hala daha var. Ancak ben inanıyorum ki arkadaşlarımız bizi takdir ederlerse bize görev verirler. Biz bulunduğumuz mevkii görev olarak kabul ettik, hiçbir zaman menfaatimizi düşünmedik.
— Son olarak neler söylemek istersiniz?
Toplumun sivil toplum örgütlerinden artık bir şeyler istemesi lazım. Vatandaşımız bu konuda çok duyarsız. Odalarda, bağlı bulundukları kuruluşlardan kendi eksiklerinin giderilmesi için istemde bulunmalılar. Bizim milletimiz oy zamanı geldiğinde oyunu veriyor bir daha ne odayı arıyor, ne de yönetimi arıyor. Yönetim de son bir ay üyelerini dolaşarak kendilerinin seçilmesi için uğraş veriyor. Ancak biz diyoruz ki her zaman üyemiz bizden her konuda destek alabilmeli. Güveneceği bir dağ olmalı. Siz eğer vatandaşa bir şeyler verirseniz o da sizi tercih edecektir. Vatandaşımız artık makam ve mevki için göreve gelenlere alet olmasınlar, gerçekten hizmet için gelenleri ve bu topluma bir şey verenleri tercih etsinler. Saygılarımı sunuyorum.
|
Bu haber defa okundu.
|
Ufuk Ötesi : 2005 / 09
|
|
|