Türkiye’nin stratejik yerlerinden biri olan ve kırmızı çizgilerle belirtilen İstanbul – Çanakkale Boğazları’nın idaresi buralardan sorumlu olan Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü’nün arka arkaya yaptığı acemice hatalar, Türk Boğazlarındaki deniz trafiği’nin Uluslar arası Komisyon tarafından yönetilmesini isteyen Başta Yunanistan olmak üzere Karadeniz’e sahili olan diğer ülkeleri sevindirdi. Yıllardan beri Türkiye’yi Boğazlardan geçişlerde yeterli önlemleri almayarak kazalara ve insan ölümlerine neden olmakla suçlayan, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında ki Türk egemenliğini kaldırarak, denetimin Lozan da olduğu gibi yeniden uluslar arası komisyon tarafından yönetilmesini isteyen ülkeler bu sefer amaçlarına ulaşmak üzere. 20 DENİZCİ ÖLDÜ Hatalar zincirinin ilk halkası geçtiğimiz Şubat ayında kötü hava şartlarını bahane ederek, Boğazlardaki Uluslararası su yolunu deniz trafiğine kapatarak, hem Montrö Sözleşmesine hem de Uluslararası denizcilik Örgütü IMO kurallarına aykırı hareket içine girerek, Türkiye’yi Dünya denizcilik camiasında tüm itibarını ve güvenirliliğini yok eden Kıyı Emniyeti Müdürlüğünden geldi. Şubat ayında ki fırtınada hem boğazların deniz trafiğine kapatılması, hem de mevcut Kurtarma gemilerinin daha önceden hazır bekletilmemesi ve ardından Karadeniz’de batma tehlikesi altına girip saatlerce yardım çağrısında bulunan ve boğazlara sığınmak isteyen gemilere izin verilmeyerek, Kamboçya bandralı bir geminin batmasına ve 20 genç denizcinin ölümüne neden olunması IMO’da büyük infiale yol açtı ve Karadeniz Ülkelerinin, Boğazları Uluslararası Komisyon idare etsin seslerinin tekrar yükselmesini sağladı. Bu talepler üzerine de IMO önümüzde ki Temmuz ayındaki toplantısında ivedilikle bu konuyu görüşme kararı aldı. AMAÇ KADROLAŞMA… Kuruluş amacı Türkiye’yi çevreleyen Denizlerde ve stratejik öneme haiz olan boğazlarda emniyet tedbirleri alarak öncelikle insanların can güvenliğini sağlamak daha sonra da mal güvenliğini emniyet altına almak olan Kıyı Emniyeti 1995 yılında Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyesi üzerine kurulmuş ve Genel Müdürlük görevine de Uluslar arası Deniz Hukuku uzmanı olan Hücum Tulgar getirilmişti. Aradan geçen 7 yıl boyunca görev alan hiçbir Hükümet, konusunda uzman olan ve Türk denizciliğini IMO’da saygın bir konuma getiren ve de yaptığı modernizasyon çalışmalarıyla Boğazlarda iştahı olan ülkelerin seslerini kesen, ayrıca Kurumu her yıl vergi rekortmeni yapan Genel Müdürü görevden almamıştı.Ancak şimdiki Hükümetin yaptığı ilk icraat Hücum Tulgar’ı istifa ettirerek yerine 30 yaşında ve hiçbir devlet tecrübesi olmayan Barış Tozar’ı atadı. Yeni Genel Müdürün yaptığı kadrolaşma çalışmaları ve konularında uzman kişilerin yerine acemi insanlara görev vermesi Kıyı Emniyeti Kurumunu amacından saptırdı. Kurum tarihinde ilk kez zarar etmeye başladı ve geçen zaman zarfında hiçbir kurtarma çalışmalarında başarı sağlayamadı. TÜRKİYE TAZMİNAT ÖDEYECEK Öte yandan Karadeniz’de batan Kamboçya bandralı gemide hayatını kaybeden Bulgaristan ve Ukrayna uyruklu 20 genç denizcinin aileleri ve geminin bağlı bulunduğu sigorta şirketi Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünü, dolayısıyla Türkiye’yi Avrupa İnsan Halkları Mahkemesine şikayet ederek Tazminat talebinde bulundular. Aileler ile batan gemide oğlunu kaybeden gemi sahibinin avukatları yardım taleplerine ve S.O.S çağrılarına zamanında cevap vermeyen Kıyı Emniyeti yetkililerinin ve de Türkiye Cumhuriyeti’nin bilerek ölüme sebep olmalarından dolayı Uluslar arası Mahkemelerde yargılanmalarını istemeye hazırlandıkları da öğrenildi. VE BİR İDDİA! Kurulduğundan beri her yıl büyük kâr ederek Devlete trilyonlar kazandıran ve vergi rekortmeni olan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün 2004’ün ilk dört ayında trilyonu aşan zarara uğramasının arkasında Kurumun özelleştirilmesini isteyen bazı şahısların olduğu iddia ediliyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bazı kurum çalışanlarının verdiği bilgiye göre, Kurumun zarar ederek bir an önce özelleştirme programına alınmasını isteyenin yıllardan beri Gemi Kurtarma işletmesini satın alarak, Türkiye Denizlerinde tekel olmak isteyen ve bu sayede her yıl trilyonlarca lira kâr etmeyi arzulayan eski Deniz Ticaret Odası Başkanı Cengiz Kaptanoğlu’nun olduğu iddia ediliyor. Kaptanoğlu’nun sırf bu amaçla AKP’den Milletvekili olduğu da verilen bilgiler arasında. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün zararının yıl sonuna kadar 75 trilyonu geçeceği ve 2005 yılının başında da zarar ettiği gerekçesiyle de özelleştirilerek Cengiz Kaptanoğlu’na satılacağı yine iddialar arasında. Aynı Kaptanoğlu’nun Milli Savunma Komisyonu Bakanı olduğunu da düşünecek olursanız ve Doğu Akdeniz ile Karadeniz’de bulunan ve bulunacak olan ABD donanması’nın tüm ihtiyaçlarını ve de İskenderun Körfezi’nden sevkıyat edilecek petrolü taşıyan gemilere verilecek hizmeti de üst üste koyacak bulunursanız, ortada dönecek rantın ne kadar olduğunu siz düşünün. Son olarak özelleştirmenin de, Kaptanoğlu’nun arkasında bulunan Düzgit Denizcilik şirketine verileceği de iddialar arasında.