|
|
|
KIZILDERİLİ SOYKIRIMI
|
Yenidünya'ya ayak basan Avrupalılar, binlerce yıldır bu kıt'ada yaşayan ve büyük devletler kurmuş bulunan Kızılderilileri çeşitli yöntemlerle yok etmişlerdir. Savaşarak yenemedikleri yerlileri dünya tarihinin bilinen ilk biyolojik savaşıyla ortadan kaldırmışlardır. |
Batı'nın tarihi ayıbı gün yüzüne çıkıyor
KIZILDERİLİ SOYKIRIMI
Batı ülkelerinde sürekli Ermeni soykırımı iddiaları günümüzde Türkiye'ye karşı her konuda dile getirilirken, 1492 yılında Avrupalılar tarafından ancak keşfedilebilen Yenidünya kıtasındaki yüz milyonlarca Kızılderili'nin barbarca soykırıma tabi tutulduğu göz ardı ediliyor. Yenidünya'ya ayak basan Avrupalılar, binlerce yıldır bu kıt'ada yaşayan ve büyük devletler kurmuş bulunan Kızılderilileri çeşitli yöntemlerle yok etmişlerdir. Savaşarak yenemedikleri yerlileri dünya tarihinin bilinen ilk biyolojik savaşıyla ortadan kaldırmışlardır. Misyoner rahibeler rutin sağlık muayenesi adıyla Kızılderili köylerini gezerek çiçek hastalığı mikrobu yaymışlardır. Osmanlı Devleti'nin Kızılderililere gönderdiği çiçek aşısı ise muhatap bulunamadığı için etkisiz kalmıştır.
Biyolojik soykırım…
Lord Jeffrey Amherst, on sekizinci yüzyılın ortalarında, Kuzey Amerika'daki İngiliz kuvvetlerinin komutanı olarak büyük bir zafer kazanmış ve bir milyona yakın Kızılderili'yi birkaç haftada ortadan kaldırmıştır. Carl Waldman'ın "Kuzey Amerika Kızılderilileri Atlası" (Atlas of the North American Indian, NY: Facts on File, 1985) isimli eserinde, Şef Pontiac liderliğindeki Kızılderililer'in kuşatmasının "Biyolojik Savaş" yoluyla nasıl yarıldığına ilişkin açık ifadeler yer alır. Araştırmacı-Yazar Levent Elpen bu konuda şu ifadeleri kullanır: Fransız desteğini alan Pontiac isimli Kızılderili Reisi; Delawareler, Huronlar, Illinoiler, Kickapoolar, Miamiler, Potawatomiler, Senecanlar, Shavneeler, Ottavalar ve Chippevalar gibi bir çok kabileyi bir araya getirerek, büyük bir Kızılderili ordusu kurmuş ve İngilizler'i geldikleri yere, Apalache Dağları'nın ötesine sürmeyi hedefleyerek saldırıya geçmişti. Pontiac'ın bu hedefi gerçekleştirmesi için, Pitt Kalesi'ndeki (bugün Pittsburgh şehri) İngilizler'i ortadan kaldırması gerekiyordu. Pontiac, bu amaçla 1763 yazında Pitt Kalesi'ni kuşattı. İngilizler Çiçek mikrobu bulaştırılmış battaniyeleri ve mendilleri Kızılderililere barış isteğinin hediyesi olarak gönderip salgın başlatarak birkaç hafta içinde karşısında savaşacak güçte bir tane bile Kızılderili birliği bırakmayarak büyük zafer (!) kazanmıştı. Bizzat (Lord) Amherst, Ecuyer'e yazdığı mektuplarla bu taktiği vermiş ve onu cesaretlendirmişti." Lord Amherst, mektuplarından birinde onları "İğrenç ırk" olarak tanımlamaktan çekinmemiş ve Biyolojik Savaş'ın Kızılderililerin "top yekûn imhası" için mükemmel bir araç olduğunu yazmıştı. Ondokuzuncu yüzyılda ABD Ordusu, "Yerli Problemi"ni kontrol altına almak için, çiçek mikrobu bulaşmış battaniyeleri, özellikle büyük düzlüklerde yaşayan Kızılderililer'e göndermişti (Stearn and Stearn 1945, s.148). 1915'de Missisippi'de bir başka Amerikalı doktor, 12 yerliyi, pellagra hastalığının tedavisindeki araştırmaları için kobay olarak kullanmıştı. 1932'de Tuskegee Frengi Deneyi olarak bilinen çalışmada, 200 Kızılderili ve zenciye, kobay olarak frengi mikrobu bulaştırıldı. Bunlardan 100'ü ölürken geri kalanı kabilelerine geri gönderilmişti.
Toplu temizlik
'Kızılderili Toplu Mezarları' ile ünlü Kanada'nın Quebec eyaleti, 24 Nisan'ı resmen, 'Ermeni Soykırımı'nı anma günü olarak kabul etmiştir. 1938 yılının nüfus kayıtları, o dönemde kızılderililer arasındaki ölüm oranının, 'normal' Kanada vatandaşlarına göre 25 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. 1854 yılında yapılan tarihin en büyük Kızılderili toplu katliamın üzerindeki esrar perdesi ise devam etmektedir. Quebec'te bulunan toplu mezarların o katliama ait olduğunu öne süren Kızılderililerin bu bölgeye girmesi halen yasaktır. 16 Haziran 1763 tarihinde İngiliz General Amherst, Henry Bouget'e Kızılderili katliamlarının nasıl gittiğini sorduğunda şu ibretli cevabı almıştır: Quebec'in kurucularından Bouget, "İyi gidiyor ancak henüz hepsini temizleyemedik. Dağlara kaçtılar. Ormanlardaki ağaçların hepsi yerlileri korumaya çalışıyor gibi…"
Sürek avı düzenlemişler
Lord Amherst 16 Temmuz 1763 tarihli mektubunda Kızılderilileri hayvan gibi sürek avı düzenleyerek yok etmekten bahsederek, "Kızılderililere, bu aşağılık ırkı top yekûn İmha etmeye yarayan bütün diğer metotlar kadar iyi olan battaniye ile mikrop bulaştırmayı denemekle çok iyi yaparsınız. Onları, gayet etkili olabilecek sürek avı ile kovalama planınızdan da memnun olmalıydım ama bu şimdilik yeterli köpeğiniz olmadığı için çok uzak görünüyor" diyordu.
Hep vahşi gösterildiler
Kızılderililer psikolojik harbe de maruz kaldılar. Yetişen gençler kendi kendisinden nefret etsin ve millî bilinç uyanmasın diye, filmlerde Kızılderililer hep vahşi ve kaba gösterilirken, "WASP" beyaz adam medeniyet getiren insan olarak tasvir edildi. Hollywood'un bu çalışmasından başka Kızılderili kızlar etnik pornografik unsur olarak kullanılarak millet bilincinin oluştuğu aile ocağı çökertildi.
|
Bu haber defa okundu.
|
Alptekin Cevherli : 2005 / 03
|
|
|