|  | 
 |  | 
  
    | 
 Türkmenler kan ağlıyor
 |  
    |  Kerkük, Musul ve Süleymaniye’de Türkmenler kan ağlıyor. Genç üniversite öğrencileri MİT ajanı diye tutuklanıyor. Kürtler, Türkmenlere nefes aldırmıyor. Türkiye ise “Kürtleri kızdırmayın” diye Türkmenlere nasihat ediyor |  
    | İlk kez bir Türkmen belgeseli hazırlamak amacıyla Irak’a gidip iki hafta kalan 
gazeteci Vedat Yenerer, Türkmenlerin yaşadıkları zulmü yerinde gördü. Amerikan askerlerinin toplumu aşağılayan uygulamalarına, baskılara ve işkencelere şahit oldu. Gazeteci Yenerer, Irak ve özellikle Kerkük’te dünyanın görmek istemediği vahşeti şu acı ifadelerle dile getiriyor:
- Kerkük’te, Süleymaniye’de Amerikan birliklerinin olduğu her yerde, seks 
var. Kadın pazarlamacılığı bir sektör haline gelmiş. Saddam’ın saraylarına 
Amerikan birlikleri yerleşmiş durumda... Açıkça fuhuş yapıldığı biliniyor. 
Kürt ve Arap kadın satıcıları bu işi yapıyorlar. Zaten sokakta, iyi giyimli 
iki Kürt varsa yanında mutlaka dört beş kadın da görüyorsunuz. 100-150 
dolar, burada çok büyük para. Binlerce Amerikan askeri de böylelikle 
rehabilite oluyor denilebilir...
TÜRK OLMAK ZOR
- Türkmenler mahvolmuş vaziyette. Habur sınır kapısından geçtikten sonra 
üzerinizde Türkmenlere giden kitap, gazete varsa, anında Kürtler tarafından 
el konuluyor. Üniversite yaşlarındaki öğrenciler MİT ajanı olduğu iddiasıyla 
taciz edilip sürekli gözaltına alınıyor; buna karşı Türkiye bir şey 
yapamıyor. Türkmenlerin temsilcilerine nefes aldırmıyorlar. Irak Türkmen 
Cephesi, Kürtlerin baskısı altında, ama Türkiye devleti, sadece ‘Kürtleri 
kızdırmayın, saygılı olun’ diyor... Amerika’nın güdümünde bir yönetim var; 
ne derse o oluyor. 3.5 milyon Türk var, Türkmenler sindiriliyor; 
ayaklanmaları istenmiyor. Türk olmak çok zor, Türk bayrağını yakacak kadar 
gıcık olunmuş; özellikle Kerkük’te. PKK’lıları da Musul ve Kerkük’e 
yığmışlar.
- Çekim yaparken uğradığımız Misak-ı Milli sınırlarının en ucu sayılan 
Mansuriye El Cebel’deki (Şahraban) Adana Köyü’nün camiini görmelisiniz; 
dökülüyor. Böyle görkemli bir camiyi dünyanın en zengin vakıflarından 
sayılan Diyanet Vakfı onaramaz mı? Çevresinde 300 bin Türkmen’in yaşadığı 
Telafer Kalesi’nin de bir görülmesi lazım. Saddam Hüseyin, Türk 
düşmanlığından ötürü bir trafik lambası bile koymamış, bir sinema, kültür 
merkezi bile açtırmamış; utanç verici bir durum... Türklüğünü kaybetmemiş 
bir toplum görmezden mi geliniyor?
SINIR TİCARETİ
- Burada dikkat çekici bir durum var. Mersin serbest bölgesi ve 
İskenderun’dan TIR’larla büyük mal sevkıyatı var. Barzani ailesinin 
kontrolündeki bu mallar gümrüklerde yeterince kontrol edilmeden Irak’a 
geçiyor. Irak’a giden Türk şoförler de dönüşte çay, kola, deterjan ve 
sigaraları alıp Türkiye’ye satıyorlar. Bu ihracat nedense Türkiye’den 
yapılmıyor? Tabii gümrük vergisi olmadığı için bu mallar ucuz. Düşünün 24 
adet kutu kola 5 dolar sadece. O yüzden Türkiye bu yolla bir şey kazanmıyor. 
Türkiye’de hükümete yakın bazı işadamları ve siyasilerin Mesut Barzani’nin 
yeğeni Neçirvan Barzani ile yakın ilişkileri olduğu konuşuluyor.
 |  
    | Bu haber  defa okundu.
 |  Ufuk Ötesi      : 2004 / 05
 |  |  |