Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çelik, Fener Patrikhanesi'nin ekümenik (evrensellik) faaliyetlerinin Türkiye için büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Çelik, “Fener Patrikhanesi, kendisini Bizans'ın varisi olarak görüyor, ekümenik faaliyetleri İstanbul ve dolayısıyla Türkiye açısından büyük bir tehlikedir ve dini hoşgörü ile ele alınacak bir konu değildir” dedi.
Fiili durum oluşturdu
Prof. Dr. Çelik, Fener Patrikhanesi'nin bir ay kadar önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan 6 metropolü atayarak, ekümenik konusunda bir nevi fiili durum yaratmış olduğunu söyledi. Fener Patrikhanesi'nin yaptığı atamaların Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelik, "Bu durum, Lozan Antlaşması'nın ruhuna da aykırıdır. Lozan Antlaşması'nda patriğe verilen rol, siyasetle uğraşmayacak, sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Rumların dini hizmetlerini (vaftiz, nikah, cenaze işleri) yerine getirmektir. Bu statü içerisinde, Fener Patrikhanesi, bırakın bir ülkenin pasaportunu taşımayan insanları metropolit olarak atamayı, başka bir ülkenin vatandaşı olan bir kimsenin çocuğunu vaftiz etme hakkına dahi sahip değildir” diye konuştu.
Bu çok ciddi bir mesele
Fener Patrikhanesi'nin ekümenik faaliyetlerinin çok ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Çelik, şöyle devam etti: “Türkiye'nin ileride başını çok ağrıtacak olan bu konu, çok ciddi bir şekilde ele alınmalıdır. Bu konu, dini hoşgörü, dinler arası diyalog ile birlikte düşünülüp çözüme kavuşturulamaz. Burada, asıl tehlike, İstanbul'un konumudur. Ben, yıllar önce, hükümetlere, eğer bu ekümenik konusunda hiçbir şey yapamıyorsanız Fener Patrikhanesi'ni Ankara'ya taşıyın dedim. Fener Patrikhanesi, Türkiye Cumhuriyeti'ne Osmanlı'dan kalmıştır. Osmanlı döneminde başkentimiz İstanbul'du, şimdi ise Ankara. Nasıl ki
İstanbul'daki kurum ve kuruluşları yeni başkentimize taşıdık, Fener Patrikhanesi'ni de Ankara'ya getirebiliriz."