Oyuncular, hayatımıza ciddi katkı sağlar. Hatta bazen kendimizi içinde bulduğumuz sinema filmleri, dizi filmleri ya da tiyatro oyunlarına hemen hemen hepimiz rastlamışızdır. Bazı zamanlarda da oyunlardan ve filmlerden etkilenmişsek ve kendi değerlerimizle bağdaştırabilmişsek hemen o karakterin mizacına bürünüveririz. Hiç düşündünüz mü neden böyle bir şeye gereksim duyarız. Oyunculuk gerçekten de zor bir iş, bunu kabul etmemiz gerek. İşini çok iyi yapan oyuncular, oynadığı karakterle anılmış ve öyle kabul edilmiştir. Örneğin Kemal Sunal, komik bazen bonkör ve kaygısız. Erol Taş`ı düşünün, gaddar, acımasız ve yüreğinde sevgi barındıran bir oyunculuk karakteri ile belleğimizde yer edinmiştir ve daha nicesi… Oyunculuklarındaki canlandırdıkları karakterleri ile gerçek karakterleri arasındaki uçurumu onları kaybettikten sonra algılayabildik. Bu onların üstün başarısından başka ne olabilir ki. Elazığ Türk Eğitim-Sen`in geçen günlerde Elazığ Belediye Kültür Merkezinde organizasyonluğunu üstlendiği etkinliğin konuğu Deliyürek dizisinin Sabri Ağabey`i en çok sevilen televizyon dizisi Ekmek Teknesinin Gamsız Celali idi. “Milenyumda Türkiye”adlı kendisinin yazıp oynadığı tiyatro oyunuyla Elazığlı sanat severlere hoşça vakit geçirtti. Dizilerden ve oyunlarından tanıdığımız Ahmet Yenilmez’in oyunculuğu hemen hemen hepimizden tam puan almıştır. Başarısının zirvesindeki Ahmet Yenilmez’i ya da Gamsız Celal’i daha yakından tanıyalım dedik, Ufuk Ötesi okurları için sorduk. Köseoğlu: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Yenilmez: 1978’de Ordu Karadeniz Bölge Tiyatrosunda deneme sahnesinde tiyatroya başladım.Uzun süre orada eğitim aldım. Özellikle belirtmek isterim ki Ordu Karadeniz Bölge Tiyatrosu perdesini kapatmamış tek tiyatrodur. Bu yüzden bu tiyatronun Türkiye’deki önemi büyüktür. 1983’te en iyi erkek tiyatrocu ödülünü aldım… Zaman buldukça tiyatro oyunlarına devam ediyorum. Köseoğlu: Deli Yürek’in Sabri Ağabeyi, Ekmek Teknesi’nin Gamsız Celal’i ile dizi hayatınızda doruk noktasına çıktınız, bunu nasıl başardınız? Yenilmez: Tiyatro eğitimi oyunculuk deneyimi için önemli bir tecrübedir. Tiyatrodan edindiğimiz tekniklerin, bilgilerin dizi oyunculuğuna aktarılması önemli bir unsurdur. Benim oynamış olduğum karakterler genelde Türk realitesini ortaya koyuyor. Ben üzerime düşeni yapmaya çalıştım ve yaptığımı da düşünüyorum. Köseoğlu: En son bir şiir kaseti çıkarttınız, bunda etken ne oldu? Yenilmez: 1986’dan bu yana sürekli Anadolu turnelerine çıkıyoruz, Anadolu’nun çeşitli yerlerini görüyoruz, unutamadığımız anlar yaşıyoruz. Ayrıca oyunculuğun getirmiş olduğu birtakım yaşantılar ve anılarımızın ortaya çıkarttığı bir sonuçtur bu. Bu olaylar bende duygularımı dile getirme ihtiyacı doğurdu. Sosyal sorumluluk duygusuyla harekete geçtik ve bu şiir kasetini yaptık. Köseoğlu: Bundan son yeni bir şiir veya türkü kaseti çıkarmayı düşünüyor musunuz? Yoksa bu tek defalık bir deneme miydi? Yenilmez: Öncelikle bir talep olursa bu çalışmanın devamını getiririz. Ayrıca bu bizim ihtiyaç olarak gördüğümüz bir görev niteliğindeydi. Elimizde yeni bir çalışma için yeterli materyal mevcut. Bu kasetin akıbeti bize kılavuz olacaktır. Köseoğlu: Ekmek Teknesi dizisinde seyirciler için düşünülmüş bir sürpriz var mı? Gamsız Celal-Suzan aşkı nereye varacak? Yenilmez: Bildiğiniz gibi Osman Sınav’ın çalışmalarında bir gizlilik söz konusudur, onun bizler oyuncular olarak bu ekip içerisinde sürekli bir merak içerisindeyiz. Bu merak bizi rahatsız etmediği gibi daha bir istekle çalışmamızı sağlıyor. Gamsız Celal ve Suzan’ın aşkının akıbetini biz de en az sizler kadar merak ediyoruz, bekleyip göreceğiz. Köseoğlu: Sizce ideal oyunculuk nedir? Yenilmez: Oyuncu öncelikle sorumluluklarını çok iyi bilmelidir. Oynadığı oyunlardaki kişiliği kadar onun gerçek kişiliği olumsuz eleştiri almayacak doğrultuda olmalıdır. Bu konuda bizim de belki eksikliklerimiz olabilir fakat elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca ideal oyuncu oyunculuk adına kendine yüklenen sorumluluğun bilincinde olmalıdır. Kendi gerçek kişiliğinden bir şeyler katmasını bilmelidir, bu doğrultuda kendini çok iyi yetiştirmesi gerekmektedir. Sosyal sorumluluk bilinci çok önemli bir olgudur. Her oyuncu bir parça oyunculuğu ile sosyal sorumluluğunu yerine getirme çabası içinde olmalıdır. İdeal oyunculuk izafi olsa da ben Türk toplumu ve gelenekleri çerçevesinde bir parça bahsettim yoksa bir soruya cevap olabilecek kadar geçiştirilebilinecek bir olgu değildir. AHMET KÖSEOĞLU