KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs konusunda ''en uzlaşmaz adam'' olarak nitelendirildiğini anlatarak, ''Uzlaşan adam, güzel diplomat, iyi devlet adamı olabilmem için Türkiye'nin Kıbrıs'tan çıkmasının imzasını vermem lazımdır. Bende böyle kalem yok, bende böyle el yok, bende böyle yürek yok'' dedi. Basın Birliği Derneği tarafından Rauf Denktaş'a, ''Yılın Diplomasi Ödülü'' verildi. Swissotel'de düzenlenen toplantıda konuşan Dernek Başkanı Kemal Çapraz, yaklaşık 3 yıl önce kurulan derneğin 300'e yakın üyesi bulunduğunu söyledi. Kıbrıs'ın, Türk Milleti için çok önemli olduğunu anlatan Çapraz, Atatürk'ün ''Basın, milletin müşterek sesidir'' sözünü hatırlatarak, ''Maalesef Kıbrıs konusunda müşterek ses olamamıştır. Kalemini satanlar olmuştur. Basın Birliği, kalemini satmayan gazetecilerden oluşmaktadır'' diye konuştu. Çapraz, Basın Birliği Derneği’nin büyüyüp gelişmesinde fedakar gazetecilerin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Yönetim kurulu üyelerimiz Abdülhamit Avşar, Şahin Zenginal, İsmail Bayram, Bünyamin Aksungur, Mustafa Kambur, Neşat Ergül, Demet Yeğenoğlu, Asuman Özdemir’e teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Ayrıca bu toplantının sponsorluğunu yapan Cem Duruakan’a derneğimize katkılarını esirgemeyen Zekai Mercan, Fazıl Özen, Tarık Güneş ve Hayri Aygün’e de teşekkür etmeyi bir borç bilirim” dedi. Basın Birliği Derneği Başkanı Kemal Çapraz, Türk tarihinde hep cephede kazanılan savaşların masa başında kaybedildiğine dikkat çekerek, “Sayın Denktaş, cephedeki savaşı masa başında da kaybetmeyen liderdir. Aslında o, bir faninin hayatında alabileceği en büyük ödül olan milletinin kalbinde yer almayı başarmış bir insandır. O bayrak şahsiyettir. Bayrak gibi gittiği her yerde KKTC’ni en iyi şekilde temsil etmiş bir liderimizdir, cumhurbaşkanımızdır” dedi. Çapraz, daha sonra Denktaş'a ''Yılın Diplomasi Ödülü''nü takdim etti. Denktaş, ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, Kıbrıs meselesinde kendisine ''AB sizi koruyacak'' denildiğini belirterek, şunları kaydetti: ''(AB hukukun üstünlüğüne riayet eder, güçlü bir kuruluştur merak etmeyin), diyorlar. AB, acaba neden 1960 anlaşmaları ile bize verilmiş olan eşit egemenliğimizi, kurucu ortaklığımızı, Türkiye'nin garantörlüğünü, devamlı surette askerinin kalmasını öngören anlaşmaları görmezden geliyor. Bu ne biçim hukukun üstünlüğü...'' Denktaş, kapıları açtıklarını da hatırlatarak, ''İnsanlarımız diğer tarafa geçip gördüler ki ne ev kalmış, ne bark. Tarlalar, bahçeler istimlak edilmiş. (Tazminatı nerede) diyoruz, (anlaşmadan sonra) diyorlar. O halde bayan Loizidu denen hanım niye mahkemelerde milyonlarca dolar tazminat kazanıyor, anlaşmadan sonrayı beklemiyor. Çünkü her şey Türkiye'yi kıskaca almak üzere hazırlanmıştır'' dedi. ''KIBRIS ENGEL DEĞİLDİR''- Denktaş, Türk basınını da eleştirdiği konuşmasında, şunları söyledi: ''Basın, (uluslararası anlaşmaları çiğniyorsunuz. Bu anlaşmaları çiğnemeye, Türkiye'nin hakkını ortadan kaldırmaya, yeniden Türkiye ile Yunanistan'ı karşı karşıya getirmeye, Kıbrıs'ta kurucu eşit haklara sahip Kıbrıs Türkünü Rumun azınlığı haline getirmeye hakkınız yok) demiyor. Halkın sesi olmuyor bu konuda basın. Eğer Kıbrıs herhangi bir hükümetin, idarenin önünde engelse, Rumun önünde olması lazım. Kıbrıs meselesini başlatan o, insan haklarını çiğneyen, anayasayı yırtıp atan, toplu mezarlar yapan o, onun önüne koymuyorsun, Türkiye'nin önüne koyuyorsun. Nerede bunun adaleti, nerede bunun insanlığı, barışçılığı?...'' ''EN UZLAŞMAZ ADAM''- Rauf Denktaş, ''en uzlaşmaz adam'' olarak görüldüğünü ifade ederek, ''Uzlaşan adam, güzel diplomat, iyi devlet adamı olabilmem için ne yapmam lazımdır. Türkiye'nin Kıbrıs'tan çıkmasının imzasını vermem lazımdır. Ben de diyorum ki, bende böyle kalem yok, bende böyle el yok, bende böyle yürek yok'' şeklinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'yi ziyaretine de değinen Denktaş, sözlerini şöyle tamamladı: ''Her iki taraf için de çok faydalı olmuştur. Söyledikleriyle halkımıza Türkiye'nin yanımızda olduğu, olmaya devam edeceğini teyit etmiştir. Kıbrıs meselesi gerçekler üzerine halledilir demiştir. O gerçekleri de iki halk, iki devlet, iki demokrasi ve Türkiye'nin fiili ve etkin garantisi olarak tarif etmiştir. Türkiye bu şekilde bu kararlılıkla devam ettiği sürece olması gereken, bizim Kıbrıs'ta sağlam durmamızdır. Büyük bir mücadelenin eşiğindeyiz. Kıbrıs Türkü, şimdi sadece Kıbrıs'ta sadece Rumlarla değil, kendi içinde Rumlarla birlikte olanlar var ve ABD, İngiltere ve AB ile mücadele vermektedir. Bu mücadelede Anadolu'yu geziyorum. Gördüğüm ilgi çok büyüktür. Türk Milleti, Kıbrıs'ı yeni bir Girit faciasına dönüştürmeyecektir. Biz de Kıbrıs'ın yeni bir Girit faciası olmaması için her şeyimizi feda ettik, feda etmeye hazırız.'' MÜZİK ZİYAFETİ Ülkü Ertuğrul’un sunuculuğunu yaptığı toplantıda, sanatçı Bünyamin Aksungur, Türk Halk Müziğinin ünlü sesi İclal Akkaplan ve TRT İstanbul Radyosu ses ve saz sanatçısı Ahmet Tuğrul Şan davetlilere müzik ziyafeti çekti. Basın Birliği Derneği’nce düzenlenen “İftar Yemeği ve ödül töreni”ne çok sayıda gazeteci, yazar, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, ilim adamları ve sanatçılar katıldı.